〄Shuhua'dan.
00.56, Cafe Bar Plant.
Elimde üstünde ki tabak çanaklar sayesinde nerdeyse eyfel kulesi şeklini almış tepsi ile kapıyı sırtımla ittirip tezgaha ilerledim. Tamam risk almayı severdim fakat biraz abartmıştım sanki. Bay Park bir çatal düşürmeme dahi aşırı sinirlenebilir hatta beni bu halde bile görse "Düşürebilirdin!" diyerek bana azar çekebilirdi. Neyse. Düşürmemiştim sonuçta değil mi?
"Sen bazen bu "Dengem çok iyidir" işini abartıyosun Shushu." diyerek bulaşıkları büyük bir hızla köpürten Soojin'e gülerek konuştum. "Dengem gerçekten çok iyidir korkma, köpürt köpürt! Haydi Seo Soojin!" Diye çoşku verdiğimde yerinde zıplayıp getirdiğim tepsinin en üstünden bir tabak daha aldı.
Kollarımı göğsümde bağlayıp derin bir iç çekerek tezgaha yaslandım. "Tam yarım saatimiz kaldı," yüzümü ekşitip kafamı yana yatırarak yumruk yaptığım ellerimi iki yanıma açtım. "Tabii bu kadar insan yarım saatte asla kalkmayacağına göre bir saat daha mesai kitlendi desene!"
Her gün ama her gün buraya gelip boş muhhabbet yapmak, içmek, gülmek ne güzeldi gerçekten.
"Nasıl oluyor da bu okuldan çıkan insan toplulukları 6'dan 1'e kadar konuşacak bu kadar şey bulabiliyor gerçekten şaşırıyorum." Kafamı onaylayarak sallayıp 1 dakikalık dinlenmemi kendi kendime sonlandırıp oflayarak yeniden mutfaktan çıktım. Şapkamı bıkkınlıkla düzeltip Bistro alanının önüne girip dizlerimi masaya yaslayıp kendimi kaldırdım.
Some short height problems.
"Selam yine ben." diye bıkkınnıkla konuşup, bir şeyler doldurup tepsiye dizen Yuqiye baktım. "Köşe masa." Kafamı onaylayıp tepsiyi aldığım gibi köşede ki grup masasına yürüdüm. Bizim okul da okuyan
3. sınıfların 7'li süper yakışıklı erkek grubu olan ve şanslı bir şekilde buranın devamlı müşterisi olan masa. Canım abilerim ne de iyi davranıyorlar bana bir bilseniz. Bir görseniz...Masaya vardığımda biralarını dörtlü bir şekilde masalarına koyup diğer üçünü de yanlarına ekledim."Başka bir istekiniz?" Diye bir harf yanlışlığı yapıp tam düzeltiyordum ki çoktan 7 sarhoş salağa verdiğim koz ile yanlız başıma kalmıştım. Masa da bir gülme sesi patladığında hiç bir şey olmamış gibi durup gözlerimi kırparak hepsine göz gezdirdim. Jungkook ve Jimin denen çocuk hariç hepsi gülüyordu. Sanırım onlar fazla sarhoş değillerdi. Taehyung kendini masadan koltuğa doğru atarken bir şey demeden bakmama devam ettim.
Gerçekten buradan aptal gibi duruyolardı ve onları izlemek daha keyif vericiydi bence.
Sonunda sustuklarında aniden ben samimiyetsizce gülümseyip hepsine baktım. "Kapanış saati geçti, içeceklerinizi çabucak bitirip Cafe'den çıkmalısınız. Şimdiden teşekkürler ve afiyet olsun."deyip arkamı dönmüştüm ki gözlüklerinin arasından bana odaklanmış sinirle bakan Bay Park'ı fark edince dudaklarımı ısırdım.
İşte şimdi boku yedim. Adamın en sevmediği şey müşteri kaybıydı ve ben az önce güzel bir dille onları kovmuştum. O da bu anlara şahitlik etmişti iyi mi?
Geri önüme dönüp gözlerimi sıkıp az sonra yanıma gelmesini bekledim. "Gençler keyfinize bakın, istediğiniz saatte çıkın garsonumuz size yanlış bilgi dile getirdi." Gözlerimi açıp hepsinde gözlerimi gezdirirken hepsi sabaha kadar burda kalmanın mutluluğu yaşarken Bay Park'ın bana sinirle gülümseyerek baktığının farkındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WAITRESS•
FanfictionYeh Shuhua and Jeon Jungkook fanfiction. Tüm hakları göbüşte çünkü ilk ben yazdım. - (g)Idle / BTS -