Bölüm 1

74 4 2
                                    

Bavulumu da küçük pencereden dışarı çıkarıp kendimi çimen ile buluşturdum.Camı arkamdan kapatmaya çalışarak sessizce görkemli evimizin bahçesinden çıkmaya başladım.

Evden kaçıyordum.Evet Tara Koç evden kaçıyordu.Ne büyük ironi ama ! Herşeyim vardı ; arabam, evim, haddinden fazla param... Fakat bunların hepsi annemi getirmeye yetmiyordu ne yazık ki. Annem ben çok küçükken ölmüştü. Beni bakıcılar büyütmüştü.Bende onları bir teyze, bir abla olarak görmüştüm.Şimdi onların hepsinden ayrılmak üzere arabama bindim.

Kontağı çevirdim ve sürmeye başladım ama soru şuydu ; Nereye gidiyorum ? Hiç bir fikrim olmadan sürüyodum arabayı ehliyetimi 18 ' ime girer girmez almıştım, yani yaklaşık bir yıl önce. Gözümü kapadım bir saniyeliğine ve babamın beni evde bulamayıp telefonumu aramasına rağmen cevap vermediğim zaman o telaşlı yüzü geldi aklıma. Gözümden düşen bir damla yaşı elimin tersiyle sildim ve yola odaklandım.Neden mi kaçıyordum ?

Kaçıyordum çünkü evde bir huzur yoktu, babam ben liseye başladığım zaman evlenmişti.Ona asla kızmıyorum, bir ömür yalnız geçmezdi tabi ki biz ne kadar annem yokken babamla arkadaş olsak da bi süre sonra ben de gidecektim ve babam yalnız kalacaktı, bencillik etmemeliydim.Sorun babamın evlenmesi değil, evlendiği kişiydi Ezgi Ablayı çok seviyordum, annemin yerini tutmasa da bana bir anne sıcaklığı göstermişti, birlikte alışverişe gider, yemek yapar, film izlerdik.

Ama benim yaşlarımda ki oğlu tam bir felaket idi.Bir kaç kere onun tarafından tecavüze uğrama riski atlattım.Babama söylesemde " O senin üveyde olsa kardeşin, bir daha böyle bir şey duymayacağım!" Diye bana çıkışmıştı. Artık yetmişti gerçekten bu iş boyutunu açmıştı.Belkide bir haftalık yurt dışı tatili yapar dönerdim. Bilemiyordum. Bir anlık aklıma gelen şeyle aniden frene basıp öne savruldum. Doğru ya Eylül'ü alıcaktım! Nasıl aklımdan çıktı ama ya. Eylül ' le birlikte kaçıcaktık! Daha doğrusu buna kaçmak denmez biraz tatildi işte.

Direksiyonu döndürdüm ve Eylül'lün evine doğru yol aldım. Arabayı gördüğünde söylene söylene bindi arabaya. Sonunda sustu ve benden yana döndü " Nereye gidicez?" diye sorduğunda gözümü yoldan ayırmadan "Bilmem" dedim ve alt dudağımı sarkıttım. Gerçekten bilmiyordum. Eylül ' lerinde durumları en az bizim kadar iyiydi. Hatta babalarımız şirket ortaklarıydılar. "Pasaportunu aldın mı?" dedim bu sefer  ona dönerek.Başını evet anlamında salladı. Sonra da hızla bana döndü. " Ama yurtdışına çıkmayalım, lütfen" dedi Ona güven veren bi gülümseme yolladım. " İzmir 'e gidelim mi ?" dedim direksiyonu havaalınına doğru kırdım.

"Olur" dedi omuzunu silkerek.

....

Uçaktan inerken Eylül ile göz göze geldik. İkimizde heyecanlıydık ve korkuyorduk. Sadece tatillerde geldiğimiz şehir bize ev olucaktı şimdi. 5 Yıldızlı otele kaydımızı açtırıp odamıza girdik. Eylül ' e döndüm telaşlıydı korkuyordu. Güven vermek için omzunu sıvazladım. " Yarın herşey daha güzel olucak " dedim. Öyle olmalıydı. Olsundu yani. Bir işe baş koyduk ve nasıl devam ettireciğimizi bilmiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 16, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FİRAR (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin