i can fly

510 66 19
                                    

Parlak yıldızlar gökyüzünü aydınlatmaya devam ederken kız, gökyüzünü izliyordu ve pikabında çalan şarkı haricinde tamamen yalnızdı.

Ve ölecekti. Bu gece.

''Herkes yalnız doğar, yalnız yaşar ve yalnız ölür.'' Hatırladığı bu söz yüzünde bir gülümseme oluşturdu çünkü bu tam da onun durumunu anlatıyordu.

Ölümünün en sevdiği şarkıyı dinlerken ve en sevdiği yerde bulunurken gerçekleşmesini istiyordu. En azından ölürken mutlu olmayı hak ettiğini düşünüyordu.

Küçük bir hayal dünyası vardı ve orada Peter Pan'ın Wendy'si, Harikalar Diyarı'nın Alice'ydi ve mutluydu. Gerçek dünyadan tamamen kopmuşken, karakterlerde kendisini bulurken her şey daha renkli ve güzeldi. Ama her güzel şeyin bir sonu vardı.

İçine titrek bir nefes çektiğinde ağladığının farkına varamayacak kadar çok düşüncelere dalmıştı. En çok nefret ettiği şeylerden biriydi düşünmek. Düşündükçe daha çok kayboluyordu kendi karanlığında. Umut ışığı her bir düşüncede sönmeye devam ediyordu ve artık ışık çoktan sönmüştü. Ölüm, çoğu kişinin aksine onu korkutmuyordu çünkü herkes ölmek için doğmuştu. Bugün ölmeyecek olsa bile bir gün ölecekti. Dünyaya gelmek isteyip istemediğini kimse ona sormamıştı ve o da istemediği bir yerde daha fazla kalamayacağını fark etmişti.

Ceketini üzerine geçirip dışarıya çıkarken gözyaşlarını temizledi ve cadde ışıkları altında yürümeye başladı. Kalbi attığı her adımda daha fazla kırılıyordu ama parçalarını toplayacak birine sahip değildi. Yapmak ve yaşamak istediği çok şey vardı ama o sadece kendi karanlığında kaybolmayı seçmişti. Her güne öleceğini bilerek uyanmaktan ve yaşıyormuş gibi davranmaktan yorulmuştu. Aslında, yaşadığından bile emin değildi. Nefes almak yaşamak anlamına geliyorsa, evet yaşıyordu ama içten içe ruhu onu ölü olduğuna inandırıyordu.

Sonunda, her zaman uğradığı sonsuz gibi görünen denize bakan uçuruma geldi. Ay ışığı denizde peri tozu kadar ışıltılı görünüyordu. Gözlerini kapatıp sessizliği dinlerken daha fazla düşünmemeye çalışıyordu ama düşünceler koca bir deniz dalgası gibi beynine çarpıyordu.

Ölüm meleğinin gelip onu alması için fazla sabırsızdı. Ruhu artık ayakta duramaycak kadar yorgun gözlerle etrafını izliyordu. Oturduğu kayalığın üzerinde bir şarkı mırıldanmaya başladı. Müziğin büyüsüne her zaman inanmıştı ama artık müzik bile onu kurtaramayacak kadar zayıf düşmüştü.

Oturduğu yerden kalkıp temiz havayı içine çekti. Uçurumun kenarına doğru yürüdü ve kollarını iki yana açtığında rüzgarın ellerinin arasından geçişi hayali bir el tutuş gibiydi.

Son kez derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. '' Uçabilirim.'' diye fısıldadı ve kendini boşluğa bıraktı. Basınç kulaklarında uğuldarken, deniz ölümün şarkısını söylemeye devam etti.

Neden yayımladığımı bile bilmiyorum. Her neyse umarım hoşunuza gider. Teşekkürler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 20, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

i can fly Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin