🎨
İkinci sınıf lise öğrencisi, okulunun sanat klubünün bulunduğu koridorda mantar panoda asılı yeni bir duyurunun afişini gördüğünde ağaç dallarının, ilkbaharda canlılıkla yeşillendiği, tırtılların beslendiği, yepyeni kelebeklerin oluşacağı kozaların asılı olduğu yaprakların güzelliğinde yemyeşil gözleri heyecanla açıldığında dakikalar önce Kimizuki ile yine anlamsız bir tartışmaya girdiklerinde yükselen ateşi ve öfkeyle parçalanacakmışçasına atan kalbinin yerine heyecana bırakmış, hemen afişte bulunan gün, saat ve mekanı cebinde her daim bulunan peçetelere, koridordaki sınıflardan birine rastgele girip önündeki ilk sırada bulunan kalemlikten bir kalem araklayıp not almış, kalemi yerine bırakıp sınıfa dönmüştü.
Karanlığın belki de en korkutucu yanı, rengarenk irislere sahip yuvarlak ve yumuşak, damarlı gözlerinizin dahi hiçbir şey göremediği siyah rengine hapsolmasıydı. Yūichirō'nun da dümdüz, uzun perçemlere sahip yemyeşil gözlerini ortaya çıkaran saçları, tam da tarif ettiğimiz karanlıktaydı. Herhangi bir kriz anında parıldayan öfkesiyle, yeşil safir gözleri üzerine çatılan kaşlarıyla öfkesinin bedeninden yayılmasına şahit olurken; gri üniformasının kollarını dirseğine doğru kıvırıp hızla adımlarını mermeri delercesine basarak yürürken saçlarının havalanması ile kırbaç gibi sizin yüzünüze tokadı çarpabilirdi.
Lisenin ilk yıllarında genç fizik öğretmeni Guren'in dersinden atılması ile dikkatleri üzerine rahatlıkla çekmişti. Nitekim Guren gibi genç yaşına rağmen otorite sahibi ve disiplinli bir öğretmenin dersinden atılmak— hele ki saygısızlık denilecek kıvamda, "lütfen beni dersten atın." sözüyle atılması— hiçbir öğrencinin, lise öğretim yıllarında yaşamak istemeyeceği türden bir vaziyetti.
Ancak Yūichirō kendisini buraya ait hissetmiyordu, her daim fotoğraf çekmeye, kimselerin fark dahi etmediği bakış açılarıyla çektiği kareler ile yaşadığı büyük şehirdeki sanat okulunda yeteneğinin üzerine daha da gitmek istiyordu. Yetimhanede yetişmiş bir çocukluk, ailesi tarafından terk edilişinin vermiş olduğu travmatik durumu, çevresindeki herkese öfke kusması ve asi davranışlar sergilemesine sebebiyet vermişti. Ortaokulu yurtta kalarak bitirmişti, tek başına eve çıkacak izni olmadığı için liseyi de yurdu olan bir okulda okumak zorundaydı ve tahmin edersiniz ki gitmek istediği sanat okulunun bir yurdu yoktu, velhasıl Yūichirō'nun elindeki tek opsiyon, şuanda 2. Yılını okuduğu okuldu.
Yine de zar zor biriktirdiği, yeri geldiğinde çalıştığı, yurtta kalsa dahi reşit olana kadar bağlı olduğu yetimhaneden kopardığı paralar ile ortaokulda aldığı fotoğraf makinesini, istediği liseye gidemediği için bir kenara atmamış, hatta bu işin daha çok üzerine gitmek namına okulunun fotoğrafçılık klubüne girmişti. Arkadaş ilişkilerinde de olduğu gibi sayısal derslerdeki — özellikle Guren'in nefes dahi aldırmadığı fizik dersinde— başarısızlığı, moralini bozmak yerine daha da sinirlendiriyordu. İlk izleniminin kötü başlangıcı ile Guren'in pür dikkat üzerine titreyip sürekli göz hapsine aldığı, kara listeye eklenen öğrencilerden biri olmasıyla daha da lise hayatına küfreder olmuştu.
Kamerasıyla yeni dünyaları keşfeden yeşil gözlü genç, sanatın ağacın kökleri gibi uzanan dallarıyla da tanışma fırsatını yakalamıştı. El yeteneği olmamasına rağmen her yaştan çizerlerin, eserlerini takip ediyor, yeni açılan sergilere katılıyor, öğrenci olmasından ötürü girdiği ücretsiz müzelerin hakkını vererek birçok çekim yapar iken ezber yeteneğinin hat safada olması ile öğrendiği bilgilere bilgi ekleyerek hafızasını kuvvetlendirip bilgi darcığını kültürle dolduruyordu—ezber yeteneğinden ötürü nam-ı değer edebiyat öğretmeni Shinya'nın gözdesi idi. Guren'in en yakın arkadaşı olan Shinya'nın gözde öğrencisi olan Yūichirō, Guren'in ızdırabından Shinya tarafından korunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rengarenk tablolar | mikayuu
Fanfictionalışagelmedik eserlerin sahibinin yegane başarısı; perdeler ardında saklanan gizli sırrıdır. [ owari no seraph | mikaela x yūichirō ] #appreciatedsummer etkinliğini düzenleyen @eru_shiina ve ithaf edilen @jupikui adına.