1. Bölüm

7 1 0
                                    

"Güneş, masa dördün yemeklerini götür"  diye seslenen Osman bey'in uzattığı tepsiyi alarak masa dörde götürdüm. Çıkış saatim tam olarak geldiğinde hızlıca Osman Bey önüme  çıkarak durdurdu. 

"Çıkış saatin geldi biliyorum ama seninle konuşmak istediğim bir şey var"   dediğinde kaşımı kaldırdım.

"Dinliyorum Osman bey"    dediğimde elinde duran zarfı bana doğru uzatarak   "kızım lokanta da ki durumu görüyorsun. Bu yüzden işine son vermek zorundayım."   dediğinde içimi kaplayan sıkıntı ile sadece başımı sallamakla yetindim. 

"Kusura bakma kızım Allah'a emanet ol"   diye devam etti ve omuzuma hafifçe vurarak yanımdan uzaklaştı. Elimde ki zarfa bakarak nefesimi verdim. İşten çıkmam iyi olmamıştı. Şimdi ne yapacaktım ben? Çantamı alarak lokantadan ayrıldım. Telefonum çalmaya başladığında ekranda liseden arkadaşım Oğuz'un adı belirdi. Telefonu açarak kulağıma götürdüm.

"Efendim?"  dedim sahile doğru yürüyerek   "buluşalım mı dicektim"  dediğinde savrulan saçlarımı kulağımın arkasına götürdüm.  

"Olur"   dedim eve erken gitmek gelmiyordu içimden   "tamam mekanda seni bekliyorum"   dediğinde   "tamam yarım saate ordayım"  diyerek telefonu kapadım. Yönümü değiştirip durağa doğru ilerledim. Durağa varmam ile otobüsün gelmesi bir olmuştu. Otobüse binerek Oguz'un yanına doğru yol aldım.

💫💫

"Sonunda geldin!"  dedi Oguz elinde ki içkisinden bir yudum alarak bana doğru salladı.

"Bir gün de içtiğini görmeyeyim"   dedim duvara yaslanarak o da omuzunu silkti.    "Annenin durumu nasıl?"  dediğinde başımı eğdim.

"Evde yatıyor bildiğin gibi"  dedim gözlerim dolmuştu ama ağlamak istemiyordum.    "Doktor ne diyor?"  dediğinde burnum sızladı. Konuşmak istedim ama konuşamadım. Doktorun dediği şeyleri demeye dilim varmıyordu. Annem hastaydı ve durumu kötüydü. Evde yatıyor ayağa bile kalkamıyordu. Doktor ise durumunun hiç iyi olmadığını söylemişti. Gözlerimin dolmasını engellemek istiyordum.

"Güneş yanlış anlama ama annene bir şey olursa ne yapacaksınız? Üvey babanla aranın iyi olmadığı belli ve bir otozimli kardeşin var"   dediğinde   "kes sesini annem iyi olucak!"   dedim gözlerimin dolduğunu kimsenin görmesini istemiyordum. Ağlamak ayıp değildi. Güçsüz durmak istemiyordum sadece o kadar.

"Peki, neyse üniversiteye dönecek misin?"  dedi nefesimi vererek ona baktım.

"Okulu dondurdum. Annem bu haldeyken Manisa'ya da okula da dönemem"   dedim

"Seni Istanbul'da göreceğim için mutluyum"   dedi gülümsemekle yetindim. İçeriye giren genç bir çocukla yerimde sıçradım. Koşarak Oğuz'un yanına gitti.

"Acil ver!"  diye bağırdığında kaşımı kaldırdım.   "Sakin Batuhan"    dedi Oğuz ben şaşkınca ikisini izlerken çocuk parayı çıkarırken Oğuz da cebinden küçük bir paket çıkardı. Bir dakika uyuşturucu muydu o?

"Ne yapıyorsun sen?" diye bağırarak yanlarına gittim.    "Sen kimsin ya?"  dedi çocuk gözlerinin altı mosmor olmuş.   

"Karışma"  dedi Oğuz verdiği paketi elinden alarak ona baktım.

"Sen delirdin mi? Uyuşturucu satmak ne demek üstelik çocuk küçük kör müsün?"  diye bağırarak uyuşturucuyu yere dökerek ayağımla ezdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UYANIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin