три-3-

178 34 16
                                    

"Adın ne?"

Hyunjin, büyük bir iştahla yemek yiyen gencin gözlerine bakarak sorusunu sormuştu. Kendi yemeğinden birazcık yemiş, ardından önceden yediği çikolata iştahını kaçırdığı için tabağındaki yemeği kapısının önündeki, hayvanların yemek yemesi için koyduğu kaba boşaltmıştı. Anında birkaç kedinin gelip koyduğu yemeği yemesi onu mutlu etmişti.

"Seungmin. K-kim Seungmin."

"Ben de Hwang Hyunjin. Memnun oldum."

Hyunjin samimi bir gülümsemeyle elini karşısındaki utangaç bir şekilde ona bakan Seungmin'e uzatmıştı. Seungmin, Hyunjin'in elini hafifçe sıkmış ve elini hızla geri çekerek yemeğini yemeye devam etmişti.

Seungmin sadece omuz silkerek karşılık verdiğinde Hyunjin, onun bu soruya cevap vermeyeceğini düşünmüştü. Tam başka bir soru soracakken Seungmin'in konuşmasıyla sessiz kalmayı tercih etmiş ve araladığı dudaklarını tekrardan kapatmıştı.

"Kayboldum. Ormanın içine doğru yürümenin iyi bir fikir olmadığını bildiğim halde girdim ve kayboldum işte."

Anladığını belirtmek için başını hafifçe salladıktan sonra dirseklerini masaya koyup başını ellerinin arasına yerleştirdikten sonra gözlerini, Seungmin'in sadece tabağa bakan yüzüne odaklamıştı Hyunjin. Seungmin'in gerçekten güzel ve bakımlı bir yüzü olduğunu düşünüyordu. Ses tonuna oldukça uygun, narin ama detaylı yüz hatlarına sahipti. Zayıf olmasına tezat, balık etliydi ve bu onun cılız bedenini olduğundan daha canlı ve yapılı gösteriyordu. Belki de gerçekten yapılıydı, Hyunjin bunu nereden bilebilirdi ki? Bu sadece onun bazı gözlemleriydi.

"Kaç yaşındasın? Okuyor musun?"

"On dokuz yaşındayım ve hayır, okumuyor ya da çalışmıyorum..."

Ardından Seungmin başını Hyunjin'in yüzüne çevirmiş ve ellerini hızla iki yana salladıktan sonra konuşmaya devam etmişti.

"A-ama emin ol burada boş boş oturmam! Sana her işinde yardım edebilirim. Hem param da var!"

Seungmin'in panik hâlleri Hyunjin'i gülümsetmiş ve kıkırdamasına yol açmıştı. Ardından başını iki yana sallayarak ellerinin arasından çekmişti.

"Paraya gerek yok. Sadece sabahları erken kalkıp ekinlerimi sulamama yardım edebilirsin."

Hyunjin'in bu sözleri, Seungmin'in yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmasına ve gözlerinin kısılmasına yol açmıştı. Seungmin'in gülümsemesi bile fazlasıyla nahifti. Hyunjin artık evine birini almanın o kadar kötü bir fikir olmadığı düşüncesindeydi. Fakat henüz onu yeni tanıyordu ve kişiliğinden tamamen emin olamazdı. Ama yine de... sanırım karşısındaki bu kırılgan gence daha şimdiden kanı ısınmıştı.

"Yıldızları sever misin Seungmin-ah? Buradan oldukça net görünüyorlar."

"Evet, yıldızları fazlasıyla severim, Hyunjin-ah."

"O zaman gel bakalım."

Hyunjin, oturduğu sandalyeden kalkıp Seungmin'in elini tutarak onu da kaldırmış ve doğu cephesinde bulunan bir diğer balkona götürüp korkuluklara tutunarak yıldızları seyretmeye başlamıştı. Seungmin de Hyunjin'in yanındaki yerini alarak gözlerini tüm güzelliğini Dünya'ya yansıtan yıldızlara çevirmişti.

"Çok güzeller. Değil mi Seungmin-ah?"

Seungmin Hyunjin'e bakmadan gülümsemiş ve parmaklarını korkulukların üzerine koyup yavaşça dolaştırırken başını ağır hareketlerle sallamıştı.

"Fazlasıyla güzeller."

"Yıldızlardan daha güzel birini tanıyorum. Çünkü onun gözlerinde evreni görüyorum."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Krizantem ●HyunMin●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin