Şafak yaklaştığında uyumaya çalışmayı bıraktım. Beyaz jaluzinin izin verdiği kadarıyla boşluktan odama giren zayıf ışık huzmelerini izledim bir süre.
Pijamamın üzerine bir hırka geçirip saçlarımı kuruladım, perdeleri açtım, mutfağa doğru giderek kahve yaptım. Mutfak masasına oturdum ve her geçen dakika gökyüzünün biraz daha aydınlanışını izledim.
Gün doğumunu izlemeyeli çok olmuştu...Gökyüzünün bir köşesinde turuncu bir bulut çizgisi belirdi ve kağıdın üstündeki mürekkep gibi yavaşça ufka doğru yayıldı. Dünyadaki bütün turuncuları bir araya toplayıp en turuncusunu, ideal turuncuyu seçmek isteseydiniz seçeceğiniz turuncu bu olurdu.
Aklımdan hiçbir şey geçirmeyerek dirseklerimi masaya dayadım ve bu manzaraya baktım. Güneş kendini ufuktan gösterdiğinde turuncu renk, güneş ışığı tarafından yutulmuş yerini soluk bir maviye bırakmıştı. Beton yığınından farksız görünen, New York'ta alışılagelmiş tarzdaki binaların üstünde, bembeyaz bir bulut gezinmeye başladı.Yeni bir gün başlamıştı. Soğuk bir duşun bile beni kendime getiremediği, sersemliğimi bir türlü üstümden atmadığım o günlerden biri. Ara sıra bir çekirge sürüsü gibi beynimi işgal eden düşüncelerimden kurtulamıyordum zira. Bir süre sonra, onlarla baş edemeyecek hale geldiğimde, düşünmeyi bırakıyordum. Her zaman yaptığım gibi.
Kahvemden son yudumlarımı aldım ve neredeyse bir saattir oturduğum mutfak taburesinden kalktım.
Gardırobumdan ne olduğuna çok da dikkat etmeden, renk açısından uyumlu olduğunu düşündüğüm birkaç parça çıkardım ve üzerimi değiştirdim. Kuruladığımı sandığım saçlarımdan dökülen birkaç damla suyun yerde bıraktığı iz beni düşündürüyor, düşünmek ise midemi daha da bulandırıyordu.Neyse ki yılın kalanında böyle bir ruh hali içinde değildim.
depresif bi
giriş 🤸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VI-VII [gxg]
RomanceTam bir şeyler söylemek için ağzımı açmışken uçağımın son anonslarının yapıldığını duydum. "Bu benim uçağım." dedim çekinerek. "Ashley ben bu arada." diye de ekledim. "Claire ben de. Memnun oldum." dedi yüzünden düşürmediğine emin olduğum gülümsemes...