Lauv - Never Not ile okumanızı öneririm. İyi okumalar diliyorum.🌸
Hayatım boyunca mükemmel bir hayat veya harika bir ilişkimin olacağına asla inanmamıştım. Her zaman sıkıntılı yıllar geçirmiş ve herhangi bir şey de başarılı olamamıştım. Ya da olmuştum fakat bunun farkında değildim. Ta ki Kim Taehyungla tanışana kadar.
Üniversitenin ikinci yılındaydık ve Fransızca konuşma sınavım için okulun arka bahçesin de sessiz ve herkesten uzakta bir köşe de ezberlemem gereken kelimeleri sırasıyla söyleyip bir yandan doğru olmasını umuyordum.
Okuduğumuz bir kitabı fransızca değerlendirmesini yapmamız gerekiyordu ve tam puan almam için de telafuzumun güzel olması gerekiyordu. Telefonumda ki ses kayıdı sayesinde hem önümdeki defterden bakıp okuyordum hem de tek kulağımda ki kulaklık sayesinde Youtube'den açtığım adamın yönlendirmesi üzerine tekrar ediyordum.
"Chuchotement." (Fısıltı.)
Biraz peltek biraz da boğazdan konuşulması gerek bir dil olduğu için ikisini aynı an da yapmak bazen kafa karıştırıcı gelse de akıcı şekil de konuşmak insana iyi hissettiriyordu. Telafuz eden adamın söylediğini bir kez daha dinleyip diğer kelimeye geçtim. Dirseklerimi bağdaş kurduğum dizlerime yaslayıp yüzümü de ellerime gömüp, çantamın üstünde ki defterime gözlerimi odaklayıp her zaman en sevdiğim kelimeyi telafuz ettim.
"Man amour." (Aşkım.)
Her zaman gülme isteği getiriyordu bu kelime. 21 yaşıma kadar sadece iki tane sevgilim olmuştu fakat hiçbirinden bu kelimeyi duymamıştım.
"Yanlış telafuz ediyorsun." Duyduğum sesle ellerime yaşlı başımı yan tarafıma çevirip tanımadığım simaya bakıp kim olduğunu çıkartmaya çalışıyordum.
"Ha?" Büyük ihtimal ortak ders aldığım biriydi.
"Diyorum ki, yanlış telafuz ediyorsun." Kendinden emin bakışlarıyla yanıma tamamen yerleşip defteri eline aldı ve sayfa da göz gezdirip, tekrar gözlerini bana çevirdi. "Daha boğazdan ve yumuşakca söylemelisin. Şu şekilde, mon amour."
İki et parçasının arasından derin sesiyle çıkardığı sözcükle kafamda ki tüm kelimeler silinmiş ve sadece dudaklarına odaklanmıştım. "İşte bu şekilde. Anladın değil mi?"
Kafamı sallayıp kendi kendime tekrarlamaya başladım. Bu kelimeyi asla bu şekilde bir başkasından duymamıştım. Kalpten hissettirmek dedikleri şey bu olsa gerek. "Son bir kez daha tekrar eder misin?" Aslında nasıl yapılması gerektiğini gayet iyi anlamıştım, sadece bir kez daha duymak istiyordum.
Bir kez daha telafuz etti. Sanki her telafuzunda daha da anlamlı olmaya başlıyordu, daha fazla duymak istiyordum. "Sende sıra." Kafamda yankılanan sesiyle söyleyince yüzünde oluşan gülümseye bakıp istemsiz bende gülümsedim.
"İyi iş. İstersen yardım edebilirim devamında. Uzaktan can çekişiyor gibi görünüyorsun çünkü." Tam bir hayal kırıklığıydım. Halbuki güzel bir şekilde yaptığımı sanıyordum.
"Cidden öyle mi görünüyorum?" Evet, öylesin der gibi başını sallayınca sıkıntılı bir nefes verdim. "Aslında uğraşmak senin için sıkıntı olmayacaksa çok iyi olur."
Avuç içini üst bacağıma koyup güven verircesine aşağı yukarı hareket ettirmiş ve kalp atışlarımın değişime uğramasına neden olmuştu. "Bölümüm bunun üzerine bence sıkıntı olmaz." Demek bu kadar iyi olmanın sebebi buydu.
"Teşekkür ederim o zaman."
Kulaklığımı çıkartıp çantamın ön cebine koyup Youtube'den daha iyi ve çekici duran yeni çalışma arkadaşıma gözlerimi çevirip, dediği şekilde mükemmel bir aksan edinmiştim. O gün birbirimize numaralarımızı vermiştik ve bir sonraki çalışma için mesaj atacağımı söylemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Te' amo || Taekook✔
Short Story[Taekook One Shot] [+18] İki haftadır birbirlerine fazla vakit ayıramayan sevgililerin dönüm noktası, Taehyung'un evde olmadığı bir zaman da Jeongguk'un kendini rahatlatmaya çalışmasıyla olur. [Tamamlandı.]