1.Bölüm: Sadece Bir Kez

1.9K 53 6
                                    


Dean öfkeyle arabanın kapısını çarptı. Lanet olası iblis her şeyi berbat etmişti. Onu cehennemin dibine göndermek için elinden geleni yapacaktı. Sıkıntıyla ellerini saçlarından geçirdi. Kapıyı anahtarla açıp içeri girdi.

-Sam!, diye seslendikten hemen sonra hatırladı. Sam bir hafta ortalıkta olmayacaktı. Bobby'le birlikte şehir dışında araştırma yapıyordu.

-Harika!, diye bağırıp sesi boş evde yankılanırken birkaç küfür savurdu.

Deri ceketini kenara bıraktıktan sonra dolabı açıp bir bira kaptı. Arkasını döndüğünde, mutfak girişine yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturarak kendisini izleyen Castiel'la karşılaştı. elindekini uzatarak:

-Bira?, dedi. Castiel sessizce başını iki yana salladı. Dean omuz silkti ve kapıdan geçerken Castiel'ın omzuna sertçe çarptı. Cass gözlerini devirirken Dean sırıtarak koltuğa geçti ve yayılıp kumandayı kaptı. Birkaç kanal değiştirdikten sonra yüzünü ekşiterek elini boynuna götürdü ve bir iki küfür savurup mırıldandı:

-Lanet olsun her yerim ağrıyor. Dean kafasını koltuğun başına yatırarak gözlerini kapattı ve rahatlamaya çalıştı. Biri omzuna dokununca yerinden sıçrayarak onu bileğinden yakaladı.

-U son of a bitch!..

Dean hala homurdanırken Cass sadece mavi gözlerini ona dikti ve elini çekmeden omuz silkti. Dean en sonunda söylenmeyi bırakıp kumandayı tekrar eline aldı ve kanalları değiştirmeye devam etti. Cass diğer elini de Dean'ın omzuna koyarak nazikçe masaj yapmaya başladı.

-U bastard! Bu konuda oldukça iyisin, dedi Dean gözlerini kapatıp başını tekrar koltuğa yaslayarak. Castiel ona masaj yapmaya devam ederken farkında olmadan hafifçe üzerine eğilmişti. Dean'ın kapalı gözlerine baktığında bile yeşilin tuhaf tonlarını görebiliyordu sanki. Rahatlamış bir şekilde öylece dinlenirken dudaklarının kenarı keyifle kıvrılmıştı. Koyu birkaç telin gölgelediği sarıya yakın açık kumral saçları hoş bir şekilde dağınıktı.

"Hayır..." diye düşündü Cass, "...dudakları daha güzel." Fark etmeden Dean'a fazla yaklaşmıştı.

-Sadece bir kez, diye mırıldandı ve ne yaptığını bile fark etmeden dudaklarını Dean'ınkilere bastırdı. Dean refleks olarak bir anda elleriyle Cass'i omuzlarından kavradı ve itti. Cass, Dean'ın trençkotun üzerinden bile canını yakacak kadar sıkı olan parmaklarını umursamadan onu öpmeye devam etti. Dean birkaç saniye sonra ne olduğunu anlayıp tutuşunu gevşetmişti. Cass için yeni yeni insan olmanın getirilerinden biri de anlayamadığı şu tuhaf hislerdi.

Dean'ın dudakları onunkilere karşılık verdiğinde tüm vücudunu ürperten titremenin ne olduğunu anlayamıyordu. Dean'ın dudakları onun için aralandığında Cass insan iç güdülerine güvenerek hareket etti. İnsanların içtiği tuhaf şeyler normalde onu rahatsız etse de aldığı bira tadı şuan da paha biçilemezdi. En fazla iki dakika sürmüştü ama Castiel geri çekildiğinde saatler geçmiş gibi hissediyordu, hiç bitmesin istediği saatler... Ama bitiğinde ne yapmış olduğunu fark etti. Kolay kolay telaş yapmazdı ama şimdi...

Yalpalayarak geriledi. Hala melek olsaydı bir anda kaybolabilirdi ama değildi. O kapıya doğru gerilerken Dean hızla yerinden fırladı ve gözlerini ona dikti.

Yanaklarının ısındığını ve kalbinin deli gibi çarptığını hissediyordu. Nasıl açıklayacaktı? bunu nasıl açıklayabilirdi ki? Zamanı geri almak istedi ve o zaman insanların pişmanlıkla neyi kastettiğini anladı. Dean mutlu, mutsuz ya da öfkeli görünmüyordu; yüzünde hiçbir ifade yoktu.

"Hayal kırıklığına uğradı. Benden tiksiniyor ve sadece hayal kırıklığına uğradı..." Castiel beyninde dönen bu düşünceyle geriledi ve nihayet kapıyı arkasında hissedince kapı kolunu kavradı. "En iyisi gitmek... Gidersem bana bakmak zorunda kalmaz ve çıktığım anda rahatça kusabilir.'' Castiel gözlerini kaçırıp kolu çevirdi ve tam kapıyı aralamışken, Dean tek eliyle kapıyı sertçe itip kapattı. Castiel şaşkınlıkla kafasını kaldırıp ona baktığında gözlerinde gördüğü ilk şey acı olmuştu. Kafa karışıklığı belki de? "Ona ihanet ettiğimi düşünüyor. Nasıl bu kadar aptal olduğumu merak ediyor olmalı. Nasıl bu kadar aptal olabildim?" düşünceler içini kemirirken Dean'ın gözlerinde başka şeyler de gördüğünü düşündü. "Rahatlama? Huzur? Belki de mutluluk? Kimi kandırıyorsun!" Kendi benliği tarafından ihanete uğrarken kafası karışmıştı. Dean neyi bekliyordu? O an Cass her şeyi bekliyordu: Dean'ın bağırıp çağırmasını, küfürler yağdırmasını, kırıp dökmesini hatta yüzünü dağıtmasını... Ama kesinlikle, bunu değil. Dean bir anda onu öpüp bedeniyle kapıya bastırdığında Cass şaşkınlıktan neredeyse çığlık atacaktı.

Destiel (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin