Destiel (+18)

4.Bölüm: Siyah Gözler

Dean bıkkın bir halde önündeki kitapları karıştırıyordu. Elindeki birayı yudumlamak için hareket ettiğinde bitmiş olduğunu farketti. Ağır hareketlerle yenisini almak için ayağa kalktı. Mutfağa giderken Cass'in odasının önünde durdu, aralık kapıdan içeri göz attı. Castiel'ın özünü kaybettikten sonra gelen beceriksizliğine alıştığını sanıyordu ama şuan karşısındaki kaos gerçekten gülünçtü. Kravatını çıkarmaya çalışan Castiel bi şekilde onu daha çok sıkmış görünüyordu. Dean yüzünde bir sırıtmayla kollarını göğsünde kavuşturdu ve rahatça duvara yaslandı. Castiel onu farketmemişti. Binbir zorlukla kravattan kurtulduktan sonra her zamanki saflığıyla gözlerini devirdi. Dean içine yayılan sıcaklıkla hafifçe gülümsedi. Ardından Castiel gömleğini de çıkardı ve üzerine yeni bir şey almak için aynalı dolabın kapağını açtı. Yüzünde o kadar ciddi bi ifadeyle giysilere bakıyorduki Dean kahkahasını bastırmak zorunda kaldı.
Sessiz adımlarla Castiel'a arkasından yaklaştı , elleri ceplerindeydi, ona hiç dokunmadan kulağının dibinde bitti ve sıcak nefesi Castiel'ın tenine çarparken mırıldandı:
"Yardıma ihtiyacın var gibi duruyor."
Castiel bir anda titredi. Bir adımla uzaklaşmak üzere hamle yapmıştıki Dean elini onun yarı çıplak bedeninde karnının hemen altına koyarak engel oldu ve kendine çekti.
"Hadi ama Cass.. Bunları aştık sanıyordum." Bir yandan sırıtırken burnunu hafifçe Castiel'ın kulağının arkasına sürttü. Bir an için gözleri kapanan Cass, yutkunarak çevik bir hamleyle Dean'ın onu saran kolundan kurtuldu ve hafifçe çatılmış kaşlarla yüzünü ona döndü. Birkaç adım uzaklaşmak istemiş ama arkasındaki dolap yarım adımdan öteye gitmesine izin vermemişti.
"Dean, Sam az önce aradı. Birazdan burda olur."
"Hadi ama Cass, Sam'i bilirsin. Hep uğrayacak bir yerleri vardır" dedi Dean aradaki mesafeyi kapatarak.
Dean güçlü kollarından birini Castiel'ın beline dolarken bedenini ona yasladı. Dudakları arasında yarım santimlik bir mesafe vardı.
Castiel karnından boğazına kadar yükselen lavlar varmış gibi hissediyordu ve biran için nefesini tuttuğunun farkında değildi. Dean'ın dudakları önce hafifçe onunkilere değdi ve geri çekildi. Castiel'ın dudakları beklentiyle aralandı. Dean sırıttı ve parmağıyla hafifçe Cass'in dudaklarına dokundu. Eli dudaklarından çenesine kayarken gözleri onu takip etti. Alnı Castiel'ın alnına yaslanmıştı. Dean'ın parmakları çenesinden boynuna, göğsüne ve karnına doğru kayarken Castiel kıpırtısız durdu ama vücudunun beklentiyle kasıldığını hissediyordu. Ve Dean aniden onu tutkuyla öptü. Ve başladığı gibi bir anda çekildi. Castiel hafifçe inledi. Dean onunla oynuyordu. Dean ,Castiel'ın kendisine karşı çaresiz olduğunu biliyordu. Bir adım uzaklaşarak tişörtünü çıkarttı. Bu arada onun bedeninin ısısını kaybeden Castiel ürperdi. Gözü duvardaki saate takıldı. Sam her an burada olabilirdi. Bu fırsatı kullanıp aradan sıvışmayı düşünürken gözleri kapıya kaydı. Ama çok geçti, Dean tehditkar bi şekilde gözlerini onun iri mavi gözlerine dikerken 'aklından bile geçirme' der gibiydi. Kapıyı kapayıp kilidi bir kez çevirdi.
- Endişelenmene gerek yok, Sam gelirse bu bize zaman kazandıracaktır.
Dean tutkuyla yanan gözleriyle Castiel'ı tekrar ve tekrar süzdü. Daha sonra yavaş adımlarla yatağa yürüdü ve pantalonunu çıkardı, boxerıyla yatağa uzandı. Kolundaki saatin kopyasını acelesizce çözerken:
- İstersen kapıdan çıkıp gidebilirsin, sonuçta anahtar üstünde. Ya da...
Dean telefonuna uzanırken Castiel anlamayarak kaşlarını çattı.
Castiel' şaşkın bakışları altında Dean konuştu:
-Selam Sammy, nerdesin?... Evet,tamam... Gelmeden once en sevdiğim tutacıya uğrar mısın?... Hadi ama... Pekala, eğer uğrarsan 1 hafta alışveriş benden... Evet evet... Tamam Sam, anladım. İstisnasız, hepsi, tamam. Görüşürüz... Acele etme, keyfine bak.
Dean telefonu kapatırken Castiel duyduklarına inanamadı.
-Ama, Dean, Sam'in biran önce gelmesi ve Lucifer hakkında araştırmamıza başlamamız gerekiyor. Ayrıca daha kabilin mührüne de bir çözüm bulamadık.
Cass kaşlarını çatarak Dean a baktı. Dean umursamaz bir tavırla omuz silkti. Sırıtarak:
-Hadi ama,yarım saat bize bir şey kaybettirmez. Aksine...

Sırıtarak Castiel'a bakmaya devam etti. Cass içinde dönen duygularla kafası karışmış haldeydi. Endişeliydi, dahası bu durumun gittiği yön gözünü korkutuyordu. Ayrıca yoğun bir tutku bedenini kavuruyordu. İnsan olarak idare edebileceğini sanmıştı ama bu dayanılmazdı. Hisleri mantığını, arzularını hislerini gölgede bırakıyordu. Bedeni sanki ihtiyacı olan tek şey Dean'mış su içmeden yaşayabilir ama Dean olmadan yaşayamazmışçasına bir bağımlı gibi davranıyordu. Yeşil gözlerine bakınca kayboluyor dudaklarına dokunmak saçlarında parmaklarını gezdirmek istiyordu. Günlerce kıpırdamadan sadece onu izleyebilir, sadece ona sarılabilirmiş gibiydi. Düşüncelere dalmışken birkaç adım atmış, yatağın yanına kadar gelmişti. Şaşkınlıkla farketti. Dean yüzündeki silik, belli belirsiz gülümseme ve ukala tavrıyla onu süzüyordu. Castiel kollarını yatağa koyarak ona doğru kısmen emekledi.
Dean hiç kıpırdamadı. Sadece yüzündeki ukala ifade yerini tutkuya bırakmış, gözleri yatağın üzerinde ona doğru sesizce ilerleyen Castiel'a kilitlenmişti. Kasları bir panterinkiler gibi zarifçe hareket ediyordu. Bedeninin her kıvrımı öylesine sıcaktıki Dean biran için kontrolünü kaybettiğini hissetti. O bir panter, diye düşündü. Onu da her şey gibi kontrol edebileceğimi düşünüyorum ama hayır, edemiyorum... Beni kontrol eden o. Castiel kollarını iki yanına koyarak tam Dean'ın üstünde olacak şekilde durdu. Mavi gözlerine bakan Dean, farkında olmadan yutkundu. Castiel kafasını hafifçe yana eğdi. Ona doğru eğilip biran öpecekmis gibi yaklaştı ama sonra sadece dudaklarını hafifçe onunkilere sürtüp geri çekildi.
Beklenti içindeki Dean inledi. O zaman, ne kadar sertleştiğini farketti. İçinden küfretti.
Castiel yatakta doğrulup pantalonunun kemerini çözdü ve fermuarını açtı.
Dean dudaklarını yaladı. Bir anda hızla doğrulup Castiel'ı kendine çekti dudalarına yapıştı. Onu yatağa iterek ağırlığını üstüne verdi. Dili Cass'in ağzında ustaca hareket ediyor, elleri yukarıdan aşağıya bedenini okşuyordu.
O bir melek, diye düşündü Dean. Ve benim ellerime düştü.
Ani bir hareketle Dean'ın dili Castiel'ın ağzında fazla derine ilerleyince Cass kasılarak onu üstünden itmek için tepki gösterdi. Ama Dean bedenini onunkine bastırarak elleriyle kollarını yakaladı ve yatağa sabitlerken dilini geri çekip onun dilini ısırdı. Cass'in boğazından zevkle karışık acıya dair bir inleme yükseldi ve bedeni daha çok gerildi ,huzursuzca kıpırdandı. Dean elini Cass'in boxerından içeri kaydırdı. Castiel zevkle inlerken parmaklarını Dean'ın sırtına geçirdi. Dean, Cass'in neredeyse boşalmak üzere olduğunu farkedince elini geri çekti. Castiel beklentiyle inledi. Dean Cass' in pantalonunu çekip alarak üstünden çıkardı, ardından boxerini da alarak Cass'i tamamen çıplak bıraktı. Dean'ın gözleri biran Cass'e takıldı.
- Wow.. Bu adama ufaklık diye hitap edecek olursam bana hatırlat...
Castiel başını yana çevirerek, belli belirsiz onayladı. Boşalamamanın verdiği ıstırap yüzünden okunuyordu. Dean kendinden memnun bir halde sırıtarak Castiel'ın bacaklarını tutup kendi omuzlarına attı. Castiel ne olacağını anlayarak bir kez daha inledi. Dean eliyle yoklayarak yerini buldu, son anda aklına gelmiş gibi çekmeceyi açarak kayganlaştırıcıyı buldu parmaklarına alarak penisine yaydı. Sonuçta Cass'e zevk vermek istiyordu, acı değil.
Biran için içinden bir ses mırıldandı. Öyle miydi gerçekten? Ona acı vermek kendisine daha da fazla zevk vermiyor muydu?
O an için bu düşünceyi kafasından uzaklaştırarak anın zevkine kapıldı. Cass'in içine tek bir hamleyle kayarken ikisi de zevkle inledi. Bir yandan içinde ileri geri hareket ederken bir yandan tekrar Castiel'ın penisini de eline aldı. İkisi de nerdeyse zevkten kendilerinden geçmişlerdi, Dean ın gözleri zevkten tamamen kapanmıştı.
Aynı anda boşalırlarken Dean başını geri atarak atarak zevkten titredi, tavana bakan gözleri simsiyahtı, göz bebekleri ve gözlerinin akı yoktu. O sırada zevkle kendindrn geçmiş olan Castiel bunu göremedi.

Yazar Notu: En son 2014'te yazmışım, heves ettim devam edicem😁