Duran arabanın içinde kimin olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Kapı açıldı ve arabadan Kaan çıktı. Kaan'ı daha bir kere görmüştüm ve tanımıyordum bile. 'Neyi bekliyorsun?' diye sordu bana. ben de 'Otobüs veya taksi gelmesini.' dedim. Bunun üzerine 'Bugün seni ben bırakabilirim istersen' dedi. Kaan'ı iyi tanımıyo olmama rağmen mecburen 'olur' diyerek arabasına binmek zorunda kaldım. Kaan okulun popülerlerindendi. Okula geldiğimizde arabadan indim. Bütün gözler bize imrenerek bakıyordu. Onlara aldırmadan hızlıca okulun kapısından içeri girdim. Sınıf üst kattaydı. Merdivenlerden çıkarken bir yandan Kaan'ı bir yandan da bize bakan gözleri düşünüyordum. Merdivenler bitti ve sınıfa doğru yürüdüm. Yürürken bir oğlan bana hızla çarptı. Ben zaten dalgındım ve o çarpma üzerine yere düştüm. Herkes bana alayla bakıyordu, rezil olmuştum. Oğlan benden özür dileyerek yerden kalkmam için elini uzattı. Elini geri çevirerek kendim kalkabileceğimi söyledim. Biraz güler gibi oldu. Ona umursamadan kalkarak sınıfa girdim. Eda'nın yanına geçerek oturdum. Düştüğümden dolayı biraz saçlarım dağılmıştı. Eda ne olduğunu sordu. ' Bir oğlan bana çarptı ve yere düştüm.' dedim biraz sinirle. 'Kim çarptı,kaçıncı sınıf'?' dedi merakla. 'Kim olduğunu bilmiyorum ama uzun boyluydu, 2 veya 3. sınıf olabilir, kahverengi saçları vardı ve masmavi gözleri. Sadece bu kadar hatırlıyorum.' dedim. 'Hımm anlattıklarına bakılırsa bu çocuk 2. sınıf, adı Ozan, biraz kendini beğenmiş biri.' dedi. 'Evet, kesinlikle!' dedim. Hoca sınıfa girdi ve biz de susmak zorunda kaldık. Birkaç ders geçtikten sonra öğle yemeği geldi, Eda'yla yemekhaneye doğru ilerledik. Yemekhaneye gittiğimizde uzun bir kuyruk vardı. Beklemek zorundaydık. Sıranın gelmesini beklerken bugün bana çarpan oğlan yanımızdan geçerek sıranın en önüne ilerledi. Çok sinir olmuştum. 'Heey! Napıyon sen ya?!?! Biz o kadar sırada bekleyelim sen gel sıranın en önüne geç!' diye bağırdım çocuğa. Biraz sert oldu sanırım. Çocuk arkasını dönüp baktı ve bana doğru ilerledi. Herkes bize odaklanmıştı. Yanıma ulaştığında gülerek 'Ne istiyorsun benden ?' dedi. çok tatlı gülüyordu. Birkaç saniye hiçbir şey diyemeden öylece masmavi gözlerine baktım. Eda'nın beni dürtmesiyle kendime geldim ve 'Biz sırada beklerken sen öne geçemezsin.' dedim. Sırıttı, hala bana bakıyordu 'Peki, tamam. bugünlük öyle olsun' dedi ve arkamıza geçti. Eda bana kısık bir sesle 'Neden öyle davrandın ki' dedi 'Önümüze geçmeseydi' dedim çocuğun duyabileceği bir şekilde. Çocuk bana baktı ve güldü. Sonunda sıra geldi, Eda'yla yemeklerimizi alıp masaya geçtik. Çok acıkmıştım. Kafamı yemekten kaldırıp karşıya baktığımda aralarında çocuğun da bulunduğu bir grup bana alayla bakıyorlardı. Biraz utanmıştım. Yemek yeme hızımı kibar olsun diye biraz yavaşlattım. Eda 'Yediysen kalkalım' dedi. Yemeğimi bitirmiştim. 'Olur' diyerek masadan kalktım. Sınıfa doğru yürümeye başladık. Arkamdan 'Heyy!' diye bağıran bir ses duydum. Eda'yla aynı anda arkamızı döndük. arkamı dönmemle çocuğu görmem bir oldu. Bana mı seslendin?' dedim sanki bilmiyormuş gibi. 'Evet, sana seslendim.' dedi yanıma doğru yaklaşırken. Eda kulağıma doğru eğilip 'Ben lavaboya gidiyorum.' dedi. 'Tamam' dedim ve gitti. Çocuk 'Ben senin adını öğrenmek istiyorum'dedi Sanki öğle yemeğinde bana alayla bakan o değildi. biraz kırılmıştım. ' Neden ? Gerek var mı?' dedim. 'Evet var!' dedi ciddileşerek. 'Adım Asya. Seninki?'dedim. Yüzünde bir gülümseme belirdi ve 'Ozan' diye karşılık verdi. hiçbir şey söylemeden sadece birbirimize baktık. Bu bakışmayı zilin sesi bozdu. Birbirimize bir şey söylemeden sınıflarımıza geçtik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öteki Dünyam
Teen FictionKelebek gibidir aşk.Peşinden koştukça senden kaçar.En iyisi bırak uçsun,belki hiç beklemediğin bir anda gelir omzuna konar...