Dört

3.1K 233 97
                                    

Tae son 3 yıldır olduğu gibi bu yılda yalnızdı bundan şikayetçi olduğu söylenemezdi doğrusu. Yaşadığı şeyler yalnızlığın en doğru seçim olduğunu kabullenmesine sebep olmuştu, yalnız olduğunda en azından kafam rahat diye düşünürdü hep.

Ne kadar bu durumu kabullenip rahatsızlık duymasa da doğum günlerinde içi hep buruk geçerdi ama yine de kendi başına mumunu üfler, pastasını yer ve kendine hediyesini alırdı. Bu 'kimseye ihtiyacım yok' u kabullenme biçimiydi.

4. yıl, 4. kez aynı mekana doğru yol aldı. Kutladığı kafe güzel ve şirin bir kafeydi, fazla kalabalık olmayan ama iş gören bir yerdi. Taehyung'un oturduğu masa cam kenarında köşedeydi, özellikle oraya oturmasının elbet bir nedeni vardı bazı şeyleri kendine tekrar tekrar hatırlatıyor yeni yaşına bunun bilinciyle giriyordu.

Taehyung kafasını kaldırdığında kafeye geldiğini hatta birkaç adım geçtiğini yeni fark etmişti göz devirip geri döndükten sonra kafeye girdi. Kasadaki orta yaşlı kadın ona gülümsedi, Tae'yi tanıyordu her sene özel olarak pastasını o hazırlıyordu Tae kadına karşılık verip yaklaştı.

"Merhaba Bayan Han nasılsınız?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Merhaba Bayan Han nasılsınız?"

"Hoş geldin Taehyungcuğum iyiyim sen nasılsın?"

"Teşekkür ederim. Hazır değil mi?"

"Evet evet her zamanki gibi. Sadece bir sorunumuz var"

Taehyung kadının parmağıyla gösterdiği yere baktı, her zaman oturduğu yerde arkası dönük bir adam oturuyordu buradan sadece geniş omuzlu ve cüsseli olduğu görünüyordu, Tae hafifçe kaşlarını çatıp Bayan Han'a döndü.

"Üzgünüm tatlım sadece bir süre çıkmıştım döndüğümde orada oturuyordu kalk diyemedim"

Tae kadına gülümseyip kafasını sorun değil anlamında iki yana salladı.

"Önemli değil Bayan Han. Lütfen üzülmeyin. Ben hallederim siz pastayı masama getirirseniz mutlu olurum"

Tae kadına tekrar bir gülümseme yollayıp masaya yöneldi yüzünde az önceki gülümsemeden eser yoktu. Masaya geldiğinde bir süre adamın başında dikildi ama adam onu fark etmemişti, bu yüzden elini kaldırıp hafifçe omuzundan dürttü genç adamın. Masada oturan yabancı yavaşça kafasını kaldırdığında Tae birkaç saniye afallamıştı çünkü karşısındaki yabancı olağan derecede yakışıklıydı.

Adamın oldukça güzel bir yüz hattı, şeker planörü andıran gözleri, büyük ve oldukça yumuşak duran pembemsi dudakları, fındık burunu vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Adamın oldukça güzel bir yüz hattı, şeker planörü andıran gözleri, büyük ve oldukça yumuşak duran pembemsi dudakları, fındık burunu vardı. Tae kendine gelip gözlerini çektikten sonra tekrar adama bakmıştı, genç adam 'Ne var?' dercesine Tae'nin gözlerine bakıyordu.

"Bayım rica etsem başka masaya oturur musunuz?"

"Neden?"

"Çünkü burada ben oturacağım"

"Gördüğün gibi ben oturuyorum sen git başka yere otur"

"Lütfen benimle gayriresmi konuşmayın ve lütfen buradan kalkın ve başka masaya geçin"

Tae ne kadar kendini kontrol etmeye ve saygılı olmaya çalışsa da her an sinirlenebilirmiş gibi hissediyordu. Karşısındaki genç adam onu bir süre süzdü ve yamuk bir tebessüm bırakıp omuz silkti.

"Kalkmıyorum 'velet' istediğin gibi takıl"

'Velet' kelimesini özellikle baskılamış karşısındaki adamı sinirlendirmişti.

"İyi siz bilirsiniz"

Tae sinirle yabancının karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu, gözlerini ona dikmiş lazer çıkarıp onu yakmak istiyormuş gibi bakıyordu ama bu karşısındaki yabancının çok da umrundaymış gibi görünmüyordu o, çoktan kafasını cama çevirmiş dışarıyı izlemeye kaldığı yerden devam etmişti. Tae bir süre daha ona bakıp, bunun bir anlamı olmadığını anladığında göz devirip Bayan Han'a döndü ve gülümsedi kadın Tae'yi anlamış ardından içeriye gitmiş, çok geçmeden de elinde pasta ile geri dönmüştü.

Tae önündeki pastayı izledi bir süre sonrasında gözlerini kapatmış dilek tutmaya başlamıştı karşısındaki yabancının onu izlediğinden habersiz.

Dileğini dilemiş ve mumunu üflemişti dakikalar sonra ilk defa kafasını kaldırdığında karşısındaki genç adamla göz göze gelmişlerdi, genç adamın yüzünde herhangi bir ifade yoktu ne hissettiği yada ne düşündüğü belli olmuyordu bakışından

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dileğini dilemiş ve mumunu üflemişti dakikalar sonra ilk defa kafasını kaldırdığında karşısındaki genç adamla göz göze gelmişlerdi, genç adamın yüzünde herhangi bir ifade yoktu ne hissettiği yada ne düşündüğü belli olmuyordu bakışından. Yabancı, elini masada duran, Tae'nin varlığını bile fark etmediği küçük karton çantaya uzanıp Tae'ye doğru iteledi.

"Al, artık buna ihtiyacım yok"

"Al, artık buna ihtiyacım yok"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Voo | Taejin AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin