1

53 10 0
                                    

Yüzünde ki minik parmaklarla uyandı genç adam. Gözleri her ne kadar açılmamak için dirense de bunun mümkün olmayacağını biliyordu.Uzun ince parmaklarını henüz 6 aylık olan küçük bebeğe uzattı her sabah yaptığı şeyi tekrarlayarak parmak uçlarına koyduğu bebeği çok yüksek olmayacak şekilde havaya kaldırdı minik bebeğin keyfi yerine gelmiş olmalı ki tuhaf sesler çıkarıyordu.

Genç adam hafif kızgınlıkla söylendi. "Paşam her sabah olmuyor ama böyle" minik bebeğin gülümsediğini görmek her şeye bedeldi o mutluysa kendisi de mutluydu. "Acıktın mı sen mama verelim mi sana?" bebeğin cevap veremediğini bildiği halde seviyordu onunla böyle konuşmayı en azından yalnız olmadığını biliyordu bu bile yeterdi. Ayaklarının ucundan yavaşça aşağı indirerek kucağına aldı genç adam elini bebeğin sarı saçlarına şekil vermek istercesine dokundurdu. 6 aylık bir bebekten çok şey bekliyordu kabul ama hemen büyümesini, biran önce konuşmasını diliyordu.

"Aşağıda sana cici cici mamalar hazırlayalım mı oğlum ikimiz de kurt gibi acıktık önce yemek yiğelim sonra kendimize iş bakalım olur mu?:

Küçük bebek huysuzlukla kıpırdandı minik ellerini genç adamın kirli sakallarına yasladı usulca ellerine batan şeyden mutlu olmuş olmalı ki gülümsüyordu.
Genç adamın sonra dan farkettiği bu özelliği hakkında hiç bir bilgisi olmasa da zamanla kucağında ki bebeğin ağladığında ellerini kendi yüzüne koyup sakinleştiğini biliyordu.

O kazanın ardından hep söz vermişti. Kendisine bahşedilen minik mucizeyi hep kollayacak, yalnız hissettirmeyecekti.
İlk başlarda çok zorlandığı aşikardı belki hiç bakamayacağını düşünüp kendini ölüme bile teslim edebilirdi. Kaç ay öncesini düşündü genç adam ümitsizlikle kıvranıp durmuştu arkasında ki hiç bir şeyi umursamadan çekip gitmek tek tesellisiydi. Ama şuan o düşünceleri için kendini suçluyordu o zaman ki aklını kullansaydı belki de bu huzuru yaşamayacaktı. Mutluydu her şeye rağmen tek tesellisi, şuan karşısında olan küçük Eymeniydi.

Küçük bir kaseye hazırladığı pürenin kokusu burnuna geldiğinde istemsizce burnunu tuttu genç adam Eymene baktı küçük bebeğinde sevmediği belliydi ama şuan sadece altta ve üstte çıkardığı 4 dişle ne verebileceğini bilmiyordu hem damakları da zayıftı. Üzgün gözlerle hemen karşısında mama sandalyesinde oturan Eymen'e bakarak " özür dilerim paşam bunu vermek zorundayım" dedi elinde ki son yumurtayı ekleyerek.

İlk önce Eymen'in boynuna üstüne dökmemesi için önlük taktı etrafın savaş haline gelmesini elbette istemiyordu. Eline aldığı ilk kaşığı ağzına sokuşturdu küçüğünün aç olduğu biliyordu kaşığını bekletmeden hemen yedi tabi. Bir, iki kaşıktan sonra yemeyeceğini bildiğinden küçük küçük şakşakları önünde hazır etmişti. Sen iki kilo daha aldın biliyormusun paşam" eymen de genç adam'ın dediklerine "agu" diye cevap vermişti. Anında genç adamın kahkaları kahvaltı sofrasında yer almıştı.

"Tabiki agu Eymenim" son kaşık elinde bekledi bir süre midesini bulandırdığını gördüğünde zorlamak istemedi yüzünü küçük bir ıslak peçete yardımıyla silip yürütece koydu Eymen'i. Etrafına kısaca bir göz gezdirip tehlikeli olan bir şey var mı diye kontrol etti. Kendisi kahvaltı sofrasını topladığında küçük miniği dolanıp duracaktı başına hiç bir şey gelmesini istemiyordu. Ailesinden kalan tek parçası kardeşiydi. Onu kendi çocuğu gibi sahiplenmiş sanki babası gibi hissetmişti. Eymen'de genç adamın kardeşi değil oğluydu ilk kucağına aldığında oldukça tecrübesiz haliyle ne yapacağını bilmese de zamanla öğrenmiş sahiplenmişti. Kardeşi annesini babasını bilmeyecekti babasını kendisi sanacaktı onunda kendisi gibi kimsesiz kalmasını istemiyordu belki büyüyünce dedi genç adam. Büyüyünce gerçekleri söylerim.

Önünde ki kahvaltı tabaklarını hızlıca toparlayıp tezgahın üstüne koydu genç adam. Arada salona bakıyor tekrar işine dönüyordu. Mutfakta ki işi bittiğinde ellerini havluyla kurulayarak salona döndü. "Eymen nerdesin paşam" ses çıkmayınca tedirginlikle etrafı dolandı kardeşini kapının arkasında gördüğünde tuttuğu nefesini hızlıca verdi. "Korkuttun oğlum" kardeşi büyüyordu bu nedenle ne kadar zorlanacağı hakkında hiç bir fikri yoktu.

ELİFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin