Yağmur damlalarının cama çarpma sesi ile uyandım . Gökyüzü gri tonlarındaydı . İri damlalar her camıma çarptığında çok güçlü bir his benim içimi kaplıyordu .
Yalnızlık...
Evet , bu hissi her hissettiğimide öfkelendiren , üzen ve yıpratan his . Yalnızlık .
Yalnızlık ile beraber gelen öfke seni nefrete iter . Çünkü değer verdiğin , istediğin şeyler asla senin yanında değildir . Bu seni öfkelendirir ve onlara sahip olmak için daha çok çalışırsın ama uzun süre sonra pes edersin . Pes etmenin sebebi ise diğer insanların , hak etmeseler bile istediğin şeylere sahip olduklarını görmendir . Bu seni daha çok öfkelendirir ve o tür insanlardan nefret etmeni sağlar , kıskanmanı sağlar .
İnsanlar, ailelerinin değerlerini bilmiyorlar . Sırf anneleri , onalara kızdı diye arkalarından bir ton laf ediyorlar . Sırf babaları , onlara istediği oyunu almadı diye ağlayıp babalarına küsüyorlar . Çok rahatsız edici , çok acı verici . Çünkü benim hiçbir zaman annem veya babam olmadı . Onlar beni hiçbir zaman sevmedi .
Bu yalnızlık duygusu ile güne başlamak pek güzel değil ama ne yapalım ? Devam etmek zorundayım .
Yataktan kalktım ve direk lavaboya gittim . Önce sıcak ve rahatlatıcı bir duş aldım , sonra sabah rütinimi gerçekleştirip lavabodan çıktım .
Yaşadığım yer minik bir daireydi , öğrenci dairesi . Çok küçüktü ama idare ederdi .
Üstümü giyindikten sonra dışarı çıktım . Kahvaltı yapacak malzemem ve param olmadığı için mahallemin sonuna doğru bir market vardı . Oradan tarihi geçmiş yiyecekler atıştıracaktım .
Markete doğru yola koyuldum . Markete giderken dışarıda ağlayan bir çocuk gördüm . Muhtemelen ilkokula daha yeni başlamıştı . Annesi , onu güldürmeye çalışıyordu ama sadece çalışıyordu . Bir an içime sıcacık bir his bulaştı . Çocuk annesini çok seviyor olmalıydı .
Çocuk ve annenin yanına gittim. Kadın bana bir bakış atıp çocuğunu arkasına sakladı .
-gerçekten korumacı bir anne- Kısa bir süre birbirimize baktık . Sonra bir sıkıntı olmadığını anlayınca çocuğunu görebileceğim bir hizaya çıkarttı . Çocuğa biraz yaklaştım ve eğildim . Ona biraz baktım . "Delikanlı , biliyorum anneni çok seviyorsun ama okula gitmek zorundasın . Çünkü , seni büyüten annene borcunu ödeyeceksin . Biliyorum sevgi para ile kazanılmaz ama annene bir işinin olduğunu ve kazandığın para ile ona hediye aldığını görünce gururlanır . Gururluca sana bakar . Anladın mı ? Şimdi ağlamadan okula gidiyorsun , hadi ." dedim ve onu annesine doğru ittim . Çocuk bana teşekkür etti ve annesi ile yanımdan geçip gitti . Biraz onların arkasından baktım . Çok kısa bir süre bakmak zorunda kaldım . Çünkü karnıma , açlıktan dolayı ağrı girdi .Markete girdim ve tarihi geçmiş bir ramen aramaya başladım . Gözüme iki saat önce tarihi geçmiş bir hazır ramen kabı çarptı . Koşarak elime aldım ve kasaya gittim .
"Tanrım !!! Daha ka-" sözümü sözü ile kesti kasiyer . "AL ARTIK LAN !!! HEP BUNU YAPIYORSUN ZATEN !! AL VE GİT !!!!" diye bağırdı . Ona piç gibi gülümsedim ve gittim .
-------
Bir şeyler atıştırdıktan sonra okula gitmeye başladım . Okul biraz uzaktı ve bu uzaklık , yürüyerek 45 dakikaydı .
Okula geldiğim an sınıfa gitti . Şu piç zormabalı görmek istemiyordum .
Sınıfa vardığım zaman saate baktım ve tam tamına 20 dakika gecikmiştim . Siktir ! Keşke o çocuğa odaklanmasaydım .
Kapıyı çaldım ve gel komutu ile içeri girdim . Öğretmenden özür dilerken ona bakmamıştım . 90 derece eğildikten sonra kafamı kaldırdım ve öğretmene baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~𝖄𝖆ğ𝖒𝖚𝖗 𝕯𝖆𝖒𝖑𝖆𝖑𝖆𝖗ı~
FanfictionYağmur damlalarının cama çarpma sesi ile uyandım . Gökyüzü gri tonlarındaydı . İri damlalar her camıma çarptığında çok güçlü bir his benim içimi kaplıyordu . Yalnızlık...