jungkook kapısı çaldığında koltukta hızlıca doğruldu gelenin ev arkadaşı taehyung olduğunu düşündü ve büyük bir hata yaparak "kim o?" demeden kapıyı açıverdi. kolunu kapıya yaslamış, deri ceketi ve beyaz bluzüyle oldukça çekici duran kim seok jin ona sırıtıyordu. jungkook iç çekti bu güzel manzara karşısında ve yanaklarının renginin kırmızıya çalmasına engel olamadı.
seok jin "eee... beni içeriye almayı düşünmüyor musun jungkookie?" diyene kadar ona bakmayı ve hayaller kurmayı sürdürdü. ardından onu salona kabul etti ancak utancından ne diyeceğini bilemiyor ve ellerine bakmaktan dışında hiçbir hamle yapamıyordu. seok jin ise rahatça koltuğa oturmuş ve direkt olarak jungkook'a bakıyordu. "bu kadar güzelleşmen cidden haksızlık." "resmen ben yaşlanıyorum ve sen serpilip her geçen gün daha da mükemmelleşiyorsun."
kafasını kaldırmış ve şaşkın suratıyla jin'e bakmıştı jungkook sonrasında ise banyoya koşarak kaçmış ve kapısını kilitlemişti. evine kadar gelmesi resmen çılgınlıktı. ve neden bu kadar yakışıklıydı ki? nefes kesici bir adamdı seok jin ve bu aurasını kullanmaktan asla çekinmiyordu. aynada kendi kızarık suratına bakarken bunları düşünüyor adamın bu kadar utanmaz olmasını bile etkileyici buluyordu. daha dün onu reddetmesine rağmen şuan oturma odasına kurulmuş ona yine iltifatlar ediyordu. aniden cebindeki telefonuna gelen bildirim sesiyle irkildi ve telefonu eline aldı.
jin:ya jungoooo
jin:buluşmaya naz yaptın anladım da
jin:evine geldim be güzelim tuvaletten çıkıp da salonda benimle biraz sohbet etmeyecek misin?
jungkook utancından yerin dibine girmişti sanki ama yine de hiçbir şey yokmuş gibi bağırdı avazı çıktığı kadar. " biraz midemi bozmuşum o yüzden yoksa senden kaçacak halim yok." elini yüzünü yıkadı ve kendine geldiğini hissettiğinde banyonun kilidini açıp içeriye adımladı. taehyung da gelmişti ve seok jin'in yanında ona sırıtarak bakıyordu. jungkook kendisini daha fazla sıkmanın anlamsız olacağını anlamış olacak ki derin bir nefes aldı ve "kahve ister misiniz çocuklar?"
birkaç dakika sonra kahveler hazırlanmış ve mutfakta sigara eşliğinde yudumlanıyordu. bu üçlünün lise döneminde iken ne kadar eğlendiği reddedilemez bir gerçekti ki zaten kısa bir süre sonra konu konuyu açmış ve eski günler geri dönülmüştü bir nevi.
jungkook, jin'in yapılan bir şakaya gülerken attığı kahkahya takılı kalmıştı gözlerini ayıramıyordu. bir insanın gülüşüyle kalbine bu kadar işkence etmesi gerçekten inanılmazdı.
kim seok jin'in fazla uğraşmasına gerek yoktu sadece oturup ona gülse jungkook onun ayaklarına kapanacak kıvama gelirdi zaten. seok jin ona kollarını açsa jungkook koşarak ona sarılırdı zaten.
bu yüzden reddeden tutumunu daha fazla sürdürmemeye karar verdi ve deliler gibi sevdiği adamı yanlarında taehyung'un olmasını umursamadan yakasından yakalayıp dudaklarına yapıştı. bu tat uzun zamandır hasret duyduğu ama asla kavuşamadığı tatdı.
-------------------------------------------
oppppppalllllaaa!!!! uzatmayı sevmiyorum hiç nazı yeter bu kadar.
yyyyyaa bir pıtırcık yeni bölüm istediğini söylemiş hemenciciiik yazdım öpüyorum seniii
KENDİNE İYİ BAKKKKK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
like i would //jinkook
Fanfictionkonu jungkook'sa kimse jin kadar iyi olamazdı yarı texting