Soğuk Yıldızlar-1

2.6K 72 33
                                    

Karanlık,acı,hüzün.Hayır,bunlara hiç yabancı değilim.Hergün hissediyorum onları.Anne ve babamı düşününce,okulda ezilince,güçlerimi saklamayı deneyince...İşte o zamanlar acı,eski bir dost gibi yanıma uğruyor.Geçmişimde vardı.Unutmaya çalıştım.Ancak geleceğimde de hep karşıma çıktı.

Adım Elsa.

17 yaşındayım.Benden 2 yaş küçük kız kardeşim Anna ile aynı okula gidiyorum.Birbirimizi severiz.Ancak ona çok yaklaşmam.En son benim yüzümden yüzüne bir buz ışını yemişti.O zamanlar annemler hayattaydı.Çok küçüktüm.Anna uyandığında hiçbir şey hatırlamıyordu.Ama ben,hepsini hatırlıyorum.O gün bugündür hep eldivenle dolaşıyorum ve insanlara yaklaşmadığım için de "Soğuk Kız"damgası yiyorum.Onları korumak için yaptığımın farkında bile değiller.Kalbim dışında her yeri dondurabiliyorum.Keşke orası da donsa.Acıyı hissetmemek güzel olabilirdi.Hayattayım.Bunun tek sebebi,ölmemi engelleyen tek neden Anna'nın yalnız kalacak olması.

Dış görünüşüme gelirsek;uzun sarı saçlarım,kocaman mavi gözlerim,uzun bir boyum ve zayıf bir bedenim var.

Alarmım çaldı.Okula gitme saati gelmiş olmalı.Ağlama yerim olan duvar kenarından kalkıp giyiniyorum.Mavi kazak,buz mavisi pantolon,siyah mont,mavi çanta,siyah botlar ve mavi eldiven.Mevsimlerden kış.En sevdiğim.Çünkü gizlice gücümü kullanabiliyorum.Tabii abartmamak şartıyla.

Anna'nın kapısını tıklatıyorum.Ses yok.Demek ki hala uyuyor.İçeri giriyorum.Turuncu saçları yüzünü kaplamış.Horluyor.Sessizce gülüyorum.

"Anna."diyorum sesli bir şekilde.Duymuyor.Bu sefer bağırarak söylüyorum.Zıplarcasına yataktan kalkıyor.Yeşil gözleri kocaman oluyor.

"Bağırmasan da duyardım."diyor gücenmiş bir tonla.

"Ah,eminim duyardın."gülüyorum.

Kalkıp lavaboya gidiyor.Ben de kahvaltı hazırlamak için aşağı iniyorum.Mısır gevreğinin iş göreceğini düşünüp hazırlıyorum.Hızlıca yemeğimizi yiyoruz.Anna turuncu pantolon,yeşil kazak,yeşil bot ve siyah bot giymiş.Çantalarımıza birer çikolata atıp servisi beklemeye başlıyoruz.Korna sesini duyduğumuzda dışarı fırlıyoruz.

Okula geldiğimizde Anna Hans ile birlikte sınıfına gidiyor.Hans Anna'nın erkek arkadaşı.Baştan beri bunu onaylamıyorum.Çünkü tanıştıkları gün çıkmaya başladılar.Bu saçma.Ancak Anna Hans'ın yanında hep gülümsüyor.Bu yüzden pek bir şey diyemiyorum.

Sınıfım üst katta.Herkesin aksine asil ve ağır adımlarla yukarı çıkıyorum.Sınıfa girip her zamanki yerim olan pencere kenarının en arkasına oturuyorum.Tek başıma burada oturmak iyi geliyor.İyi bir öğrenciyim.Ama bazen dalıp pencereden dışarıyı izlediğim de oluyor.Edebiyat kitaplarımı çıkarıyorum.Bu dersi seviyorum.Çünkü yazıyoruz.Ve acıyı yazmak rahatlamamı sağlıyor.Edebiyat öğretmenimiz Mr.Grant içeri giriyor.Yanında bir oğlan var.Beyaza kaçan sarı saçlarının rengi ilginç.Benimkiyle aynı renk mavilikte gözleri var.Uzun ve kaslı.Muzip bir ifadesi var.

"Günaydın çocuklar,bu yeni arkadaşınız Jack Frost.Umarım ona iyi davranırsınız.İstediğiniz bir yere geçin Mr.Frost."

Çocuğun gözleri etrafı tarıyor.Ve bana bakıyor.

"Pencere kenarı,en sevdiğimden."diyor alaycı sırıtışıyla.

Sessizce pencereye doğru kayıyorum.Yanıma oturuyor ve Edebiyat kitaplarını açıyor.

Mr.Grant söze başlıyor.

"Evet çocuklar;bugünkü konumuz acı.Kim bana acıyı anlatmak ister."

Jack el kaldırıyor

"Acı,siz onun gelmesine izin vermedikçe gelmez.Çeşitli acılar vardır.Ancak acıyı biz yaratırız.Zihnimizde oluşur.Eğer biz bir şeyin canımızı acıtmaması gerektiğini düşünürsek acımaz."

Hah,oldukça saçma.Bu çocuk her şeye olumlu gözle bakıyor.Parmağımı kaldırıyorum.

"Acı,vardır.Gerçektir.Duygulardan biridir.Fiziksel olduğu gibi duygusal biçimde de zarar verebilir.Acı savunmasız insanlara uğrayabildiği gibi,güçlü insanları da ziyaret eder.Kaçınılmazdır.Herkes için acı verici olaylar vardır.Kimisi daha fazla can yakar kimisi daha az.Ayrıcı bu duyguyu sürekli yaşayanlar bir süre sonra savaşmaktan vazgeçer."

Mr.Grant düşünüyor."İlginç.İki farklı bakış açısıyla karşı karşıyayım.Aslında her ikinizin söylediği de bir nevi doğru.Biriniz iyimser,biriniz kötümser bakıyorsunuz.Size aranızda bu konuyla ilgili sohbet etmeyi önerebilirim.Birbirinizden bir şeyler öğrenebilirsiniz."

Ardından Mr.Grant herkesten birer kompozisyon yazmasını istiyor.Bütün ders bununla geçiyor.Zil çalıyor.Jack bana bakıyor.

"Ne var?"diyorum.

"Neden soğuksun?"

"Sen neden değilsin?"

Gülüyor."Çünkü böyle olmamı gerektirecek bir şey yok."

Sinirle ona bakıyorum."Benim var.Şimdi izninle."Çantamı alıp Kimya Labaratuvarı'na gidiyorum.

Ne kadar da tuhaf çocuk...


Soğuk YıldızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin