Efsane'nin Doğuşu

Luna

   Luna yatağında dönüp duruyor ve gördüğü kâbusu unutmaya çalışıyordu.Erkek kardeşi Allen odanın öteki ucunda mışıl mışıl uyurken o neden kâbus görmek zorundaydı sanki! 13 yaşına girdiğinden beri hep aynı kâbusu görüyordu. 5 gün mü olmuştu yaş günü geçeli? Tam emin değildi,daha uzun bir süreymiş gibi geliyordu.
   Kâbusta bir adam vardı. Tamamen siyah giyinmişti hatta teni bile neredeyse siyahtı. Buna rağmen gözleri 14 karatlık altın gibiydi;sapsarıydı. Adam ona bakıp tehlikeli bir biçimde gülümsediği sırada etrafı kapkara kumlar sarıyor, Luna burnunun ucunu bile göremiyordu. Siyah kum fırtınası aniden dindiğinde siyahlı adam elindeki tırpanla ona saldırıyordu. Tırpan tam kıza değecekken görüntü değişiyordu.
 

  Yeni görüntüde buz tutmuş bir göl,gölün üstünde ise ayakları çıplak mavi bir kapüşonlu giymiş aynı Luna'nın saçları gibi beyaz saçlı oğlanın teki simsiyah kumdan atlarla savaşıyordu. Genç birine benziyordu. Elinde uzun tahta sopası vardı ve nereye doğrultsa sopanın ucundan buzlar çıkıyor,atları teker teker donduruyordu. Sonunda nefes nefese kalmış bir biçimde Luna'ya dönüp:"Sizi daha fazla koruyamam. Bir arkadaşım sizi almak için yolda,yakın zamanda orada olur. Sakın bir yere gitmeyin ve-" o daha lafını tamamlayamadan bir at zavallı kızın önünde bitip şahlandığı sırada kâbus bitiyordu.
   Luna sonunda duvar tarafında döndü ve tereddütle duvara dokundu. Duvar,o dokunduğu anda donmaya başladı. Acaba ailesinin,güçlerinin ve kendisinin o oğlanla bir alâkası olabilir miydi?