Selam millet!
Küçüklüğümden beri her zaman dikkatimi çeken bir sey varsa o da dedektifler ve gizemli olaylara düşkünlüğümdü. En çok izlediğim, okuduğum kitapların konusu da eh haliyle gizem ve polisiye olurdu.
Ve bende bu yüzden dedim ki neden böyle bir kitap yazmıyorum?
Her şeyini özene bözene tasarlayarak yazdığım yeni kurgumla karşınızdayım. Benimle birlikte bu kitabı güzelce destekleyerek ilerleteceğinizden hiç ama hiç şüphem yok.
Düşüncelerinizi yorumlara yazmayı ve desteğinizi oy vererek göstermeyi unutmayınn
(merakla bekliyor olacağım)İyi okumalar💜
...........
"Her şey hazır dedektif." Demişti, saatlerdir beklediğim dosyalarımı getiren çalışan. Oturmaktan kitlenen bedenimi geriye atarak bilgisayar ışığına maruz kalan gözlerimi sıkıca yumdum. "Teşekkürler, gidebilirsin." Dedim, gözlerimi açma tenezzülü hissetmeden yoğun bir yorgunluk içeren sesimle. Masamın üzerine bırakılan dosyaların tok sesi kulağıma ulaşmış, adımları uzaklaşan çalışanın topukluları ise ortalığa yayılarak yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Beynim bu lanet seslerden her gün binlerce tanesine maruz kalıyordu ve benim gibi sakinliği, durgunluğu seven bir adam için katlanılması çok zor bir şeydi. Eğer elimde olsaydı giydiklerine söz etmem, bütün kadın ve erkeklerin ses çıkartan ayakkabılarını çoktan küle çevirmiş olurdum.
Burası bir polis merkeziydi. En önemlisi ise Korenin en büyük polis merkeziyi olmasıydı. Burada çalışanlar diğer yerlere göre bir üst seviyede olan insanlardı. Bu yüzden zekaları ve yetenekleri iyi olduğu gibi görünüşleri ve davranışları da bir o kadar önemli olmalıydı. Çoğu çalışan bunlara dikkat ediyordu ancak bir kısım podyuma çıkacakmış gibi, bir kısmı da en çok kim dikkat çekecek yarışmasına gelmiş gibiydi. Ve benim bunlara katlanacak tahammülüm asla yoktu.
Neyse ki 2 haftalığına da olsa kurtulacaktım bu hallerinden.
Her yıl olduğu gibi bu senede yıllık izinim için hazırlık yapıyordum. Ağustosun son günüydü ve sıcak havanın azaldığı bu günler tatile çıkmak için oldukça güzel ve keyifli oluyordu.7 yıldır olduğu gibi bu yılda aynı tarihte çıkıyordum izne. Hiçbir zaman girdiğim yoldan şaşmam, aman bu senede şu tarihte gideyim demezdim. Stabil hayatımda dedektifçilik rolüyle her gün farklı bir olaya atılıyordum zaten, mesleğimin verdiği haz ve heyecan bana yetiyordu, bu yüzden iş dışında ki hayatımın yaşlıların yaşantısından bir farkı yoktu.
Sandalyede ki bedenimi dikleştirerek getirilen dosyalarımı önüme çektim. Dikkatle dava sıraları, vaka numarası ve önemli davalardan önemsize kadar dizilen renk sıralamasını hiçbir şeyin yanlış olmamasına rağmen inceliyordum. Neden bir kaç saatlerini aldığını şimdi daha iyi anlıyordum. Benim gibi mükemmelliyetçi adamın işlerini yapmak zor ve zahmetliydi. Hataya yer yoktu benim lügatımda, benliğimi adadığım meslekte ilk önce kendi çalışmam sonra ekip olarak yapılan çalışmalar kusursuz ilerlemeliydi. Basamak basamak atladığım işimde disiplinliğim,bazen insanları pes ettirecek seviyeye getiriyordu ancak ben bu sayede yükselerek korenin en iyi dedektifi olmuştum.
Dedektif Kim Taehyung
21 yaşında çaylak olarak başladığım işimde en sert kuralları görmüş, askeri eğitimi aratmayan disiplinlikle yetiştirilmiştim. O zamandan beri dikkatleri çeken keskin zekam bir sherlock olamasam bile onu anımsatıyordu. Bir an bile dik duruşumu bozmaz, soğukkanlılığımı her davada belli eder ve asla ama asla işimi dalgaya almazdım. Öğrendiğim bir şey varsa o da işimi en iyi şekilde yapmaktı. Bir öğretmen, mühendis veyahut bir tamirci olsaydım bile işim için en iyisi neyse onun için uğraşırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
murdєr αmusєmєnt pαrk || ᏆᎪᎬᏦᎾᎾᏦ
Mystery / ThrillerArkadaşıyla çıktığı yıllık izin tatilini Centralia adlı küçük bir kasabada geçiren Dedektif Kim, bir gün gazete ilanında yayımlanan yazıyla dehşet verici bir gizeme atılır. 7 Eylül, Çαrşαmbα günü, ѕααt 18.00'dα Lαkeѕide Parkında cinayet işlenece...