Yürüdüğüm çakıllı ve çamurlu yollarda söylenmeden duramıyordum.Bu Çatalca'nın yollarından bıkmıştım.Her gün minibüse çamurlu ayakkabılarla binmekten,insanların itici bakışlarından bıkmıştım.Sanki ayıp bir şey yapıyormuşumda bakışlarıyla beni akıllandırıyorlarmış gibi hissediyorlardı galiba!Ah şu ön yargılı insanlar...Beni sinir ediyorlar!Şimdi de beni sinir eden bir iş yerine gidiyordum.Çakıllı yoldan asfalt yola geçince ayaklarımı sürterek belediyeye ilerledim.Kapının önüne gelince arkadaşım Ahmet'e selam verdim.Ben,belediye başkanının şöförüydüm.Ama bu aralar başkana da sinir oluyordum.Çünkü o da minibüstekiler gibi bakmaya başlamıştı.Ne yapayım yollar çamurlu?Belediye de çalışıyorum ama şikayetimi söyleyemiyorum.İsteklerimi söyleyemiyorum,çekiniyorum.Sadece yollar değil,şikayetim.Minibüs saatleri ve fiyatları da..Minibüsler yarım saatte bir geliyor,işe geç kaldığım günler oluyor.Fiyatı da çok pahalı,bütçem bazen yetmiyor.Ve ben bu şikayetlerimi başkana söyleyemiyorum."Neyse"dedim içimden "Birileri benim,bizim sesimizi duyar."Başkanın geldiğini görünce arabanın kapısını açtım.Ve bana bakışlarını görünce hem sinir oldum,hem de utandım.Ayakkabımda ki çamurları tam silememişim.Başkan arabaya binince ben de şöför koltuğuna geçtim.
"Mehmet?"dedi.
"Efendim?dedim.
"Sen nereden geliyordun?
"Kabakça köyünden geliyorum başkanım."
Ayakkabılarıma bakarak "tamam"dediğini duydum.Sürekli ayakkabılarıma baktığının farkındaydım ve bu beni çok sinir etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM BAŞKAN
Short Story"Çatalca İçin Bir Hayalim Var" adlı öykü yarışmasında 3. olduğum öyküm sizlerle... Beğenmeyi unutmayın lütfen 🤗