Hani anlamıyorum cidden bu sevgili kaderin benimle ne alıp veremediği var?
Kaderimi yazan kalemde mi bir sorun var ya da tanrı önizleme mi yapmıyor?
Yani çünkü şöyle bir yazdıklarını baştan bir okursa o da bana inanın acırdı .
Hani bir insanın tek bir şeyi bile yolunda gitmez mi?
Gitmiyor.
Hani dedim ki bir kere tanrıya verdiği nimete şükür maiyetinde beynimi kullanayım onda da lanetlendim.
Sanırım tanrının bana verdiği tüm nimetler haram . Çünkü bunun daha başka açıklaması olamaz.
Bundan önce beynimi kullanmadan nasıl sefil salak bir hayat yaşadıysam bundan sonra da öyle devam etmeliyim.
En azından kendini 'babacığım' sanan insanlarla karşılaşmazdım değil mi?
Bunları düşünürken büyük bir hışımla bir içki dükkanına girdim.
Ne mi yapacağım?
Ufak çaplı bir hırsızlık .
Yani bir kadeh şarapla da kimse yetinemez değil mi?
Biliyorum biliyorum size ayyaşın tekiymişim gibi gelebilirim ama bir sorun bu benim umurumda mı?
Hayır !
Dükkanın içinde birkaç müşterinin de olmasını fırsat bilerek en sevdiğim bölüm olan şarapların olduğu kısma geçtim.
Bir tilki kadar sinsi aynı zamanda bir kaplan kadar hızlı ve atik olmalıydım.
Favorim olan kırmızı şarabı kucağıma alıp hırkamla önümü kapatıp kollarımı önümde birleştirdim.
Aferin sana Denisè !
Tam dükkandan çıkıyordum ki çıkamadım .
Tahmin edin ne oldu?
Evet o beklenen olay şuan gerçekleşti.
Sevgili mutantımızla çarpıştım.
Üstüne ne olsa beğenirsiniz?
Koynumda duran o mükemmel şarap çarpmanın etkisiyle kayıp yeri boyladı ve tuzla buz oldu.
İyi halt ettin Denisè !
" ah Denisè neden yaramazlık yapıyorsun kızım ?"
Ne demeliydim ki şuan ?
' be-ben özür dilerim '
" sen babacığı mı soyacaktın Denisè ?"
Sıçayım böyle işin de şansın da içine ! Nasıl bir bokluğun içine düştüm ben ?
Bugün şans eseri karşılaştığım mutantı ilk başta etkilemeye çalıştım şimdi de adamın dükkanını soyuyorum.
Ne entrika ama ?
' be-ben gerçekten çok üzgünüm . Ben şey-'
" seni şuan polise ihbar etmem gerekiyor normalde biliyor musun yaramaz kızım ?"
Hayır hayır bu güzel gençlik yıllarımı hapiste parmaklıkların arkasında geçiremem ben !
Bir şey düşün ve yap Denisè !
' ben çalışır öderim. Lütfen polisi aramayın '
Tiz bir kahkaha attı.
" bunu yapamayacağını ikimiz de biliyoruz değil mi Denisè ?"
Mutant haklıydı. Çalmaya çalıştığım şarap fazlasıyla pahalıydı ve ben ona eş değer parayı kazanacak kadar bir yerde sabredemezdim.
' ben gerçekten çok üzgünüm '
" eğer parayı ödemek için bir yol bulamazsan polisi aramak zorunda kalacağım Denisè ?"
Bunu asla göze alamam. Ben hapiste yaşayamam !
' benden ne isterseniz yaparım !'
Sanki bunu bekliyormuş da dememle tatmin olmuş gibi bakıyordu suratıma.
" ahh Denisè benim saf kızım bunu zaten yapmak zorundasın meleğim. Çünkü sen babacığının küçük prensesisin ."
Gülümsemesi cümlesinin sonlarına doğru daha da büyüdü.
İnanın bana sevgili mutantı dinliyordum fakat sadece dinliyordum. Çünkü ne zırvaladığını inanın bir gram anlamıyordum.
Tek anlayabildiğim sapık bir ruh hastası olduğu .
Ona sorarmış gibi bakmaya başladım . Hadi be adam ne isteyeceksen iste!
" demek ben ne istersem yapacaksın ha?"
Onaylarcasına başımı salladım .
" ne istersem ?"
Beni tasdiklercesine tekrardan sorması sinirlerimi bozmuştu fakat şuan suçlu durumunda olduğum için alttan alıyorum.
Yoksa bilirdim ben bu mutanta yapacağımı !
Yani en fazla benden ne isteyebilirdi ki?
Kafamı tekrarardan sallayınca sinsice gülmeye başladı.
" seni Denisè , seni istiyorum."
Beni mi ?
Beni mi istiyor?
İyi de ne yapacak benimle ?
Atsa atılmaz satsa satılmaz gibicesinden bir şeyim ben.
' beni mi?'
" evet Denisè seni . Bunda bu kadar şaşırılcak ne var anlamadım?"
' iyi de ne yapacaksın benimle?'
" kural 3: çok soru sorma "
Ah şu kurallar !
' inan bana dediğin tek bir kelimeden gram bir şey anlamıyorum.'
" ah benim saf ve masum minik kızım. Şöyle söyleyeyim o zaman senin evimde çalışmanı istiyorum "
İyi de ben 1 haftadan fazla sabredemem ki !
' inan bana pişman olabilirsin buna. Çünkü 1 haftadan sonra olay çıkarabilirim ?'
" inan bana prensesim hiç yanımdan gitmek istemeyeceksin ."
Bu adamın bu kadar kendinden emin konuşmasından etkilenmem normal mi ?
Çünkü ben acayip etkileniyorum şuan !
Şimdi bu adamla gitmem ne kadar doğru?
Hiçbir şekilde nereden bakarsanız bakın daha iki kez karşılaştığınız bir insanın evinde çalışmak zerre kadar akıl işi değil.
Fakat eğer kabul etmezsem de hayatım zindan olacak.
" düşünme şansının olmadığını biliyorsun değil mi Denisè? Bunu kabul etmek zorundasın."
Neden sürekli haklı çıkarsın ki be adam?
Hayatımın büyük bir bölümünün -hem de en can alıcı bölümünün- çöpe gitmesindense 1 hafta bir çılgınlık yapıp bu teklifi kabul etmeyi yeğlerim.
' peki kabul ediyorum '
" işte babasının akıllı kızı "
Ama şu "babacık" mevzusu da canımı sıkmıyor değil !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daddy's little princess_
Teen Fiction-Biliyor musun prensesim ; O yalvaran gözlerini görmek beni zevkten dört köşe yapıyor.