Bugün yine pizzacıda bir doğum günü yapılıyordu. Herkes çok mutluydu. Doğum günü çocuğu olan Niko da oldukça mutluydu. Çok sevdiği animatroniklerle doğum gününü geçiriyordu. Ayrica bu pizzacı da oldukca popüler bir mekan olduğu için arkadaşlarının arasında daha popüler olacaktı.
O sırada gözüne bir kız takıldı. Duvara yaslanmış duran eski bir animatroniğe bakıyordu. Yavaşça kızın yanına yürüdü.
"Hello!"
"Oh, hi!"
Kızın cevabını duyan Niko devam etti.
"I haven't seen you here before, I think you're a stranger?" (Seni daha önce burada görmemiştim, yabancısın sanırım?)
Kız gülümseyerek cevapladı.
"Yes, I come from turkey, my name is İrem, you?"(Evet, Türkiye'den geldim, adim İrem, senin?)
"Oh, cool name! And I didn't think you that far!"(oh, havali isim! Ve o kadar uzaktan geldiğini düşünmemiştim!"
İrem güzel bir kahkaha attı.
"yes, I came for this pizzeria!"(evet, buraya bu pizzacı için geldim!)
"By the way, I'm Niko."(bu arada ben Niko)
"Ohh, that's sounds cool!"(ohh, kulağa hoş geliyor.)
"Thanks!"(teşekkürler)
"İrem?"
"Yes?"(evet?)
"Aren't you gonna take that hoodie off now?"(şu kapşonu çıkarmayacak mısın artık?)
"Of course no!"(tabikide hayır)
Niko kızın bu konuda daha fazla bu konuda konuşmak istemediğini anlamıştı. Konuyu değiştirdi.
"Why are you interested in this old thing?"( neden bu eski şeyle ilgileniyorsun?)
"Cuz he's not completely broken, I can repair him even if he's small"(çünkü o tamamen bozuk değil, ben onu az da olsa tamir edebilirim.)
"OK"(bunu da çevirmeyim bea)
Kız hüzünle konuştu.
"Old bonnie, what did they do to you?.."(old bonnie, sana ne yaptılar?..)
Kız bonnie'nin yüzündeki ayrılmış iki kabloyu birleştirip kıvılcımlara neden oldu. Ama bonnie'nin bir eli hafifçe kımıldadı. Niko bundan etkilenmişti.
"Waow, your are amazing!(waow, harikasın!)
Kız yüzünü tamamen kapatan kapşonuna rağmen görülecek bir şekilde gülümsedi.
"Yeah, I'm always amazing!"
Niko bir kahkaha attı. İrem ise gülümsemekle yetindi.
"If our conversation ends, I going fast mood." (Konuşmamız bittiyse, hızlı moda geçiyorum.)
Niko şaşırmıştı. Şaşkınlıkla sordu.
"Fast mood?"(hızlı mod?)
"Yea, fast mood."(evet, hızlı mod.)
Kız hızlı bir sekilde kabloları birbirine takmaya başladı. Niko büyük bir hayranlıkla kızı izliyordu. O sırada Niko'nun arkadaşlarından biri geldi ve onu diğerlerinin yanına çağırdı. Niko özür dileyerek kalktı.
"I am so sorry İrem, I must go."(üzgünüm İrem, gitmeliyim.)
"No problem, see you birthday boy." (sorun değil doğum günü çocuğu.)
İrem'den
Niko özür dileyerek kalktı. İyi birine benziyordu. Ama benim önemli işlerim vardı ve o beni yavaşlatıyordu.
Çok mutluyum ya! Sonunda buradayım! Foxy'yi görebilecektim ve hatta onunla konuşabilecektim! Her neyse işime bakmalıyım-_-
Ah, lanet olası! Evden çıkarken yanıma toka almayı unutmuştum ve lanet kapşonumu açmamam gerekiyordu. Saçlarım ensemi gıdıklıyor!
Telefonumu elime alıp kronometreyi açtım. Bakalım kaç dakikada Bonnie'yi çalışır vaziyete getirebilecektim. Hızlı bir sekilde kabloları birleştirmeye başladım. Tam 4 dakika, 32 saniye ve 69 salise sonra Bonnie, uykudan uyanırmış gibi kıpırdadı. Hemen onun kulağına eğilip konuştum.
"Bonnie calm down! The pizzeria hasn't clossed yet!"(Bonnie sakinleş! Pizzacı daha kapanmadı!)
Bonnie durdu ve elini yüzüne götürdü. Yüzünü hissedemeyince bir an çığlık(jumpscare) atacaktı. Ben son anda eline dokundum.
"Bonnie I here for help. If you calm down I can help u. Okey?" (Bonnie yardım için burdayım. Sakinleşirsen sana yardım edebilirim. Tamam mı?)
Bonnie kafasını hafifçe salladı.
"We'll find your friends and help them after the pizzeria closes."(pizzacı kapandıktan sonra arkadaşlarını bulup onlara yardım edeceğiz.)
Sonra ekledim.
"Also, be a good robot now and wait me here!"(ayrıca, iyi bir robot ol ve beni burada bekle!)
Kafasını okşadım ve bonnie kafasını kaldırıp şaşkınca baktı. Evet olmayan gözlerine rağmen şaşkınca baktı. Ama yine de mutlu olmuştu. Ne de olsa o bir çocuktu, bir animatronik bedeni içinde olsa da...
Yavaşça sahneye doğru yürürken gözüme güvenlik kuralları kağıdı çarptı. Kurallardan birinde "Don't poop floor" yani yere s*çma yazıyordu. Hafifce kıkırdadım. Bir diger kuralda da "Don't touch freddy" Freddy'ye dokunma yazıyordu. Şimdi bu kuralı çiğneyecektim. Ne ironik!
Herkes kendi halinde eğleniyordu. Animatronikler ise gösterilerini yapıyorlardı. Yılardır söyledikleri şarkıları söylüyorlardı...
Sahnenin önünde durdum. Toy Freddy bana bakıyordu. Büyük ihtimalle benim Bonnie'ye yaptıklarımı görmüştü. Oldukca içten bir şekilde ona gülümsedim. Sonra sahneye adımımı attım.
William'dan
Harika bir gün daha! Restoranımı seviyordum. Etrafa göz gezdirirken bir kızı eski Bonnie'nin yanında gördüm. Bu normal değildi. Çünkü çocuklar o eski robotun yanında durmazlardı. Ve ayrıca kız robotun kopmuş yüzündeki kablolar ile oynuyordu.
Gidip onu uyaracakken Bonnie kıpırdadı. Kız robota birşeyler söyledi ve robot sakinleşti. Sonra kız birseyler daha söyledi ve robotun kulaklarının arasını okşadı. Sonra sahneye dogru ilerledi.
Toy Freddy'ye baktı. Sanki robotta ona bakıyormuş gibiydi. Kız gülümsedi ve tereddüt bile etmeden sahneye çıktı.
Telaşla bağırdım.
"Don't touch him!"(sakın ona dokunma!)
Kız gülümsedi.
"Why?"(neden?)
Dudak buzdü
"Are they dangerous?"(onlar tehkikeli mi?)
Herkes sorgulayıcı gözlerle bana bakıyordu. Kız kahkaha attı. Ve aniden ciddileşti.
"I know that secret you know, and tell me a reason not to tell it to everyone!(bildiğin o sırrı biliyorum, ve onu herkese söylememem için bir neden söyle!)
Cidden söyler miydi?
"Okey, okey, calm dawn! What do you want?(tamam, tamam, sakinleş! Ne istiyorsun?)
Kız yüzünü tamamen kapatan kapşonuna rağmen korkutucu bir şekilde gülümsedi.
"Five nights at Freddy's..."
Merhabalar! Yeni kitabım ile karşınızdayım! Umarim beğenirsiniz. Oldukca uzun bir ilk bölüm oldu. Ayrıca bu kitaba yazdıklarımın gacha life versiyonunu da yapacağım!
Youtube kanalım: gacha》irem》fnaf》tr
(Tam 865 kelime!)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fnaf - Küçük Kız'ın Yardımı
Science Fiction12 yaşındaki bir kız, Freddy Fazbear's Pizzeria'ya gitmişti! Oraya gidiş amacı ise animatroniklere yardım etmekti. Peki, onlara nasıl yardım edecekti?