Başkan yine aynı bakışlarıyla ayakkabılarıma bakmıştı.Artık sinirden çok sabretmem gerektiğinin farkına vardım.İşimden memnundum.Eğer ters cevap verirsem işimden kovulabilirdim.Bu yüzden gayet sakin bir şekilde şoför koltuğuna geçtim ve arabayı belediyeye doğru sürdüm.Başkanı belediyeye bıraktıktan sonra işim bitiyordu.Eve gidecektim.Belediyeye geldiğimizde rutin işlerimi yaptıktan sonra başkandan müsaade istedim ve üzerimi değiştirmeye gittim.Değiştirdikten sonra minibüse yetişmek için hızlaca durağa yürüdüm.İlk gelen minibüse hemen bindim.Dört lira minibüs parasını önceden hazırlayıp cebime koymuştum.Minibüse binince cebimdeki parayı şoföre verip yerime oturacakken "abi para üstünü almadın"dedi.Ben de parayı tam verdiğim için "benim değil" dedim.Abi minibüs saatlerinde ve fiyatlarında değişiklik oldu artık on beş dakikada bir minibüs var ve fiyatı 3 lira oldu.""Allah Allah"dedim ve para üstümü aldım.Hayretler içinde yerime oturdum.Köye geldiğimde ise indim.Yürümeye başladığım anda biraz ilerimde yol çalışması olduğunu gördüm.Bir kaç adım attıktan sonra işçilerle konuştum.Meğer bizim başkan yaptırıyormuş yolları.Minibüs olayıda kafama dank etti.Bakışlarında iğrenme değil derin düşünceler varmış ve ben günahını almıştım.Yarın hemen ilk işim başkandan helallik istemek olacaktı.
İşte benim Çatalca'da ki hayalim de bunlardı.Ne kadar az ve farklı olsa da bir köy çocuğu olarak hayalim güzel bir şekilde gerçekleşmişti.Bizim başkana bir teşekkür borçluydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM BAŞKAN
Short Story"Çatalca İçin Bir Hayalim Var" adlı öykü yarışmasında 3. olduğum öyküm sizlerle... Beğenmeyi unutmayın lütfen 🤗