Yalnızlık bazen bedenimi kalabalığın ortasında yakalıyor. Öyle bir his doğuyor ki içime sanki önümdeki kurbanı öldürmek için kolunu indirmesi gereken cellat gibi hissediyorum.O sağır kulaklarımla kurbanın çığlıklarını duyuyorum ve o sesi kesmek üzere baltayı indiriyorum ve herkes susuyor. Ancak düşüncelerimin sesi daha çok yükseliyor ve sadece bir an ölmek istiyorum.Sonra fark ediyorum ki asıl öldürmek istediğim düşüncelerim onları öldürmek istiyorum. Tam o an başka bir ses "Bir şeyi isterken bile düşünüyorsun." diyor. Öyle bir gerçek suratıma çarpıyor ki düşünceler,onlar asla ölmezdi sadece susar ve onlar sustuğunda bizde onları ölü sanırdık oysa onlar kenardan bizi izlerdi. Ve o zaman cellat şunun farkına varıyordu o kurbanlar asla ölmüyordu çünkü zihninde bir yerlerde onlar her zaman cellata "Neden bizi susturdun?"diye soracaklardı.