to be or not to be? / chanlix

27

Hazırlandım ve gizli aşığım ile olan buluşmam için zamanın geçmesini bekledim. Saat 4'e yaklaştığında evden çıktım. Attığı konum fazla uzakta değildi. Aslında genelde arkadaşlarımla gittiğim bir kafeydi. Kafeye gidip bir masaya oturdum ve beklemeye başladım.

Nasıl bir tipi vardı uzun muydu,saçları me renkti,bir kuyruğu var mıydı? Aklım bu tarz sorularla doluydu. Fakat sorularım kafeye birinin girmesiyle kesildi. Gelen chan hyungtu. Burada ne işi var diye düşündüm.

Tuhaf görünüyordu. Bir şey demeden yanıma oturdu.

"Hyung seni beklemiyordum. Burada ne işin var?"

"Sana geleceğimi söyledim."

"Nasıl yani? Ben gizli aşığımla buluşacaktım."

"..."

"Y-yoksa..."

"..."

"Hyung, gizli aşığım sen misin?

"Evet."

"Ama nasıl yani bana o mesajları atan başından beri sen miydin. Kanıtla."

Telefonunu çıkarıp instagramı açtı. Hesabı gösterdi ve konuşmalarımızı. Cidden daha önce bu kadar değişik duyguyu bir anda yaşamamıştım.

"Felix ben senden çok hoşlanıyorum cidden çok hoşlanıyorum bu anlamlandırabildiğim bir sevgi değil. Ufacık bir hareketine bile tapıyorum. Lütfen anla beni. Bana bir şans ver."

"Hyung böyle bir şey olmasını beklemiyordum yani ne diyeceğimi bilmiyorum. Sanırım düşünmem lazım."

Son sözlerimi diyip gözlerine bakamadan masadan ayrıldım. Uzun zamandır dibimde bana deli gibi aşık olan birini nasıl fark etmemiştim. Kendimi daha fazla aptal hissedemezdim.

Sanırım biriyle konuşmam gerekiyordu. Aklıma aramızda en mantıklı düşünebilen seungmin'le konuşmak geldi mantık konusunda fazla seçeneğim yoktu zaten.