Özel Bölüm

2.6K 124 53
                                    

"Yoongi, sakin ol. Ailemle daha önce tanıştın. Neden bu kadar gerginsin?"

Yoongi, heyecandan su gibi ter olan elini Yeonji'nin avucundan çekip kendi paltosunun üzerine sildi.

"Ama bu farklı!" dedi avucunu kafasının arkasından başlayarak kahküllerine kadar bastırarak getirirken. "Yeni doğmuş yiğenini görmeye geldik. Bu demek oluyor ki bütün sülalen orada olacak. Tekrar ediyorum. BÜTÜN SÜLALEN."

"Düğünde göreceklerin bunların üç katı olacak." dedi Yeonji zile basarken.

Yoongi'nin gözleri korkuyla büyüdü. "Aman tanrım. Bütün akrabaları davet etmek zorunda mıyız? Sadece aileler olsa olmaz mı?"

Yeonji bu korkak kedinin söylediklerine göz devirerek cevap verdi. Eş zamanlı olarak  dakikalardır Yoongi'nin üzerindeki gerginliği atması için önünde bekledikleri kapı açıldı ve onları kocaman bir gülümsemeyle Yeonji'nin annesi karşıladı.

"Hoşgeldiniz." diye fısıldadı annesi içeri geçmeleri işaret ederken "Fazla ses çıkarmamaya özen gösterin. Bebiş uyuyor."

Yeonji ve Yoongi ayakkabılarını çıkarırken kafa salladılar.
"Bebiş mi?" diye sordu Yoongi Yeonji'nin kulağına eğilerek alçak bir sesle. "Çocuğun adı bu değil, değil mi?"

"Saçmalama Yoongi, tabii ki değil." dedi. Yeonji paltosunu çıkartıp Yoongi'ninkini de almak için uzandı. "Ablam ve eniştem kızlarına hangi ismi koyacakları konusunda hala bir fikre sahip değiller. O yüzden yiğenime şimdilik bebiş diyoruz."

Yoongi yüzünü buruşturdu "Bende kendi aileme garip derdim."

Yeonji ona kötü bir bakış atınca elini dudaklarına götürüp görünmez bir fermuar çekti ve aklına şu kuralı kazıdı.

Evleneceğin kişinin ailesi hakkında kötü yorum yapma.

İkisi yavaş adımlarla ilerleyerek evin geniş salonuna geçtiler. Yeonji'nin neredeyse bütün yakın akrabaları oradaydı. Ablası koltuklardan birinde kucağında oyuncak bir bebek gibi duran kızıyla birlikte oturuyordu. Eniştesi karısı ve kızının başında, koltuğun kolluğuna dayanmıştı. Yeonji ve Yoongi içeri girince onlara içtenlikle el sallayıp "Selam." dedi dudaklarını oynatarak.

Kuzenler, dayılar ve halalar hepsi oradaydılar. Genç olanlarının Yoongi'ye hayran dolu bakışları işleri daha da garip hale getiriyordu. Hele Yeonji onu bırakıp ablasının yanına gittiğinde odanın ortasında tek başına kalınca neredeyse heyecandan bayılacaktı.

Yoongi, sana neler oluyor oğlum?
diye düşündü içinden
Sen milyonların önünde sahneye çıkıyorsun. Kendine gel. Bu odada toplasan on beş kişi yok. Heyecanlanma.

Ardından etrafındakilere tek tek göz gezdirip hepsinin ona baktığını fark edince heyecanı giderek katlandı.

Sahne korkusu müstakbel akraba topluluğu baskısının getir götürünü yapar. Biri beni kurtarsın!!!

Yeonji ablasını ve eniştesini tebrik ettikten sonra annesinin kucağında bir melek gibi uyuyan yiğeninin yanağını okşadı.
"İstediğiniz eniştemle kadar kavga edin ama bu hatun teyzesine benziyor." dedi. "Şuna bak tam bir melek."

"Sen onu birde gecenin dördünde ağlamaya başlayıp öğlene kadar susmadan devam ettiğinde gör." dedi ablası gülerek "Melek mi şeytan mı o zaman karar verirsin."

"Birde üzerine kustuğu zaman..." diye ekledi eniştesi.

Ablası kafasını çevirip kocasına  baktı ve yüzünü buruşturdu "Bezinden taşıp sırtına çıkacak kadar kaka yaptığı zaman..."

 ɪ ʟɪᴋᴇᴛ ɪᴛ!-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin