° Wake Up °

20 1 107
                                    

~

"Jungkook! Uyan artık, kahvaltı hazır."

Ahhgg bu da ne böyle...

"Beş dakika dahaaahh... "

"Hayır efendim beş dakika daha uyuyamazsın. Bugün çarşıya ineceğiz unuttun mu?"

Ne? Ne çarşısı? Bu ses de kimin? Ben neredeyim?

"Taehyung, yalvarırım bırak uyuyayım..."

"Olmaz dedim! Alınacak çok şey var."

Ahh, Taehyung. Yaklaşık iki buçuk senedir sevgilin olan hani. Uyan artık aptal. Kendi rüyanda bile kendinle konuşuyorsun. Üstelik sevgiline cevap verirken onun kim olduğunu bile bilmiyorsun. Acizsin.

Gözlerimi ani bir hızla açtım. Bedenimi sol koluma dayanarak, yarım bir halde yataktan doğrulttuktan sonra sağ elimde gözlerimi ovuşturdum. Fakat gözlerimi ovduktan sonra uyanamayacağımı fark ettiğimde, bedenimi tekrar yatağıma serdim ve yorganı boğazıma kadar çektim. Garip bir rüya görmüştüm.

"Jungkook! Uyan artık, kahvaltı hazır."

Ah hayır.

"Ne demek hayır? Uyan diyorum sanaaaa!"

"Ya tamam Taehyung, anladım bazen iç sesimi dışıma kaçırıyorum ama nolur sanki beş dakika uyusam? Gel hadi yat yanıma..."

"Ben o numaraya sadece ilk aylarda kanardım beyfendi. Kalk hadi çarşıya gideceğiz hem bugün. Aynı evde yaşamaya başladığımızdan beri çok eksiğimiz var."

Taehyung odaya girip, yatağa oturduğu anda, onu kolundan çekip az önce boğazıma kadar çektiğim ve yumak olduğum yorganın altına soktum. Bu ani hareketimle  Taehyung'un şok oluşunu fırsat bilerek bedenini kollarım ve bacaklarımla kitlemiştim.

" Ya, Kim Jungkook! Sen de çok alıştın beni şoka uğratmaya. Kalk diyorum sana, çarşıya gideceğiz."

"Olmaz. Şuan benimle birlikte yatıp, kokunu çekmeme izin vermekten başka çaren yok Jeon Taehyung . Beş dakika boyunca uyuyacağız. Ne kadar çok konuşursan o kadar zaman sonra başlar süre."

Taehyung bacaklarım ve kollarımın arasında homurdanırken, yüzüme ufak bir gülüş yerleştirdim. Birbirimize soyadlarımızla sesleneli bir yıl olmuştu. Bu küçük oyunumuz, bir gün Taehyung ile büyük bir kavganın sonrasında, bana 'Kim Jungkook' diyerek, sinirlenip üstüme atlamasıyla başlamıştı. Üstüme atlamasını fırsat bilip onu aynı şimdi ki gibi kollarım ve bacaklarım arasına alıp 'Demek Kim Jungkook ha! JEON TAEHYUNG BİN KAT DAHA İYİ! ' dememle birlikte, önce ki kavgamız yetmiyormuş gibi, bu sefer de bunu tartışmaya başlamıştık. Tartışırken birbirimize soyadlarımızla seslenmemiz bizde utanma etkisi yaratıp kıpkırmızı olana kadar yerde öylece tartışıp durmuştuk.

"Kalk artık beş dakika doldu."

"Yalancı, neredeyse inanacağım."

Taehyung'un bedeni kolların altında kas katı kesilirken, bir anda soğuk soğuk terlemeye başladı. Arada olurdu böyle, ilişkimizin ilk aylarında garip bulmuştum böyle olmasını fakat zamanla alışmıştım. Artık bu kasılmalar ve soğuk ter atımları eskisi kadar gözüme batmıyordu.

"Beş dakika dediysem beş dakika, hadi kalkalım."

"Hahh sonunda! Hadi üstünü giyin de aşağı kahvaltıya in artık.

"Tamam ya tamam. İyi ki bir sevgilimize sarılıp beş dakika uyuduk."

"Sus, çok konuşma! Senin yüzünden patatesler soğudu ve ben soğuk patates hiç sevmiyorum."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 11, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Close your eyes when you say you don't love me | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin