4

5 0 0
                                    

şimdi saat sensizliğin ertesi 
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın 
avutulmuş çocuklar çoktan sustu 
bir ben kaldım tenhasında gecenin 
avutulmamış bir ben... 

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim 
ki bu yaşlar 
utangaç boynunun kolyesi olsun 
bu da benden sana 
ayrılığın hediyesi olsun 

soytarılık etmeden güldürebilmek seni 
ekmek çalmadan doyurabilmek 
ve haksızlık etmeden doğan güneşe 
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi 
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun.. 
şimdi iyi niyetlerimi 
bir bir yargılayıp asıyorum 
bu son olsun be..bu son olsun! 
bu da benim sana 
ayrılırken mazeretim olsun! 

şimdi saat yokluğunun belası 
sensiz gelen sabaha günaydın! 
işi-gücü olanlar çoktan gitti 
bir ben kaldım voltasında sensizliğin 
hiç uyumamış bir ben... 

şimdi dişlerimi sıkıp 
dudaklarıma kanamayı öğrettim 
ki bu kızıl damlalar 
körpe yanağında bir veda busesi olsun 
bu da benden sana 
heba edilmiş bir aşkın 
son nefesi olsun... 

kafamı duvara vurmadan 
tanıyabilmek seni 
beyninin içindekileri anlayabilmek 
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü 
bütün saatleri öylece durdurabilmek için 
çıldırasıya paraladım kendimi 
lanet olsun! 
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde 
olsun be! ne olacaksa olsun! 
bu da benim sana 
ayrılırken şikayetim olsun 

gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)

Yusuf Hayaloğlu

Şiir ile YaşaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin