Öfori'min sebebi.// Smut

-1-

Merhaba! Karakterleri kendim tarif edeceğim. Hayal etmek, kafanızda çizmek daha iyi olur diye düşündüm. İyi eğlenceler dilerim^^!
---
Islak saçlarımı havluyla kurutma çabalarım yarıda kalmış, ablamın sevgilisiyle tanışma yemeğini hazırlamak zorunda kalmıştım.

Tamam da, ne gerek vardı ki?
Bu gece burada kalacak olması benim için bir şey ifade etmiyordu. Aksine sinirimi bozan her burada kaldığının sabahı yalnız kalacak olmamızdı. Tanımadığım bir adamla neden kalayım ki? Agh! Ablamdan tiksiniyorum.

Açık kumral saçlarımı alnımdan geriye doğru atıp tavuğu kavurmaya devam ettim. Bir süre sonra altını kapatıp makarnayı yaptım. Tüm yemekler hazır olduğunda iyi bir servisle masayı hazırladım.

"Saçımı kurutmama izin ver!" Ablama uyarırcasına seslendikten sonra odama girip kurutma makinesiyle saçlarımı kurutmaya başladım. Saçlarım belime geldiği için onları kurutmak zor oluyordu. Fön çekmeye karar verip tarağımı da aldım. Bir süre sonra kot şortumu ve beyaz tişörtümü geçirip aşağıya indim. Tam bu sırada kapıda ablam ve sevgilisini gördüm.

Hızlı bir şekilde sevgilisini süzdüm.
Yapılı bir vücudu olduğu kesindi. Abartı uzundu bir kere. Yüz hatları oldukça keskin ve korkunç görünüyordu. Havalı bir yapısı vardı. Dolgun dudaklarını ıslatırken o da bana baktı. Hafifçe öksürüp yanlarına ilerledim ve elimi uzattım.

"Cosette." Elimi sıkarken dudağının kenarının kıvrıldığını fark ettim. Gamzesi mi vardı onun? Peh, ablama hiç yakışmıyor.
"Liam." Başımla onaylayıp elimi ellerinin arasından çektim. Ablam koluna girip onu mutfağa ilerletirken içecekleri çıkarttım.

"Bize şarap getir." Ablama doğru baktım. Yemekte içki içmek yapacağı son şeydi ve sevgilisi olacak Liam için miydi bu?
Dolabı açıp Rosé şarabı çıkarttım ve kadehleri doldurup önlerine koydum. Kendime en basitinden gazoz çıkartmıştım.

---
Masayı toplama çabam sona erdiğinde göz ucuyla onlara baktım.
"Siz takılın, iyi eğlenceler." Odama çıkmak ve güzel bir uyku çekmekti hayalim. İkisinin de bakışları beni bulduğunda saçlarımı savurup odama çıktım. Ablamın homurdanışları umurumda değildi.

Kar beyazı yatağıma uzanıp derin bir nefes aldım. Benim için gerçekten zordu. Ablamla yaşamak.

Örtümü üstüme çekip kendimi uykunun kollarına bıraktım. Tüm gün iş yaptığım için oldukça kısa sürmüştü.
-3:54-
Gözlerimi ses yüzünden aralamıştım.
Ablamın sesiydi bu. "Ya! Yapma. Uyanacak şimd-mh." Kaşlarımı çatıp sinirle offladım. Cidden, bunları da çekmek zorunda mıydım?

"Öhm!" Sesli bir şekilde öksürdüm. Duymalarını ümit etmiştim. Ev şato değil ya, duyarlardı.
---
Alarmımı kapatıp ayaklandım. Bu sabah dansa gitmem gerekiyordu. Ya da belki asar işimi evde yapardım.

İnce taytımı ve yarım tişörtümü üstüme geçirdikten sonra spor odama gitmek üzere odadan çıktım. "Hey Cosette."
Ablamın sesiyle tek kaşımı kaldırdım.
"Liam'a kahvaltı hazırla. Biliyorsun gitmem gerek toplantı varmış. Sonra ne yaparsan yaparsın." Güzel, şimdi de hizmetçisi olmuştum.

"Emredersiniz kraliçem."
Tekrar adım yönümü değiştirip mutfağa gittim. Kahvaltı hazırlamaya başladım. Peynirli omlet, sosis ve pankek yapmakla meşguldum. Kalın bir sesle kapıya doğru döndüm.

"Emily gitti mi?" Saçlarını karıştırıyordu.
'Ablan' diye bahsetmemesine şaşmamak gerekirdi. Aramızdaki 2 yaş farkını kim umursardı?

"Evet, toplantısı varmış. Benden kahvaltı hazırlamamı rica etti." Rica etmediğini tüm dünya biliyor. Tekrardan önüme dönüp neredeyse yanacak olan sosisi döndürdüm.

"Dansçı mısın sen?"
Sorusuna karşın şaşırmıştım. Nereden anlayabilirdi? "Evet, öyleyim."
"Belli oluyor." Mırıldandıktan sonra masaya yaslanmıştı. "Ne tür?"
"Her türlü dansa ilgim var. Ama latin danslardan daha çok hoşlanıyorum."
Anladığını belirten seslerden sonra ona döndüm.

Baktığı yere doğru bakıp boğazımı temizledim. Neden kalçama baktığını bilmiyordum ama umarım sadece danstan bahsettiğimiz içindir. Ah o bir erkek neyden bahsediyorum?

"Dansçı olduğumu nereden anladın?"
"Fiziğinden. Oldukça şekillisin."
Bana sıcak basmaya başlamıştı bile. Kahvaltı masasını da hazırlayıp önüne koydum.

"Benimle yemeyecek misin?"
"Hayır dans çalışmam gerekiyor."
"Tamam birlikte yiyelim. Sonra ben de gelirim. Dansa ilgim var." Dediği şeyle şaşırsam da ortak hobimiz olması hoşuma gitmişti. En azından partnerlik yapabilirdi.

Yanına oturup ben de yemeye başladım. Yemekte susmak bilmeyip bir sürü muhabbet kurmuştuk. Eğlenceli biriydi, sert görünümünü de yansıtsa da.

Dans odama geçtiğimizde bir süre esneme hareketleri yaptık. Şarkıyı o seçecekti ve ben de bekliyordum. Bachata tercih etmişti. 'Crazy in love' açtığında iki kaşımı kaldırıp seçimi üzerine onu tebrik ettim.

Belimden tutup çekildiğim sırada alışkın olduğum için afallamadım ve dans başladığı gibi kendimi partnerime yani Liam'a bıraktım. Garipti ama her yaptığım dansa benzemiyordu onunki.

Daha sıcak ve daha etkileyici. Gözlerimi açmaya cesaret bile bulamamıştım. Bachata oldukça yakın ve sıcak bir danstı. Aşkın dansı.

Şarkı sonlandığında eli belimdeydi ve vücutlarımız tamamen birleşikti. Gözlerimi aralamak istemedim, yorulmuştum. Ağırlığımı ona verip başımı yasladım. O da bozmuyordu. Derin nefeslerle öylece duruyorduk.

"Bu mükemmeldi. Çok iyi bir dansçısın."
Onun bu sefer farklı çıkan ses tonuyla gözlerimi aralayıp gözlerine baktım.
"Teşekkürler ve evet sen de öyle."
---
100 okuyucuda bir sonraki bölüme geçeceğim. Yorum sınırı da 10.