Bal Çiçeği 2 - Part 1

355 17 84
                                    

Ertesi sabah erken saatlerde kalkan Nedim Karaçay, otelde geçirdiği günler hariç uzun zamandır bu denli huzurlu bir uyku uyuduğunu hatırlamıyordu. Çarşaf ile yorgan ve yastık kılıflarını değiştirmişti. Ceren'in, o kalbi kirli kadının bedeninin değdiği yerde uyuyamazdı çünkü. Ardından başını yastığa koyduğu an heyecanla karışık bir uykuya dalmış, sabah olduğunda gözlerini Cerensiz bir güne açmıştı. Güzel bir başlangıçtı.

Acaba Ceren'in müştemilata geldiğini gören Seher ve Neriman Hanım ne tepki vermişti? Şaşırmış olmalılardı. Günün ilerleyen saatlerinde yanına gelip bu konu hakkında konuşmaya çalışacaklarını tahmin edebiliyordu. Onu köşkte bulabilirlerse tabii.

Boy aynasının karşısında koyu kırmızı gömleğinin düğmelerini iliklerken durdu. Yansımasıyla göz göze geldiğinde alaycı bir tebessüm yerleşti dudaklarına. Ceren, üzerine düşünmek için vakit ayıracağı son şey olmayı bile hak etmiyordu. Özellikle de bugün. Çünkü bugün, Şeniz Karaçay'ın ensesinde olacaktı. Gömleğinin düğmelerini iliklemeye devam etti.

Tam o an bir anı zihninde yüzeye çıkıverdi.

Cemre. Gömleğinin düğmelerini iliklerken. Odadaki geri kalan herkesin varlığı önemsizleşirken odaklandığı tek kişi... Cemre. Dünya üzerinde ikisi, ikisinin arasında da santimler varken. Cemre'nin parlayan gözlerini çevreleyen kıvrık kirpikleri, okşama isteği uyandıran pürüzsüz teni... İkisinin de arzuyla aralanan, santimleri aşıp birbirini tamamlamak isteyen dudakları... Gümbürdeyen kalpleri...

Farkında olmadan gömleğinin yakasına kayan ellerini yumruk yaptı Nedim. "Hayır. Hayır!" diye söylendi başını iki yana sallarken. Kendine öfkeliydi. Öfkesinden başka duygularla hızlanan kalp atışları o güne, o ana dönmeyi arzuluyordu.

Onun hakkında düşünmekten vazgeçtiği an Ceren'i ya da başka birini kolayca uzaklaştırabiliyorken aklından, neden Cemre'yi silip atamıyordu? Neden bulduğu en ufak çatlaktan sızıveriyordu genç kadının yüzü zihnine?

Derin bir nefes alıp gözlerini kapadı. Ama yine oradaydı! Tanıdıklık hissinin sıcaklığı içinde "Gözlerini kapadığın an oradayım, yanındayım." diyordu.

Öyleydi. Kapanan göz kapaklarının karanlığını anıları renklendiriyordu her seferinde. Cemre; bakışlarını nereye çevirirse çevirsin, gözlerini ne kadar sıkı yumarsa yumsun, uzun zaman önce görmesine rağmen unutamadığı bir tablo gibiydi, her fırsatta gözlerinin önünde canlanan...

Tekrar aldığı derin nefesi "aşk yok" diye düşünerek seslice verdi. Yumduğu göz kapaklarını açtığında aynadaki yansıması ile göz göze geldi. Kendine telkin edercesine "vicdan yok" dedikten sonra cüzdanını ve telefonunu pantolonunun ceplerine tıkıp odadan çıktı.

***

O saatlerde uyanık olan bir diğer kişiyse Cemreydi. Uykusunu almamış olmasına rağmen uyanmış, geri uyuyamamıştı. Gözünü açar açmaz aklına üşüşen düşünceler dakikalar geçmesine rağmen konu değiştirmeden devam ediyordu zihninin dört duvarı arasında yankılanmaya: Nedim.

Merdivende karşılaştıklarında nasıl olduğunu sormuştu ona. İyi olduğunu söylemişti Nedim. Cemre de yüzüne rahatlamış bir gülümseme yerleştirmeye çalıştırmıştı ama samimi değildi bu gülüş. Çünkü biliyordu... İyi değildi genç adam. Biliyordu işte. Hissediyordu.

Derin bir nefes alarak yatakta diğer tarafına döndü. Biraz daha uyumaya karar verip gözlerini kapadığında ise gözlerinin önünde beliren yüz ile buruk bir tebessüm yer etti dudaklarında: Nedim. Gözlerini her kapadığında yüzünü gördüğü, yüzünü görmekten öte ruhunu hissettiği Nedim...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bal ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin