"Beyefendi, geldik... Bay Jeon! Uyanın, Yeni Zelanda'ya vardık!"Jeongguk yavaşça gözlerini araladı, yüzüne çarpan ışık gözlerini kamaştırıyordu. "Bay Jeon, sonunda uyandınız. Geldik, Yeni Zelanda'dayız. Karınız dışarıda sizi bekliyor."
Kafasını sallayarak hostesi başından uzaklaştıran Jeongguk uyanmaya çalışıyordu. Ne kadar derin uyumuşum, diye düşündü kendi kendine.
Aniden gelen sevdiğine kavuşma heyecanıyla ayağa fırladı, sanki biri vücuduna elektroşok vermiş gibiydi.
"Jennie..." Fısıltısı sanki son sözleriymişcesine çıkmıştı ağzından. Sanki bir daha konuşamayacakmışcasına sevdiği kadının adını söylemişti...
Bavulunu yukarıda bulunan kabin bagajından alarak dışarıya çıktı, gerçekten de içeride sadece hostesler kalmıştı.
"Jeongguk!" Jeongguk onun adını bağıran gür sesle irkildi, sanki biri onun için hem ağlıyor hem de ona kızıyordu.
Hostese doğru döndü. "Afedersiniz, siz de bir şey duydunuz mu?"
Sarışın, kahküllü hostes ona doğru döndü, yüzünde acırcasına bir ifade vardı. Jeongguk yaka kartından isminin Lisa olduğunu okudu.
"İstiyorsan şimdi dönebilirsin, buradan sonra dönüş yok." Kadının ağzından çıkan cümlelerle kafası karışan Jeongguk kafasını salladı ve uçağı zeminle bağlayan merdivenlerin son basamağını da indi.
Etraf fazla güzeldi. Sanki cennetten çıkmışcasına güzeldi. Yemyeşil ağaçlar, uzaktan görünen masmavi deniz...
Neredeyse denizin kokusunda boğulacaktı. Fazla muhteşem, diye düşündü genç adam. Keşke daha önceden gelseydim...
Tam o sırada onu bekleyen Jennie'yi gördü. Muhteşem görünüyordu. Gerçek olmak için fazla güzeldi. Kestane kahvesi saçları ve içinde boğulunulacak gözleri... Onu bir kediye benzetirdi Jeongguk, asi ve uysal bir kedi. Her şeyi görürdü, her şeyi bilirdi.
Üstündeki yazlık sarı elbise hafif bronzlaşmış teniyle uyum içindeydi, sanki bir yazarın dizelerinden çıkmıştı Jennie.
Sonraki on dakika boyunca birbirlerine baktılar, ezberlemek istercesine. Eğer Jeongguk bir kitapsa, Jennie her satırını ezberlemek istercesine izledi onu...
Ve sonrasında Jeongguk yere yığıldı. Sevdiği kadını sonunda tekrar görmenin verdiği sevinçle hıçkırıklara boğuldu. Evet, Jeongguk Jennie'ye fazla aşıktı.
Ona doğru koşan Jennie yere oturdu ve sevdiği adamın başını dizine yasladı.
"Cenazene gelmediğim için özür dilerim Jennie."
"Sorun değil, şu anda buradasın..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wait for me; jenkook
Fanfiction"Çünkü mutsuz sonlar aslında maske takmış mutlu sonlardır." jeongk: haftaya yanına geleceğim Jen :) iletildi, 14.01 görüldü, 14.02 ✔ jenkook | _geliophobia_