Kötü Kabus:Başlangıç

24 5 5
                                    

   "Bir sandalyede oturuyordum. Önümde de bir masa. Sağ elimde içi su bardak var. Masanın hizasında kaldırmışım. Sol elimde de boş bir bardak. Kucağımda tutuyorum.

   Su dolu bardağa bir damla mürekkep döküldü. Su mürekkebin rengini almaya başladı. Alana kadar nedenini bilmediğim bir şekilde ağlıyordum. Hıçkıra hıçkıra, haykırarak ağlıyordum.

   Göz yaşlarım sol elimdeki boş bardağa damlayarak bardağı ağzına kadar doldurmuştu. Mürekkepli bardağı masaya koydum ve sağ elime diğer bardağı aldım.

   Yukarıdan yine mürekkep damladı. Fakat bu sefer birisi eliyle mürekkebin bardağa girmesini engellemişti. Ona bakmayı çok ama çok istiyordum. Ama yapamıyordum. Arkadan bana sarıldı. Bende başımı onun başına doğru yasladım."

   Kendimi öne doğru attım. Kan ter içindeydim. Yaklaşık 1 aydır bu rüyayı görüyordum. Ama benim için bir kâbustan farksızdı.

   Sanırım gerçekten de tedavi görmem gerek. Çünkü 1 ay... Sadece 1 ay. Benim için büyük bir çöküş olabilecek kadar içimi parçalıyor.

   Alt yatakta yatan kuzenime baktım. Hâlâ uyuyordu. Onun telefonunu alıp saate baktım. (Benimkisi çantamda) saat 06.02 idi.

   Sanırım bu konuyu düşünmem için bana verilen bir fırsattı.

_______________________________________________________________________

   Saat 07.30'dı. Yaklaşık 1 saat düşündüm. Ama bu olanlara bir anlam veremedim. 30 dk önce simyacı kitabımı almıştım ve kişisel mekıbe ve onunla ilgili olan kısımları okumuştum.

   Ama bunun hiçbir anlamı yoktu. Çünkü benim kişisel menkıbem yok, geleceğe dair hedefim yok. Ve bu yüzden de bütün evrenin bir olup bana yardım etmesi olanaksızdı. Ve bu zaten batıl inanç gibi bir şeydi. Ama yine de araştırmanın bir kısmı. Sorun olmaz, değil mi?

   Kafamı sağa sola çevirip olanları aklımdan savurdum. Kuzenini kaldırdım ve okula gitmek için hazırlandık. Ve dışarı çıktık.

   Kuzeninin okuduğu lise bizim evimize yakın olduğundan kuzenim bizde kalıyordu. Ve yürüyerek okula gidiyordu. Bende yarım saat serviste boş boş oturarak okula gidiyordum.

   Kuzenim gözlüğünü taktı. Bende benimkini. Aslında benim göz problemin yoktu. Sadece yakışıyor diye takıyorum.

_______________________________________________________________________

   Okula geldiğimde hemen kantine yöneldim. Kahvaltı yapmamıştım.

   Açmamı ve dimes çikolatalı sütümü alıp bir masaya geçtim. Hiç görmemişim gibi hepsini birden ağzıma tıkamak istedim. Ama aile kuralı: yemek yerken nazik ol, hayvan gibi davranma. Öküzlük yapma.

   Yemeğimi yedim. Çikolatalı sütüme pipeti sapladım. Ayağa kalkrım ve tahmin ettiğim gibi,zil çaldı. Zaten bu yüzden kalktım. Alıştım buna.

  Sütümü içe içe ikinci kata doğru yürüdüm. Süt kutusunu çöpe attım ve sırama oturdum.

   Ders Türkçe idi. Yani MÇÇ hocanın dersi.(Mehmet Çağatay Çanakçı)En sevmediğim hoca. Ders boyu sadece salak espirilere  boş boş güldüm. Güyyâ da ders. Bu kadarına şükür.

   Zaten Türkçe de hiç iyi değilim. Notların git gide düşüyor.

1.sınıf=100.  2.sınıf=95.  3.sınıf=90.  4.sınıf=85.  5.sınıf=80. 

6.sınıf=75. 

  Ve şimdi de 70. Çok ama çok enteresan olduğu için herkes
"Atma yaaa", " He he tabi tabi", "Ne biçim birşey bu", " yalancının tekisin" gibi şeyler söyler bence. Aslında evet, söylerler. En yakın arkadaşım bile öyle diyorsa...

   Bak yine şaçma sapan şeylerle uğraşıp düşünüyorum. Eğer bu ergenlerin yaşadığı genetik bir şeyse neden bana çok garip geliyor, anlamıyorum. Zaten ne kadar büyüsemde, çocuk ruhum hâlâ kalbimde.

   Sonunda teneffüs oldu. So-Nun-Da!!! Koşarak rehber öğretmenin yanına gittim. Yani Hümeyra hocanın yanına. Bugün kankalarım gelmemişti. Zaten gelseler de onlarla konuşmayacak-
tım.

   Hümeyra hocadan izin isteyip girdim. Sonraki ders konuşmamı-
zı rica ettim. O da kabul etti.

   Ve ders zili çaldı. Öğretmenler odasına gittim. MÇÇ hocanın yanına gittim ve ona derse katılmayacağımı söyledim. "Katılamayacağım" ı değil.

   Rehberliğin kapısının önündeyim. Olanları bilmiyorum, olacaklarıda... Ama bildiğim tek şey: artık ne olucaksa bu olacak şeyin yarasını, sevincini zaman belirleyecek. Ve ben... Umutla bu zamanı bekleyeceğim.

   Gözlerimi kapattım ve kapı kolunatuttum. İçeri girdim. Ve rehber hocasının karşısına geçtim.

     Evet. Bu bölümün sonuna geldik. Sizce rehberlik te neler olacak? Tahminleriniz nedir? Kitap hakkındaki düşüncelerinizi ve fikirlerinizi lütfen yorumlara yazın, ve yazdığım bölümleri oylamyı unutmayın!!!😄😄🙋

  
  

  

  

  

Who I Am?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin