Saçmalık

136 0 0
                                    


Karakterler;
   Barış» Beyaz tenli , siyah gözlü, 1.87 boyunda, kaslı vücuda sahip, fitness antrenörü aynı zamanda profesyonel fotoğrafçılıkta yapan tam bir ruh öküzüm.
  Melis'te benim.

Bugünüm neden bu kadar monoton geçti ki? Müzik, çay ve vazgeçilmezim sigaramla başbaşaydık yine. Aman sanki hergünüm aksiyonla, hareketle geçiyordu.

Bu durumdan sıkılmaya başladığım sıralarda dışarı çıkmak için hazırlandım ve aptallık edip hava durumuna bakmayı unutmuştum.

"Aptallık işte, insan dışarıya çıkmadan önce bi hava durumuna bakar"

Dışarıya çıktığımda gayet sakindim ve adeta yüzümde bir tokat gibi çarpan rüzgarla birlikte derin bir nefes aldım. Soğuk o anda iliklerime kadar işlemişti ve tabiki hafifte yağmur yağıyordu.

"Kaldı ki saçlarımın ıslanmasından nefret ederim"

Eve geri dönüp şemsiyemi aldım ve yeniden dışarı çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum bende önce sahilde bir yere gidip düşünmek istedim.

Sahile geldiğimde neredeyse hiç kimse yoktu sadece kocaman bir deniz, yüzüme çarpan rüzgar ve ben.

"İşte huzur" diyerekten bulduğum ilk yere oturup sigara yaktım.

"Sigaramda olmasa ne yapardım bilmiyorum"

Denizle baş başa kalmıştık. Adeta sahile kızmışcasına tokatlıyordu dalgarıyla sahili. İsyan ediyor gibi bir hali vardı açıkcası.

Ben aklımdan bir sürü güzel düşünce geçirirken birden bir genç kızın bir bayanla konuştuğunu gördüm. Ve merak edip yanlarına doğru yavaşça yürümeye başladım.

Aslında hiç huyum değildir. Banane ne yaparlarsa yapsınlar fakat kadının konuşma tarzı ve mimikleri dikkatimi çekmişti.

Kadın bir şeyler zırvalıyordu, zaten tipide bir garipti. Anladığım kadarıyla bir falcıydı. İnandığımdan değil sadece bu monotonluktan kurtulmak ve biraz da eğlenmek için kadının yanına gittim.

"Merhaba ben Melis"

Kadın beni baştan aşşağı iyice süzdükten sonra;

" Ne oldu? Ne için geldin?

"Geçerken kulak misafiri oldum da galiba fal bakıyorsun?"

"Evet doğru duymuşsun" diyerek hafif bir tebessüm etti.

"Belki benim falıma da bakarsınız diye düşünmüştüm?"

"Tabiki. Ne öğrenmek istiyorsun?"

Çok kritik bir soruydu. Evet ne ögrenmek istiyordum? Bir anda düşündüm ve aniden;

"Ben ne zaman ve nasıl mutlu olucam merak ediyorum " deyiverdim. Kadın bana güldü çünkü bunu söylerken nedensizce aptal bir yüz ifadesi vardı yüzümde.

Elinde duran beyaz bezi yere serdi ve içindeki tüm incik cıncıkları iki avcunun arasına alıp benden üzerine elimi koymamı ve en çok istediğim şeyi düşünmemi istedi.

Neydi bu bi telepati yöntemimi yoksa bu kadın bir Medyum muydu ? Saçmalık.

Dediklerini yaptım ve ellerimi çektim. Kadın ellerinde duran şeyleri beyaz örtünün üzerine attı ve bakmaya başladı.

"Sen..." dedi. Korkmuştum aslında ama istifimi bozmadım.

"Evet ben?"

"Monoton bir hayatın var ve sayılı kişileri hayatına sokuyorsun. Aslında en iyisini yapmışsın."

Şaşırmıştım. Nereden bilmişti ki?

Kadın sözlerine devam etti;

"Mutluluk yakın fakat dikkatli ve doğru kararlar alıp, mantıklı hareket etmelisin"

Bunu bana söyledi. Hahaha. Hayatı anlık yaşayan birisine bu sözler fazla sıkıcıydı sanki.

"Bir yere gideceksin ve orada birisiyle tanışacaksın. Huyu suyu hepsi sana benziyor. Uzun boylu nasıl desem ki dalyan gibi kumral bir çocuk" Derken vurgu yapmıştı biraz.

Ben ve dalyan gibi çocuk. Ulan bu kadını sevmeye başlamıştım sanki ahahh. O değilde bunlar klasik falcı sözleriydi.

Ve bir anda sustu. Herşey birbirine karıştı sanki arkamdan bir sesin "Melis" dediğini duymuştum sanki.

Arkamı döndüm ve kimse yoktu. Tekrar kadına baktığımda ise karşımda da hiç kimse yoktu. Ne oluyordu burada?

Korkmaya başladım ve aniden garip sesler duymaya başladım. Ses gittikçe netleşiyordu evet birisi Melis diyordu.

"Melis kalk artık kahvaltı hazır. Öğlen oldu daha hala camış gibi yatıyosun"

Aniden uyandım ve boynumda Barışın nefesinin sıcaklığını hissettim. Yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı ettim.

Her şeyin bir rüya olduğunu öğrenmiş oldum ve  UYANDIM...

Öteki Kadının GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin