Bu hikaye bahçesini seven küçük bir farenin 🐭 hikayesi. Adı Pıtırcık. Pıtırcık, yemyeşil bir ormanın içinde rengarenk çiçeklerle donanmış bir köyde yaşıyordu. O kadar renkliydi ki köyün ismi Gökkuşağı 🌈 idi. Her evin çatısı bir çiçek bahçesiydi. Orada yaşayan herkesin bahçesi ve bahçelerinde renkli çiçekler vardı. Pıtırcık' ın bahçesi de oradaki en büyüğü ve en güzeliydi. Çünkü Pıtırcık bahçesiyle komşularından daha fazla bahçesiyle ilgilenir ve değer verirdi.
Pıtırcık, elbise giymeyi çok severdi. Asla pantolon yada şort giymezdi. Hele de bahçevan önlüğü ve şapkası olmadan ne bahçeye ne de dışarıya çıkmazdı.
Uzun, sarı ve pitikareli elbisesi, üzerinde ise mor renkli ve sarı çiçekli olan önlüğü her zaman tecihiydi. Bir de beyaz geniş şapkasını asla unutmazdı.
Hayatındaki en önemli iş hergun bahçesindeki çiçeklerini sulamak ve onlarla konuşup onları sevmekti.
Pıtırcık, birgün yine güzel ve güneşli bir sabaha uyandı. Keyifle kahvaltı edip bahçesindeki çiçekleri sulamak ve onlara bakmak için dışarı çıktı.
Bahçe duvarının köşesinde olan gülün yanına gitti. Onu budaması gerekiyordu. Tam budamaya başlarken o da ne? Ne görsün? Gülün dibinden duvara doğru uzanan bir zincire benzeyen karınca topluluğu vardı. Birden irkildi.
" Eyvah! Ne yapacağım ben? Gülüme zarar verecekler. " Diye söylendi.
Pıtırcık eve girip telaşla etrafı aramaya başladı. Aradığı şey haşere ilacıydı. Çünkü karıncaları oradan uzaklaştırmak istiyordu. Bulmak için neredeyse evi talan etti.
" Evet! " diye bağırdı.
" Buldum " dedi.
" Ve bu ilaç için bir de pompa lazım " diye içinden geçirdi.
Evinde küçük, odun kokulu bir depoya sahipti. Pompanın depoda olabileceğini düşünerek oraya gitti. Depodaki dolaba baktı.
" Işte! Pompa. "
Ilacı ve pompayi alıp bahçesindeki su tulumbasindan su almaya gitti.
Böylece ilacı su ile hazırlayabilecekti..
Hazırladığı ilaçla karıncaların yanina geldi ve tam da pompayi aline alıp onların üzerine püskürtücekken arkadaşı köstebek geldi. Köstebek, güle yakın toprakta yaşayan sevdiği bir arkadaşıydı.
" Pıtırcık. " diye seslendi köstebek.
" Bilgin... " dedi bitkin bir sesle Pıtırcık.
" Pıtırcık, ne yapıyorsun elindeki pompayla? "
" Karıncalar gülüme doğru yol yapmış. onları buradan uzaklaştırmak istiyorum. "
" Pıtırcık, neden? "
" Gülüme zarar vermesinler diye. "
Bilgin buna çok şaşırdı. Çünkü karıncalar çiçeklere zarar vermezdi. Üstelik karıncaların doğa için çok önemli bir canlı olduğunu biliyordu. Ve Bilgin, Pıtırcık' a
" Pıtırcık! Dur yapma. Bilmiyor musun? "
" Neyi? " dedi Pıtırcık.
" Karıncalar çiçek tozlarini çiçekten çiçeğe taşıyarak bitkilerin üremesini sağlarlar. Toprağın havalanmasina ve besin yönünden zenginleşmesine katkı sunarlar. Ayrıca karıncalar tohumları yuvalarina taşıyarak onların filizlenip çoğalmasına yardımcı olurlar. "
Pıtırcık duyduklarına çok şaşırdı. Bunların hiçbiribi bilmiyordu. Fakat bilmemek değil öğrenmemek ayıptı. Bu nedenle yapacağı işten pişmanlık duyarak üzgün bir sesle
" Gerçekten mi? " dedi.
" Evet Pıtırcık, bilmiyor muydun? Karıncalar yaşadığımız doğanın dengesini korurlar. "
" Bilmiyordum Bilgin. Fakat bana anlattığın için çok teşekkür ederim. Bundan sonra karıncaların yaşamasına ve hatta bahçemde olmalarına izin vereceğim. Yaşadığımız çevre daha renkli ve daha da güzel olacak. " dedi.
Bunu duyan Bilgin çok sevindi ve ikisi birlikte bahçede keyifli oyunlar oynayarak mutlu oldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PITIRCIK BAHÇEDE
Short StoryŞirin mi şirin tatlı mi tatlı bir farenin hikayesi bu. #çocuk #çocukhikayesi