İPEK

25 5 5
                                    

Nasıl yataktı bu böyle bu kadar sert , evin içi ne zaman bu kadar soğudu ? Ah Sevda abla yine açık mı bıraktın büyük salonun havalandırmasını ? Başım çatlayacak gibi ağrıyor . Gözlerimi açamıyorum kaldırın şu gözkapaklarıma oturan öküzü . Bu pis koku da neyin nesi böyle , ama bizim ev böyle kokmuyordu , tamam Sevda abla biraz yaşlandı artık unutkan olmaya başladı ama evi böyle pis bırakacak kadar da değil .  Bir dakika yaa burası bizim ev değil ! Hayır hayır gözlerimin önündeki ağırlık değil başka birşey var , ellerim neden uyuşuk ve acıyor ! Ellerim, ellerimi hareket ettirmeye çalıştıkça bileklerimin acısı çok canımı yakıyor .  Nerdeyim ben böyle ? Burası neresi ? Ağzımdaki bez parçasının bu pis kokusu . Ayaklarım ellerim kadar acımıyor , hareket ettirmeye çalışırıyorum ama neden hareket etmiyorlar  ? Vücudum sert bi sandalyenin üstünde çırpındıkça çıkan sesten anlıyorum ahşap olduğunu . Öne arkaya yaptığım itme ve uğraş sonucu atıyorum kendimi yere düşmemle çıkan ses o kadar büyük ki yankısı kulağımın çınlamasına , irkilmeme  sebep oluyor .  Boşuna debelenmemin çaresi yok hayvan gibi bağlamışlar bok herifler . Ama kim ? Niye ? Ne için ? Kaçırsın beni . Babamın ortaklarından biri olabilir mi ?  Geçen sene gerçekleşen demir döküm ihalesinde çok tehdit almıştı baskı görmüştü ama iş buralara kadar gelmiş olamaz . Çünkü babamın çevresindeki insanlar Türkiye ' nin sayılı iş adamlarından her yerde isimleri duyulmuş saygın insanlar bu kadar alçalamazlar . İş dünyası bu kadar kötü ve kalpsiz olabilir mi ? Bağıramıyorum , ayağa kalkamıyorum , üşüyorum , göremiyorum ,baygınlık hissi  çok kötüyüm başıma taşla vurabilsem vururdum . Bileklerimi oynatmaya çalıştığımda başıma giren çiviler şimdi de dışarı çıkmaya çalışıyor . İçim geçiyor yine .

Dayanılmaz baş ağrısı ile uyanıyorum , acısından çırpındığım ellerimi hissetmiyorum artık . Üşümem de o kadar kalmamış peki öyleyse , kabus bitti o zaman . Ama hayır kabus değil bu gerçeğin ta kendisi , bunu duyduğum bağırış ve tartışma seslerinden anlıyorum . Sesler o kadar derinden ve boğuk bir şekilde geliyor ki üç kişiler mi yoksa daha mı fazlalar anlayamıyorum . Kimdi bunlar ? Beni kaçıran hayvanlar . Okulun 3. sınıfındaki Emir olabilir mi ? Emir pislik herifin teki olabilir ama bunu yapacak kadar cesaretli olamaz .Benimle aynı bölümde olması bile beni korkutuyorken .  Ya cesaretliyse , onu terk ettiğim zamanlar yıkılmıştı . Kimseyle konuşmuyor doğru düzgün okula gelmiyordu . Her ne kadar kötü olsada o yapamaz cesaret edemez , Kaynakçı ailesinin küçük kızı olduğumu biliyor . Babamın rakiplerinden biri olabilir miydi ? Geçen sene kazandığımız ihale şirketimizde sıçramayı sağlamıştı. Aynı tip bir ihale bu sene sonunda da var diye biliyorum . Tabi ya Yunus Kaynakçı ' nın başka kimseyle alıp veremediği yok en azından benim bildiğim kadarıyla . Aklıma başka bir ihtimal gelmiyor . Kapı kilidinden gelen seslerle çıktım karmaşık düşüncdelerin içinden , içeri giren ayak sesleriyle birlikte çırpınışlarım hiç olmadığı kadar artmıştı . Sandalyeyi kaldırıp yüzüme dokunan hayvan şöyle dedi , orta yaşlarda olduğunu düşündüğüm tükürük dolu tiz sesi ile :
 

-Demek uyandın kedicik , aslında seni daha önce uyandıracaktım ama içeredeki korkak herifler odaya girmeme izin vermedi  . Bu ahmaklarla iş yaptığıma inanmıyorum .Neyse ki ben profesyonelim , evimize hoşgeldin . Şu bandajı çıkaralım da sesini duyalım belki bize şarkı söylersin .

-Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz ! Barbarlık bu ! Hayvanlar ! İmdaaaatt ! İmdaaaaat ! Kurtarın beni sesimi duyan yok mu ! İmdaaat !

-Sus lan sus !

Hayvanın attığı tokatla bayıldığımı uyandığımda etrafta kimsenin olmamasından anladım , yine başa sarmıştık . Ama şimdi durum farklıydı çünkü tuvalete gitmem gerekiyordu. İlacında etkisiyle ne kadar uzun süredir gitmediğimi düşündüm , en son okulda gittiğimi hatırlıyorum . Peki öyleyse şimdi saat kaç ? Gözlerimi bi açabilsem en azından etrafımda ne var onu anlarım , ip ucu bulmaya çalışırım . Ellerimde bi ıslaklık var ve bileklerimin acısına katlanamıyorum . Ses çıkarmalıyım ihtiyacımı söylemeyim dayanamıyorum . Tekrar sandalyeyi öne arkaya doğru salınım yaparak devirdim bu sefer başım yere çarptı . Çıkan büyük sesle odaya gelmelerini bekledim. Gelen giden yok . Annemin köpeği Gus' ın mama yemeden önceki çıkardığı sesler gibi sesler çıkamaya başladım , gelen olur ümidi ile . Ve sonunda kapının kilidinin sesleri duyulmaya başladı .

ZAYIF NOKTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin