Bugün yeni okulumda ilk günümdü. Seul'e yeni taşınmıştık ve bu sebeple de kaydım başka okula alınmıştı.
Gitmek istemiyordum. Hiç kimseyi tanımıyordum ve onlar birbirlerini tanıdıkları için artık benimle arkadaş olmak isterler mi orasını da bilmiyordum. Ama ister istemez dolaptan ekmek, zeytin, peynir ve domatesi çıkardım. Zeytin kavanozunu salladım.
"Zeytin! Hanimiş zeytin!"
Bu yaptığıma kıkırdadım ve domatesi yıkamak için musluğu açtım.Evdekiler uyuyordu, yorgunlardı. Ses çıkarmamaya özen göstererek fakir kahvaltımı yaptım.
Odama dönüp okul kıyafetlerimi giydim ve sırt çantamı aldım. Artık gitmeye hazırdım.Okula geldim. Aslında o kadar çirkin değildi. Çok çirkindi. Hapishane gibiydi. İstemeye istemeye yürüdüm. Hangi sınıfta olduğumu biliyordum.
Hemen sınıfıma gittim ve gözlerden uzak yere, en arka sıraya geçtim. Telefonumla ilgilendim bir süre ve kimse yanıma gelip "vay sen yeni öğrenci misin kardeşim hoş geldin." Dememişti.Birden yüksek bir sesle fight kulüp çalmaya başladı. Sanırım bu okul ziliydi. Sınıfa öğretmen masasının üzerinde taşınan biri girdi. Neden o çocuğu öğretmen masasının üzerinde taşıyorlardı ve neden taşıyorlardı?
Çocuğu yere indirdiler. Çocuk "aracımı park edin." Dedi ve diğerleri masayı dışarı çıkardı.
"Evet, şimdi herkes tüm parasını masanın üzerine çıkarsın. Bana bağış yapıcaksınız." Herkes dediğini yapmaya başladı. Salak mıydı bunlar? Sıra yavaş yavaş bana geliyordu. Şimdi benim başımdaydı. Bana piç smile atıyordu. "Arkadaşlar!" Sınıfa döndü. "Yeni öğrenci mi geldi? Ondan hoş geldin bağışı alalım, öyle değil mi?" Bana döndü. "200 lira çıkra."
"Ne?" Sesimi biraz yükseltmiş ve kaşlarımı çatmıştım. Kime heyheyleniyorsam. Yapılı biriydi. Bu çocuk bacaklarıyla boynumu kırardı benim.Bana doğru eğildi. Dişlerinin arasından bana "Sen istemek yaşamak, sen vermek 200 Türk doları." Dedi. Ama benim sadece 5 liram vardı. Bu benim öğle yemeği paramdı. "Benim sadece 5 liram var." Bana acıyor gibi bakıyordu. Asıl kendi acınasıydı! Neden bizim paramızı alıyordu? "Yarına 200+100 liramı getir." Arkasını dönüp sınıftan çıktı. Anlamaz bir şekilde arkasından bakıyordum.
Hoca derse girdi şuydu buydu derken öğle saatine gelmiştik. Kantine kendime döner almaya indim. Döner 10 liraydı. Yuh yani. Hatırlıyorum, ben götten bacakken 1.25'e çeyrek döner yerdim. Telefonumun arkasından acil durum parası olarak 20 liramı çıkardım. Çünkü 20 lira adamdı 10 lira gibi çabuk bitmiyordu 50 lira gibi harcadığında üzülmüyordun. 20 lira adamdı.
Sıra vardı ve ben bu kısa boyumla bu kalabalığın içine nasıl dalacaktım? Kaba güç kullanmam gerekiyordu. İttire ittire kalabalığın içine girdim. 20 liramı uzatmış kantincinin bana bakmasını bekliyordum ve biri bana arkadan dayıyordu. Kafamı arkadakine çevire bildiğim kadar çevirdim. "Hey biraz uzak dursana! Buraya yaptıştım!"
"Özür dilerim ama ittiriyorlar bu benim elimde olan bir şey değil!" Kantinci benim paramı aldığında kafamı ona çevirdim. Aman tanrım bu mükemmel gülüş, bu büyüleyici gülüş, tabii ki czn Burak'a aitti. Bana ne istediğimi sordu. O sırada arkamdaki beni dürttü ve "bana da alır mısın? Lütfen~" tamam, bu aegyolu lütfene hayır diyemeyecektim çünkü midemi bulandırmıştı. Parasını aldım.
"Ne istiyorsun?"
"Hamburger!"
"Tamam sen sıradan çık. Ben getiriyorum."
Burak abiye döndüm. "Abicim bana bi döner bi de hamburger ellerinden öper." Heyecandan kafiye yapmıştım. "Bir de iki meyveli soda."
Yemekleri ve sodaları bana verdiğinde "eyvallah." Diyerek sıradan canla başla çıktım. Yemeğini aldığım çocuğu aradım ama ortalıkta gözükmüyordu. Sonra el hareketleri yapan masadaki kişiye döndüm. Masayı absürt bir şekilde işaret ediyordu. Göz devirip yanına gittim. "Teşekkür ederim."
"Afiyet olsun." Dedim ve arkamı dönüp yürüyecekken kolumdan tuttu.
"Hey, nereye gidiyorsun?"
"Sınıfa çıkıyorum?"
"Beraber yeriz diye düşünmüştüm." Aslında arkadaş yapsam iyi olacaktı. O yüzden sandalyeye oturdum.
"Adın Jimin, öyle mi?" Nerden bilmişti adımı?
"Evet, de sen nerden biliyorsun?" Güldü.
"Aynı sınıftayız çünkü. Ben Taehyung."
Aynı sınıftaydık, demek öyle. Ona o çocuğu sorabilirdim. "Sabahki çocuk kimdi?"
Göz devirdi. "Jeongguk o."
"Neden para topluyor?"
"Zevkine."
"Ne yani, ihtiyacı yok mu?"
"Son model spor arabası var, sence ihtiyacı var mı?"
Ona gözlerimi kısarak baktım. "O zaman neden topluyor?"
"Zevkine dedim ya, sen de beni hiç dinlemiyorsun! Ayrıca dişinde marul kalmış!"
"Bana niye bağırıyorsun, ben senin ağzının kenarında ketçap kalmış diye bağırıyor muyum!"
"Pardon." Peçete uzattım. "Teşekkürler."
"Öd cnm."Kantin birden kulak kanatacak şekilde mekanın sahibiyle çalkalanmaya başladı ve Taehyung'un dediği Jeongguk yine masanın üzerinde kantine geldi. O gelince herkes duvarlara sindi. Parmaklarını şıklattı ve müzik kapandı. "Kapalı tribünde karılar kızlar." Ne diyordu bu? "Şimdi sakso zamanı dışı kartallar." Hala ne dediğini anlamıyordum. "Göt oğlanı çarşı duyuyor musun?" Ona getirdikleri Galatasaray formasını giydi. "ANANI SİLECEK GALATASARAY." Ve Galatasaray marşı çalmaya başladı. "Çocukluk aşkımsın, sen ilk göz ağrımsın." Herkes marşa katılırken Tae "Lan ben fenerbahçeliyim ama çok güzel marş gizli gizli dinliyom arada." Dedi.
"Sen hangi takımlısın?"
"Ben takım tutmuyorum."
"İyi. Beşiktaşaklı olma da."
Tek kaşımı kaldırıp ona döndüm. "Neden ki?"
"Söylenenlere göre Jeongguk okuldaki Beşiktaşlıları bir konteynıra kapatıp 1 hafta aç bırakıyormuş ve taşaklarını kesip kartallara veriyormuş. Tabii bunlar sadece söylenti."
"Okulda hiç beşiktaşlı yok mu?"
"Umarım yoktur."
"Ya Fenerbahçeliler?"
"Sağlamım, bir şey yapmadı."
"Çok saçma."
"Öyle."Jeongguk yemeğini alıp masasına geri oturdu ve Galatasaray marşıyla çıktı kantinden, biz de Tae'yle kaldığımız yerden devam ettik.
"Neden kimse bu çocuğa bir şey demiyor?"
"Çünkü okulun sahibi o."
Demek bu yüzden bu kadar şımarıktı.
"Bu zenginliği nerden geliyor?"
"Babası zengin." Zengin bebesi işte.Fight kulüp çalınca sınıfa çıktık. Tae çantasını almış yanıma gelmişti. Bu hareketi nedense beni güldürdü, çok sevimliydi.
Çıkış zili çalmıştı. Ben de Tae'yle birlikte aşağı indim. Ben yürüyerek geliyordum ve Tae'yle de evlerimiz ters yönde olduğundan ayrıldık.
Şaka amaçlıdır yazmıyorum troll olduğu zaten belli????
Neyse okunursa ve oy atılırsa dewamke yaparızJK'in makyajı da yaptım :D
Binci çik yikişmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GS - JIKOOK
Short StoryHard Galatasaray taraftarı bad boy mad boy rich boy bitch boy Jeongguk ve Jimin'in aşk dolu (!) hikayesi