Final

902 58 60
                                    

"Sayın seyirciler! Programı son dakika olan bir kaza nedeniyle, ara veriyoruz. Seongbug-ro caddesi üzerinde bir araç kaza yaptı. Yan şeritte ilerleyen kamyonu göremeyen araç ağır bir kazaya sebebiyet verdi. Çarpışan kamyon ve araç hurdaya döndü. Aracın içindeki genç adam hastaneye  kaldırıldı, durumunun ağır olduğunu söyleyen yetkililer kamyon şoförün ise durumunun iyi olduğunu belirtti. Cadde, bir süreliğine trafiğe kapalı olacak."

Jungkook'un izlediği program ara verirken telefonuyla ilgilenmeye başladı. Sevdiğini bekliyordu. Ne bir arama vardı ne de bir mesaj...

Kazayı duyan Jungkook, bakışlarını telefonundan çekip televizyona çevirdi. Üzülmüştü. Hurdaya dönen arabalara baktı.

Bir dakika..!

O araba ona tanıdık mı gelmişti? Bu Taehyung'un arabasıydı. Ama... Ama o nasıl kaza yapmış olabilirdi ki? Çok dikkatli bir sürücüydü kendisi. Yaralılara baktı. Kamyon şoförü yaşlı bir amcaydı. Tamam, o kadar da yaşlı değildi. Ama yaşlıydı, işte. Her neyse...

Genç adama baktı. Yüzü kanlar içinde olan gence baktı bir süre. Nefesi kesilmiş, eli ayağı titriyordu. Ne yapacağını bilemeden öylece televizyona bakıyor, yerinden kıpırdamıyordu. Kıpırdayamıyordu...

Haber spikerinin konuştukları artık kulağına bir uğultu gibi geliyordu. Fazladan ses yoktu ama o öyle sesler duyuyordu ki korkudan tek yapabildiği öylece oturmaktı.

İç sesi kalkıp hastaneye gitmesini, böyle boş boş oturmamasını söylüyordu. Haklıydı da.. Ama Jungkook kalkamıyordu. Şoku atlatamıyordu.

En sonunda çalan telefonu ile kendisine geldiğinde şok olan yüz ifadesiyle telefonu açmıştı. Kimin aradığına bakmamıştı bile.

"Alo?"

"..."

"Kimseniz konuşabilir misiniz lütfen? Ben polis memuru Jung Hoseok. Seongbug-ro caddesi üzerinde olan kaza nedeniyle arıyorum. Yaralı en son sizinle 2 hafta önce konuşmuş. Galiba eşisiniz?"

Jungkook sadece dinliyordu. Titrek bir nefes alıp konuşmaya çalıştı.

"B-ben eşiyim. Evet..."

"Beyefendi, acilen Seul Hastanesi'ne gelmeniz gerek. Eşinizi o hastaneye kaldırıyorlar. Yanında olmalısınız. Şu an ambulans yola çıktı."

"T-tamam... Geliyorum."

"Geçmiş olsun."

Telefonu kapatan polis memuru ile Jungkook artık şoktan çıkmış ve göz yaşlarıyla birlikte kendi arabasının anahtarını almıştı. Evden hızla çıkıp arabaya binmiş ve hastaneye doğru sürmeye başlamıştı. Hızlı gidiyordu. Gereğinden fazla hızlı... Ama sevgilisini yalnız bırakamazdı. Onunla birlikte olmalıydı.

Sonunda hastaneye gelmişti. Hemen önünde ambulans vardı. Jungkook, arabasından çıkmış ve ambulansın yanına gitmişti. İçerisinden aceleyle çıkarılan sedyede yatan sevgilisini görünce ipler kopmuştu. Bağırarak ağlıyor, sedyenin yanından ayrılmıyordu.

Sevgilisine oksijen veriliyor ve alelacele sedyeyi ameliyathaneye götürüyorlardı.

Jungkook, ameliyata giren sevgilisin yanına girememiş ve duvarın dibine çökmüştü. Elleriyle yüzünü kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Tek istediği sevdiğine kavuşmaktı.

calling taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin