Turkuvaz

27 15 2
                                    

-Ben sana seni sevdiğimi söyliycektiğm! "
Dediği şeyle donakalmıştım. Kendime geldim ve sarhoşluğundan kaynaklı  doğru söyleyeceğini  bildiğimden bir soru yönelttim.
+Hala sevdiğine emin misin? Ben seni ve bu krallığı bırakıp gittim ama?" söylediğim bana acı verse de cevabını merak ediyordum.
-Hatırlar mısın, ben sana senin her halini sevdiğimi söylemiştiğm. Yaani ben senin benden ayrılmışş halini değ-" aramızdaki  mesafe var yok arası, tak diye düşecekti ki belinden yakaladığım gibi kendime çektim. Bunu kasıtlı yapmamıştım, refleks olarak şeettim yani.

Kendime çektiğim anda ellerini göğsüme koydu. Yüzlerimiz çok yakındı ve kalbim hızlanmıştı ki göğsümdeki ellerini sırtıma doladı ve kafasını göğsüme dayadı. Allah'ım, bu kızın sarhoşluğu böyle olmak zorunda mıydı? Yani ne bileyim, yatıp uyusa olmuyor muydu?! Hayır, kalbe zarar yani *kalbime*...

Kafasını kaldırıp yüzüme baktı.
-ben senin bensiz halini değ severiğm. "dedi ve tekrar yanağını göğsüme koyup gözlerini kapattı.
Ayakta salak salak sırıtarak dikilen iki aşıktık şuan.

+Senin annenler dışarda olduğunu biliyorlar mı?" dedim.Güldü.
-Sence? "kız haklıydı, hangi ebeveyn sarhoş olduğunu bilmediği ama sarhoş olan  kızını sokağa yollardı ki? Akıl mı kaldı?

+Hadi gel, seni evine götüreyim." dedim belinden tutup parktan çıkarmaya çalışırken. Telefonunu alıp kendi cebime koydum ve yürütmeye devam ettim. Parktan çıkmıştık ki" ben eve gitmek is-te-mi-yo-rum!! "diye bağırıp zıplamaya başladığında pes ettim ve" tamam, tamam. Bize götüreyim mi seni? Hem, anahtarın yanında mı senin? "dediğimde sırıtarak
-o kadar delirmedik daha" dedi ve minik mavi şortunun (evet, minik. Çünkü gerçekten gecenin bu saati tek başına dışarda giyilemeyecek kadar kısa ve tatlıydı. :) arka cebinden anahtar çıkarttı.

+Onu alayım ben" dedim ve anahtarı kaybetmeden önce alıp kotumun cebine attım.
-Tamam, sen şimdi bize gel, uyu. Sabah da eve bırakırım seni. Kimse içtiğini farketmez, söz. "dedim. Annem ve babam yarın akşam geleceklerdi.

Başını sallayıp" sen beni eve mi atıyon? "dedi. Kıkırdayarak elini enseme koydu ve parmak ucunda kulağıma yaklaşıp fısıltıyla" çok ayıp, şşt! "dedi. Kahkaha atarken eve varmıştık. Apartmanın önüne gelene kadar en az 30 kez düşecek gibi oldu hatta tutmasam düşecekti de.
Merdivenlere oturttum onu, ben de yanına oturdum ve
+Niye bu kadar çok içtin?" diye sordum.
-Çok içmedi ki been! "dedi suçunu kabullenmeyen bir kız çocuğu gibi omuzlarını indirip kaldırırken. Gülümsedim.
+Çok içmediysen nasıl bu kadar kafayı buldun?
-Bir yudum bile alsam sarhoj olurdum aslında ben ama bak bu sefer olmadı been" dediğinde güldüm. Bu olmamış halinse...
-Benim uykum geldii! "diye bağırınca ayaklandım ve onu da kaldırıp belinden kavradım yine. N'olur n'olmaz.

Apartmana girince işaret parmaiımı dudaklarıma götürüp      "şşt" sesi çıkardım. Sessiz ol, dememle bağırması bir oldu.
-Ben - anında elimle ağzını kapattım. Gülümsedi ve " ben merdiven çıkmam!" dediğinde mecburen belindeki elimi sıkılaştırıp diğer elimle soğuk bacağının altından birden havaya kaldırınca küçük bir çığlık çıktı ağzından. Ardından kollarını boynuma sardı ve yüzünü boynuma gömdü. Abim kapıyı açmış beni bekliyordu ki kucağımda minik sarhoşumuzu görünce şaşırıp kaldı.

Hergün eve kız atmıyordum aman getirmiyordum sonuçta.
-Abicim, bu kim? Ve neden senin boynunda aman kucağında? "Dedi.
Yanından geçip odama yöneldim. Abimle aynı odayı kullanırdık ve ikimizin tekli  yatakları odanın iki ayrı duvarının yanındaydı. Açelya'yı getirip kendi yatağıma koydum. Oha, uyumuş!

Abimi salona çekip kısık sesle herşeyi anlattım.
-Sen de eve getireyim dedin. Valla aferin diyip sırtını mı sıvazlayayım, kızayım mı bilemedim. Hem adı üstünde, eski sevgilin. Sen hala bişeyler hissediyor musun bu kıza karşı?" Dediğinde muzipçr gülümseyip" kızmana gerek yok abicim, iyilik sevaptır. Kötü birşey yaptığım yok sonuçta" dedim.
İyi, diyip salonda filmine geri koyuldu. Ben de üstüme eşofman giyip Açelyayı ayağa kaldırdım. Lavaboya götürüp elini yüzünü yıkadıktan sonra yürümemek için direnince yeniden kucağıma aldığım gibi odama götürdüm. Bu kız kalbe zarar, yemin ederim!

Üstündeki sıfır kollu tişört biraz fazla  açıktı. Ben de üstüne kendi tişörtlerimden birini geçirdim.
Bu haline gülümsedim. Çünkü bu turkuvaz renkli tişört, elbise gibi olmuştu. Yani, ultra mini bir elbise gibi...
Onun böyle fotoğrafını çekmek istedim. Ama bundan önce, sürekli yüzüne düştüğü için rahatsız olduğu saçlarını bileğindeki tokayla toplayabidiğim kadar topladım. Ve yatağımda uzanan bu güzel meleğin fotoğrafını çektim. Üstüne bir pike örttüm. 

Üstümü değiştirirken telefonunu ve anahtarını masama koymuştum. Titrediğinde elime aldım. Şifreli. Neydi ki acaba?
4 haneli, sayı. 14. 03 denedim. Bana aşık olduğunu itiraf ettiği gün. 15.03 denedim. Ondan ayrıldığım gün... Olmadı ve harika! Sadece 2 hakkım kaldı. Sonra kitlenecekti. 08.05 ? Doğum günüydü ve olmamıştı. Olmuyordu!

☁️☁️☁️

Merhaba gençlik, yeni bölüm böyleydi. Fazla söze gerek yok:))
AÇELATA♥️🖤 Ata çok tatlı değil mi amaa💙aşkım yaa lksheksj

bu çifti seviyor msuunuz?? Ben çok seviyoruum .
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere limonlu dondurma gider... 👋👋🍦 Sizleri seviyrum❣️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAYALLER KADAR GERÇEK ☁️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin