Meg and Dia - Monster 🎵
Keyifli okumalar dilerim.
...........
Bir, iki, üç pat! silah sesi, namlunun ucundan çıkan mermi alev topu gibi hızla hedefe ulaşmış, mankenin tam kalbinden vurmuştum.
"Aferin, bugünlük bu kadar şimdi odalarınıza çekilebilirsiniz." Cümlesini bitirir bitirmez büyük talim salonunda dersin bittiğini belirten zil çalmaya başlamıştı. Silahı önümdeki masaya atıp çıkışa doğru ilerlemeye başladım, arkamdan bana seslenen Merve'yi duymazdan gelerek.
"Hilal, beklesene kızım ne bu acele" insanları ite ite yanıma ulaşmaya çalıştığını biliyordum sesinden de anlaşılıyordu, bıkkın bir nefes verip Merve'ye döndüm.
"Noldu Merve ? bugün biraz yalnız kalmak istiyorum." Merve bana onaylamayan bakışlar atarak eliyle arkasında kalan tayfayı gösterdi,
"Bizimkiler seni bekliyor, tamam demiştin bugün beraber dışarda gezip bir şeyler yiyecektik." Unutmuş gibi ağzımı açıp şaşkın taklidi yaptım, "Aaaaa doğru bugün yapacaktık değil mi? tamamen unutmuşum, tamam hazırlanıp çıkalım." Merve hızlıca başını aşşağı yukarı salladı, "Tamam ben kızlara söylüyorum sen hazırlan gel biz hazırız." O an farkettim Merve'yi, günlük kıyafetlerini çoktan giymiş, hazır bir şekilde karşımdaydı. Kafamı arka tarafta olan bizimkilere çevirdim, hepsi hazırdı, sırasıyla Sena, Rümeysa, betül ve Nisa yanyana durmuş hararetle birbirlerine bir şeyler anlatıp gülüyorlardı.Birkaç gündür kafam çok doluydu nedenini bilmiyorum, başımı onlardan kendi üstüme çevirdim, üzerimde okul kıyafetlerimleydim hala, eteğim ve gömleğim, kravatım ise omzumdan sarkıyordu. Merve yüzüme son kez bakıp kızlara doğru ilerledi.
Derin bir nefes alıp merdivenleri hızla çıktım ve derslerin işlendiği binadan, karşı tarafta yatakhanelerin olduğu binaya geçtim. Parmağımı kapının üzerindeki makineye okuttuktan sonra kapı açıldı ve içeri girdim. dolabımı açıp bir pantalon ve kapşonlu alıp kapağını kapattım.
"Kanka mal mısın ? soruyorum bak direkt hüküm vermiyorum" Rümeysa yine bir şeye sinirlenmiş Sena'ya saydırıyordu. Sena ise arsızca gülüp "Kanka yani dediğim bence gayet mantıklı, niye kabul etmiyorsun ki?" Rümeysa sabırla suratıma bakıp, Sena'yı önünden itti ve kolama girip beni çekiştirmeye başladı. İki saat önce yurttan çıkmış birer çiğköfte yemiştik şimdi ise ne yapacağımızı tartışıyorduk, "Kanka onlarla konuşmuyor gibi yapçam sende bana katıl, havamı bozma."
Koca bir kahkahayı ciğerlerimden serbest bıraktığımda Rümeysa yüzüme tiksinir gibi bakıp, "Ya da vazgeçtim sende bana katılma ben tek başıma bir devlet olurum" diyerek kolumdan çıktı ve daha da hızlanıp önüme geçti. Hala gülüyordum bu halleri hoşuma gidiyordu, ya gerçekten komikti ya da ben sadisttim. Nisa, Betül'ü çekiştirip yanıma koşarak geldi, onlarda gülmemek için zor duruyorlardı. "Bir şey diyim mi bu sefer Rümeysa çok sinirlendi, ama çok komikti ya" Nisa gülmemek için kendini tutuyordu ama cümlesi bittikten sonra o da gülmeye başladı.
Betül gülüyordu ama bir gözü hala Rümeysa da idi, "evet, komik ama biraz fazla mı üstüne gittik?" ve işte Betül, her zaman kalp kırmamak için uğraşırdı. aslında bir şey yoktu, geçen hafta Rümeysa'ya gizli bir aşk mektubu gelmişti kimden olduğunu biliyordum, hepimiz biliyorduk Çağlar Üniversitesi Edebiyat bölümündeki Cenk'ten başka kimse değildi. ne yapalım diye düşünürken Sena 'Cenk ve arkadaşları sahil kenarında piknik yapıyorlar oraya gidelim' diyip telefonundan Cenk'in instagram hikayesini göstermişti ve ipler kopmuştu. Rümeysa Cenk'ten nefret ediyordu aslında çocuğu tam olarak tanımıyorduk bile ama yine de sevmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kukla
Teen FictionKimse ileride ne olacağını bilemez, bana bir şey olmaz der. Hiçbir şeyden korkmaz. Ölümden, yalnızlıktan hiçbir şeyden. Ama yıllar sonra silahın namlusunu şakaklarında hissedince, önce yutkunur sonra ölmemek için dua eder. Koştum, koştum, koştum bur...