Aynı günden devam
| Çarşamba |
10:13.
.Yiğit POV
Çağrı ile buluşacağımız kafenin önüne geldiğimde birkaç saniyeliğine durdum ve derin bir nefes alıp verdim. Göğüs kafesimin altında heyecanla atan kalbimi zapt etmeye çalışıyordum ama pek başarabildiğim söylenemezdi. Ellerimin titremesinin sonucu olarak sıkı sıkı tuttuğum çiçek buketi de sallanıyordu. Derin nefesler eşliğinde kafeden girip masalara göz attığımda daha gelmemiş olduğunu fark ederek boş bir masaya geçip oturdum. Buluşma saatinden on beş dakika erken gelmiştim zaten, bu süre içinde heyecanımı biraz olsun bastırabilmeliydim yoksa karşısında konuşabileceğimi bile zannetmiyordum.
Çağrı ile üniversitenin ilk günü olaylı bir şekilde tanışmıştık. Aynı bölümün öğrencileri olarak neredeyse tüm derslerimiz ortaktı. Ben kapıdan çıkarken o da giriyordu ve birbirimizi görmediğimizden çarpışmıştık. Tartışmaya başladığımızda boyuyla dalga geçmem sonucu elindeki kahveyi başımdan aşağıya boşaltmıştı.
O zamanlar ondan nefret ettiğimi bile düşünmüştüm ama sonradan bizimkilerle çok yakın olmaya başladı. Yavaş yavaş aramıza giriyordu. Öyle korunmaya muhtaç falan da değildi ve gayet de popüler bir yapısı vardı. Eşcinsel olduğunu asla saklamıyor ve onunla dalga geçen biri olursa haddini bildiriyordu. Sanırım yavaş yavaş bu huyuna saygı duymaya ve hayran kalmaya başlamıştım. Sivri dili yüzünden kimse ona bulaşamazdı da zaten. O dilin çoğu zaman hedefi olmuştum ve aramızdaki tartışmalar bir süre sonra alışkanlık haline gelmişti.
Birlikte üniversitede üç yıl geçirmiş olduk şimdi. İlk iki seneyi birbirimizin burnundan getirmiş olabilirdik ama bu sene ona aşık olduğumu fark etmiştim. Geçmişte yaşadıklarım yüzünden ilk önce bu duyguyu hep inkar ediyor ve kabullenmek istemiyordum. Güvenemiyordum çünkü. Herkesin sevgisi yalanmış gibi geliyordu. Sonra bir gün İsa ile dertleşirken kurduğu bir cümle beni kendime getirmişti.
"Salak mısın oğlum sen? Çağrı çok güzel ve dikkat çekici bir çocuk. Bir gün başka birinin kolunda görürsen gelip bana ağlama."
Aynen böyle söylemişti ve ondan sonra Çağrı'ya karşı olan duygularımı kabullenmiş, seneler önce yaptığım hataları yapmamak için onu her yönüyle tanımaya çalışmıştım. Geçmişini öğrenmiş, geleceğe dair planlarını dinlemiştim. Birkaç aydır birbirimize karşı olan kıskançlıklarımız ile de resmi olarak flörtleşmeye başlamıştık. Üç yıl önce yaşadıklarımı biliyor ve hem kendime hem de ona olan güvenimin sarsılmaması için elinden geleni yapıyordu. Bunu çok net hissediyordum. O gerçekten benim için çabalıyordu ve ben de elimden geldiğince ona bunun karşılığını veriyordum.
Telefonum çalmaya başladığında ekranda onun ismini görmemle açıp kulağıma götürmem bir oldu.
"Alo, Yiğit?"
Sesini duyduğumda sabahtan beri suratımda olan gülümsemem daha da büyüdü.
"Günaydın."
"Sana da günaydın. On-on beş dakikaya varacağım ben kafeye. Sen ne yaptın?"
Sabah olanlar aklıma gelince güldüm. "Her zamanki gibi bizimkilerle uğraştım işte. Bu arada bundan sonra bize gelince zile basma, bozulmuş."
"Telefonlarınızın sesini açık bırakın o zaman bundan sonra. Kapının önünde bekletmeyin beni."
"Tamam sen merak etme. Kafedeyim ben bekliyorum seni."
"Ay gittin mi? Geliyorum ben de hemen hadi oyalama beni otobüse bineceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Punk's Sweetheart || b×b
Teen FictionYiğit: Oğlum senin başka işin gücün yok mu? Ulaş: Vallahi tek işim gücüm sensin, inanır mısın? . . . boy×boy texting #1 homosexual 11.10.2020 - 25.10.2020 #1 homosexual 02.01.2023 #1 homosexual 10.02.2023