2- KARŞILAŞMA

32 8 2
                                    

    Gözlerimi, kulaklarımı sağır edecek şiddette çalan telefonla açtım. Ekrana baktığımda 'Ada' arıyordu. Biraz sinirlendim biraz de endişelendim. Çünkü saat daha 07:00'ydi. Telefonu açtım ve uykulu uykulu "Ne var Ada bu saatte" dedim." Hayal, Yaprak teyzem doğum yapıyor. Allah'ım çok heyecanlıyım. Küçük bir bebek geliyor." Dedi büyük bir sevinçle. " Sevindim. Sonunda beklediğin an geldi sanırım." Dedim gülerek çünkü 9 aydır halasının karnıyla konuşuyordu. "Evet ama sanırım bu gün ben okula gelenmeyecegim." Dedi. "Bir şey olmaz eğer dedikodu duyarsam anlatırım ben sana." Arkadan ses geldi (Yaprak Kara'nın yakınları) diye " Hayal ben gidiyorum bebek geldi sanırım bay" dedi ve telefonu kapattı.

    
     Of  yaa ben şimdi nasıl uyuyacağım. Yapacak bir şey yok en iyisi yürüyüşe çıkmak. Üzerime siyah göbeği açık bir askılı altıma rahat bir şort , sabah olduğu için bir hırka ve Nike ayakkabı ile evden çıktım.

               (Hayal 'in giydikleri)

        Aşağı sokağa doğru koşmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

        Aşağı sokağa doğru koşmaya başladım. Bir yandan da dün annemin niye ağladığını ve babamın anneme , annemi ağlatacak kadar ne söyleyebileceğini düşünüyordum. Daha önce de bir çok anlaşmazlıkları olmuştu ama bu durumda hep babam alttan alarak annemin isteklerini ön planda tutmuş ve annemi üzmemişti. Şimdi ise babam rica bile etmeden direk emir veriyor. Tek istediği  şey söylediğinin yerine getirilmesi.

       Bunları düşünürken ani gelen bir fren sesi ile kendime geldim. Ama araba çok yaklaşmıştı. Gözlerimi sımsıkı  kapattım. Ve arabanın çarpmasını bekledim. Fakat tam o sırada belimi saran kıllarla gözlerimi kocaman açtım. Simsiyah giyinmiş birisiydi. Fakat kapşondan dolayı yüzünü göremiyordum. "Daha dikkatli olmalısın." Dedi. Tam gideceği sırada kolundan tuttum ve " teşekkür ederim. Eğer olmasaydımız ezilebilirdim. "Dedim. Bunun üzerine bana bakmasını ve benim onun yüzünü görmemi beklerken O gitti. Saate baktığımda 07:45 idi ne kadardır koşuyorsun acaba.

     Eve geri döndüğümde herkes uyuyordu okul saati de geldiği için hazırlandım. Ve evden çıktım. Sanırım ilk derse geç kalacaktım. Neyse ki bu gün ilk gündü fazla umursanmazdı. Okula girdiğimde zil daha yeni çalıyordu. 12/C'yi aramaya başladım. Birinci katta yoktu. İkinci kata çıktım. Burada da değildi sanırım. En üst kattaydı. Nefes nefese üçüncü kata çıktım ve 12/C 'yi buldum. Sınıfa girdiğimde Barışı gördüm ve çok sevindim çünkü tanıdığım tek kişi oydu.

     Allah'ım sana şükürler olsun. Amin. Yaa yine seninle konuşuyorum deli diyecekler bana sus biraz.

      Hemen Barış 'ın yanına gittim. "Naber Barış" dedim. " Valla ne olsun ben de sana bakıyordum listede adın var sen yoksun ortalıkta."dedi. " Ancak gelebildim."dedim fazla uzatmadan ve sabahtan bahsetmeden eğer bahsedersem meraklanır. " Bizim pıtırcık nerede acaba aradım. Ama hanım efendi cevap da vermiyor."dedi. Kızgın ve kırgın bir şekilde. " Yaa açamamıstır. Sonunda Yaprak teyze doğum yapmış da hastanedeydi."dedim. " İnsan bir haber verir , meraktan öldüm burda sen de yoktun." Dedi. Dediğim gibi bizi kardeş gibi gördüğünden dolayı zarar görmemizi istemiyor. Bu yüzden de bizi sürekli gözünün önünde tutuyor. " Tamam yaa meraklanma duymamıştır." Dedim. Ve içeriye hoca girdi. Ama kimse hoca ile ilgilenmiyordu. Zaten hoca da masaya oturup defteri doldurdu ve çıkıp gitti. İlk gün olabilir ama tanışa bilirdik. En azından isimlerimizi öğrenirdik.

    Barış'ın kolumu dürtmesi ile kendime geldim. " Sana diyorum Hayal burada mısın?"dedi. " Buradayım sadece hocaya biraz şaşırdım." Dedim. " İlk gün ya ondandır. Neyse gel biz kantine inelim. Kahve alırız hem sen de açılırsın yoksa seni hep dalıp giderken bulacağız." Dedi ve sırıttı. Ben de onun peşine takıldım. Kantine gittik ve birer kahve alıp bir masaya geçtik.

       Ben hala sabahki çocuğun kim olduğunu düşünüyordum. Derlere girmedik gün hemen geçti. Çıkış saati geldiğinde Barış beni eve bıraktı. Eve girdiğimde kimseyi görmek istemedim. Bilmiyorum nedeni ne ama içimde kötü bir his vardı. Bu yüzden ben de pek fazla insanla konuşmuyordum. Odama gittim duşumu aldım ve kendimi yatağa atıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

   Uyandığımda akşam yemeği saatiydi. Annem odama gelmiş beni uyandırmıştı ben de kalktım elimi yüzümü yıkayıp akşam yemeğine indim. Yemeği hiç kimse konuşmadan yedik tama masadan kalkacakken babam oturmamı söyledi. İtiraz edeceğim sırada ise sesini yükselterek " Hayal sana oturmanı söyledim." Dedi. Oturduğunda ise.                                ' EVLENİYORSUN  ' dedi. Evleniyor muyum. Bu da neydi şimdi. Şakaydı sanırım. Ya da günlerdir içimde olan kötü hissin sebebi belki de buydu. Bu zamana kadar ailemi hep ön planda tuttum gerekirse kendimden ödün verdim ama onları kırmadım. Sanırım bundan sonra asla böyle olamayacağım çünkü bana yüklemekte oldukları bu yükün altında kalırım ben kalkamam. Sadece ruhsuz bir bedene dönüşürüm o kadar...
    
    

      Umarım beğenirsiniz sizi çok seviyorum. Ve bu kitabı okurken zevkle okumanızı istiyorum. Yorumlarınız benim için çok önemli her türlü yoruma açığım.

  Sizce Hayal bu durumu nasıl karşılayacak ve bu durumu kaldıra bilecek mi ?
🖤🖤🖤

BİR HAYAT HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin