FINAL (ilk text olmayan bölüm)

2.6K 165 128
                                    

Okulun kapısından girmemle bana dönen bakışlar ile önümde ki bir tutam saçımı geriye doğru atıp dudaklarıma küçük bir gülümseme yerleştirdim ve bu yaptığım hareketin bazılarının bayılmasına bile sebep olabileceğini biliyordum.

Okulda hatrı sayılır bir popülerliğim vardı, peşimden koşan onlarca kız ve erkek vardı. Bu durumdan da fazlasıyla memnundum. Ne de olsa bu işe yarar bir şeydi. Kopya alabileceğim, ödevimi yaptırabileceğim onlarca insan olduğu anşamına geliyordu.

Düşüncelerim eşliğinde sınıfa girdiğimde aptal arkadaşlarımın birçoğunun gelmiş olduğunu görmüştüm. Ders çalışan bazı inek arkadaşlarımız -yani Mina ve Dahyun- haricinde herkes uyuyordu. Ben de arkadaşlarım gibi uyuyabilmek için sırama doğru ilerledim. Çantamı sıramın yanında olacak şekilde yere bırakıp sıraya oturdum ve kollarımın üstüne uykusuzluktan dolayı zar zor taşıdığım kafamı bırakıp kendimi güzel bir uykuya teslim ettim.

Fakat tabi ki istediğim gibi hoca gelene kadar falan uyuyamadım çünkü burası on iki d sınıfıydı, yani dünyanın en aptal insanlarının toplandığı o sınıf.

Ben mükemmel rüyalarımın arasına dalmışken aniden boşluğa düşmüşlük hissiyle ve bir miktarda acıyla gözlerimi açtığımda kendimi yerde, sandalyemi de Taehyung'un elinde gördüm. Şok olmış ifademle acıyan popomu tutarken bir yandan da Taehyung'a küfürler etmekle meşguldüm. Oysa beni hiç takmayarak kolunu omzuna attığı Jungkook ile bu halime kahkalar atmakla meşguldü. Tanrım, neden ben?

Sinirle yerden kalktığımda Taehyung Jungkook'u orada bırakıp hemen tüymüştü. Jungkook onun bu yaptığı yüzünden üzgün bir ifadeyle bana bakınca ben de onun omzunu pat patlamış ve sınıftan çıkmak için kapıya doğru ilerlemiştim. Çünkü çişim vardı ve tuvalete gitmem gerekiyordu.

Kapıya ulaşmama sadece iki adım kalaysa içeriye koşarak giren Irene ile kendimi tekrar yerde bulmuştum. Lanet Irene hemen üzerimden kalkıp öğretmen masasına doğru koşmuş ve beni öylece yerde bırakmıştı. Bense yerde acıyla kıvrılmaya başlamıştım. Tanrım sanırım popom içeriye göçtü?

Öğretmenler masasına çıkan Iren "ARKADAŞLAR TUVALETTE KIZIN BİRİNİ ÖPTÜM!" diye bağırmıştı. Fakat yarısı uyuyan yarısı ders çalışan sınıfımızdan kimse onunla ilgilenmemişti. Çünkü dediğim gibi yarısı uyuyordu ve diğer yarısı da ders çalışıyordu. Bunlar Irene aptalının bir kızı öpmüş olmasından çok daha önemli şeylerdi. Bense hala yerdeydim ve popom çok acıyordu.....

Kimsenin takmadığı Irene sinirle masada iki kere zıplamış sonra neredeyse düşmek üzereyken zar zor dengesini sağlayıp sınunda ona dönen sınıfımıza bakmış ve adeta cırlayarak "BEN BİRAZ ÖNCE BİR KIZ ÖPTÜM ULAN!" demişti. İşte tam da o sırada olanlar olmuştu.

Kapıdan giren edebiyatçımız gürleyerek -cidden o ses ondan nasıl çıkmıştı bilmiyorum çünkü minicik bir kadındı- "BAE JOOHYUN DERHAL MÜDÜRÜN ODASINA" demişti. Sonra da yerde yatan veni görmemiş ve 10 santimlik topuklularıyla karnımı ezerek üstümden geçmişti. Sonra da beni görüp yanıma eğilmiş seksen kere özür dilemişti. Kalkıp lanet kadın beni ezdin resmen aw diye bağırmak istesem de dediğim gibi kadının biri beni ezmişti ve bu acıyla yerden kakmam imkansızdı.

Ama şanslıydım ki edebeyiyatçımız yine etek giymişti. Böylece en azından bu acı dolu ezilme olayımın küçük bir mükafatı olmuştu.

Beunimin bir kısmı edebiyetçının pembe iç çamaşırını düşünürken bir kısmı acıyan karnım için üzülmekle meşguldü ve ben bu kargaşada önümde oturup benden yüz ellinci kez özür dilemiş olan kadına ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum...

Sonunda öğlen arasına girdiğimizde kafamı masamdan kaldırdım ve iki ders önce beni terk eden beynimi geri gelmesi için ikna etmeye çalıştım. Kimya dersi başlamadan önce iki ders matematik görmüştük ve ilk dersin sonundan sonra ben yok gibi bir şeydim. Kimyada da uyumuştum ve bu yüzden sözlüm muhtemelen on falan gelecekti. Ama kimin umrumda?

Ön sıramda oturan Jennie muhtemelen kantine inmek için ayağa kalktığındaysabeynim hemen yerine gelmişti ve Jendeukiemin popişkosuna küçük bir şaplak atmamı sağlamıştı.

Artık şaplaklarıma alışmış olan Jennie bunu hiç garipsemeden çantasını açmış ve cüzdanını çıkartmıştı.

Bense ayağa kalkıp onun cüzdanını çantasına geri koymuş omzuna kolumu atarken konuşmuştum "Oppan sana ısmarlayacak bebeğim."

Bana göz deviren Jennie kolumun altından çıkarken "Benim bir oppam yok, olsaydı da o sen olmazdın." demiş ve sınıftan çıkmıştı. Fakat sadece iki saniye sonra sınıfa geri dönmüş ve "Bana sen ısmarlamıyor muydun?" demişti. Bunun üzerine de birlikte kantine inmiştik.

Kantine girdiğimizde kolumu yine onun omzuna attığımda Jennie bu sefer kolumdan çıkmak yerine elini belime atmıştı. Beynimse ilk defa Jennie'nin beni itmemiş olması yüzünden parti yapmaya başlamıştı.

Sıraya kaynak yapıp ikimize de birer tost ve meyve suyu alıp Jennie'nin yanına döndüğümde tostlarımızı yiyerek sınıfa doğru adımlamıştık. Tostumun neredeyse yarısı bittiğinde sınıfa ulaşmış ve kapıyı açmıştım. Açıkçası mutluydum, Jennie birkaç gündür beni pek terslemiyordu ve sevgili gibi bir şeydik ama ne olduğumuzdan pek emin değilim. Ayrıca ona hala çıkma teklifi etmiş değildim ve bunu beklediğini de biliyordum. Onu seviyordum ve onun sevgilim olmasını cidden istiyordum. İlk zamanlar tamamen dalga amaçlı olsada zamanla ona kapılmıştım. Bu yüzden de yarın için güzel bir yemek ayarlamıştım. Böylece sonunda ona gerçek bir çıkma teklifi edebilecektim.

Düşüncelerim eşliğinde sınıf kapısını mutlu bir şekilde açtığımda, Momo Dahyun'u yine arka sıralardan birinde öpüyordu, Jisoo ve Taehyung Jimin'in donunu camdan sallıyorlardı, donu olnayan Jimin pantolunu onu rahatsız ettiği için ağlıyordu, Suga yine küfür ediyordu, Mina -muhtemelen çözfüğü soru yanlış çıktığı için- test kitabını parçalıyordu, Irene ve Yeri Sooyoung'ın saçını boyuyorlardı, Jin aynasını eline almış yansımasıyla kavga ediyordu. Bazen onların bu durumuna üzülüyordum.

Fakat bunlar normalde de hep olan şeylerdi. Beni en çok üzen sıralarının üstünde twerk yapan Jungkook ve Rosé'i görmüş olmamdı. Bu mutluluğumun yerine koca bir hayal kırıklığı yerleşmesine sebep olmuştu.

NASIL BENSİZ TWERK YAPARLARDI?!










845 kelime.

Hiiiç içime sinmedi ve pekala finali böyle yapmak istemezdim. Ama oldu bir kere, yapacak bir şey yok.....

Açıkçası bu texting duygu dolu bir final yazısı yazabileceğim bir şey değil bu yüzden diyecek bir şeyim yok. Sadece, bu zamana kadar yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. Diğer ficlerime de bakarsanız sevinirim. Ted talkumu dinlediğiniz için teşekkürler, hadi öpüyorum kendinize dikkat edin.

Bölümü kontrol edemedim, hatalarım varsa özür dilerim:((

our zoo ↦ jenlisa ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin