Erkenden uyanmıştım. 3 ay geçmişti üstünden. Ama ben hâlâ ilk günkü gibi özlüyordum. Yapabileceğim bir şey yok. Zamanı artık geri getiremem ki!
Sabahki rutin işlerimi halledip giyindim. Babam daha uyanmamıştı bile. Bu kadar da tembellik olmaz ama. Odasına girdim. Tabiki kapıyı tıklatarak girdim saçmalamayın."Baba hadi kalk ama. Şu an rollerimizin değişmesi gerektiğini biliyorsun değil mi?" Bunu söyledikten sonra fark ettim ki şu an okulun ilk günü ve benim yatakta olup uyumam gerekiyor. Gidip uyusam mı acaba? "Tamam. Sen in kahvaltını yap ben geliyorum." Hele şükür. Sesim ulaşabildi. "Yok baba ben yaptım. Sen uyan ben de okula gidecem. Hadi görüşürüz akşama." deyip yanağına bir öpücük kondurduktan sonra odadan çıktım. Odamdan çantamı alıp aşağıya indim. Ayakkabımı da giydikten sonra evden çıktım. Telefonumu elime alıp rastgele bir müzik açtıktan sonra kulağımda kulaklıklarımla okula doğru yürümeye başladım.
Kocaman tabelada yazan "UMUT KOLEJÍ" yasını gördüğümde okula geldiğimi anladım. Biraz yürüdüğümde bana seslenen tanıdık bir sesle arkamı döndüm. Bu Mert'ti. "Damla biraz beklesene." Hadi ama neyi bekleyecem ki? "Tamam." Bunu ben mi dedim az önce? Düşündüklerimle konuştuklarım neden birbiriyle çelişiyor hâlâ anlamış değilim.
"Eee nasıl hissediyorsun?"
"Hmm. Sanırım iyi." Sanırım ne demek ya! Gerçekten de sanırım iyimiymişim?
"Sanırım derken?"
"Offf. Soru sorma işte. Okulun ilk günü bir öğrenci nasıl hissesiyorsa öyleyim. Sen nasılsın?"
"Bilmem" Al işte. Bana diyene bak.
"Bilmem derken?" dediğim sırada ikimiz de aynı anda gülmeye başladık. Mert'in yanındayken kendimi iyi hissediyordum.
Sınıfa girdiğimizde en arkaya geçip oturduk. Evet onun yanına oturdum. Çünkü sınıfımda çok boş takılan ve hâlâ ergen kız triplerinde olan kızlar var ne yapayım?
Offf dersler geçmek bilmiyor. Çantamdan telefonu çıkarıp sıranın altında oyalanırken mesaj geldi.
"Cevap verme kişisinden bir mesajınız var."
Bu Mert'ti. Onu böyle kaydetmiştim. Bir dakika yan yana otururken niye mesaj atıyor bana.
Cevap verme : Hoca sana bakıyor kaldır kafanı.
Hı? Gerçekten mi? Kafamı kaldırdığım sırada hoca bana bakmaya devam ediyordu."Bir şey mi oldu hocam?" dediğimde hoca aldırış etmeden ders anlatmaya yöneldi. Pardon da sen nasıl hocasın? Şu an bana biraz olsun kızmam gerekiyordu. Bu ne tavır? Sevgilinmiş gibi trip atma bana!!!
Gün sonu
Sonunda bitti gün. Hayır yani amacınız ne sizin? Bizi öldürmek falan mı? Hem de ilk günden."Ne oldu? Niye daldın yine?" diyen Mert'in yüzüne doğru bakıp "Hiç hiçbir şeye." dediğimde sesimin iyi çıkmadığını fark ettim. "Íyi o zaman akşam görüşürüz prenses." Hı? Niye akşam ne vardı ki? "Akşam mı?"
"Evet akşam birlikte çalışacaktık unuttun mu?"
"Gerçekten mi? Tamamen unutmuşum."
"Niye hiç şaşırmadım acaba?"
"Bilmem niye şaşırmadın?" Gerçekten bazen çok saf mı oluyorum? Yoksa salağa mı yatıyorum ben bile bilmiyorum.
"Şimdi hatırladığına göre akşam görüşürüz. Ha bir de unutmadan akşama bir sürprizim var sana."
"Sürpriz mi?" dediğimde çoktan gitmişti. Neyse akşam görücez bakalım.