Güneş:masum, saf, güzel ve zengin..
Aras:nefesi kan kokan,acımasız,yalnız, zengin ve muhteşem yakışıklı bir mafyaydı..
Bu iki genç birbirlerini tanımıyorlardı,ta ki o güne kadar o gün ikisi de birbirine tutulmuştu ama daha bunu kendileri bile bilmiyordu. Ama zaman geçtikçe hem güneş, hem de Aras birbirlerini delicesine sevdiklerini anlayacaklar..
**
GüneşSabah erkenden kalmıştım, bu gün babamla birlikte aykara holding'deki toplantıya katılacaktım, babam tanınan bir iş adamı ve Türkiyede 2 tane şirketimiz var birisi bizim birisi ise babamın arkadaşları ile açtığı ortak bir şirket. Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra gardrobumu açıp kıyafet seçmeye başladım. Bir türlü karar veremiyordum,uzun arayışlardan sonra boydan, kalın askılı, siyah bir tulum tercih etmiştim ve bu tulumun hafif göğüs ve sırt dekoltesi vardı.
Ardından hafif tonlarda makyaj yapıp, saçımı dadüzleştirip, beyaz şeritli ayakkabımı ve çantamı alıp evden çıktım. kapıdaki şoförlere kendi arabam ile gideceğimi söyledikten sonra jip'e binip şirkete doğru ilerledim. şirkete geldiğimde arabamı zar zor daracık bir yere park ettim.
Arabanın kapısını açtım tam inecekken çaat diye bir ses geldi, acele ediyordum çünki geç kalmak üzereydim. Ve o aceleyle hızla arabamın kapısı açmaya çalışıp kapı yarım acılınca sinirlenip hızla ayağımla ittirmiş ve solda ki siyah arabanın sağ kapısına zarar vermiştim.
O şokla salak salak bi kendi arabama bi siyah araca baktım.arabanın kapısını örttüm geç kalıyordum, tam koşarak holdingin kapısından içerye giriyordum ki arkamdan bir ses duydum.
Aras*hey sen, nereye gidiyorsun. bunun hesabını vermek zorundasın.*
O kadar ruhsuz ve soğuk bir sesti ki içimin ürperdiğini hissetmiştim bir an. Soğuk kanlılıkla arkamı dönüp baktığım'da gördüğüm manzara karşısında şaşırmıştım.
Karşımda zeytin kadar siyah gözlü, ve bi okadarda siyah saçlı, uzun boylu, gayet fit vücuduyla bayağı yakışıklı bir genç adam duruyordu.
*pardon acelem var sonra konuşsak olmazmı* dedim. O soğuk, duygusuz gözlere bakarken.
Aras*olmaz! nereden bileyim kaçmayacağını*
dediğinde, hem sinirlenmiş hem de ağzım hayretle açılmıştı. O sinirle iki adım attım adama doğru. Aramızda iki adımlık mesafe vardı.
*bana bak,benim sinirlerimi tepeme çıkartma. toplantım var çıkınca konuşuruz ne uzatıyorsun.*
deyip asansöre doğru ilerleyip toplantı odasının olduğu 14.kata bastım. tam kapı kapanırken birisi kapının arasına elini koyarak kapanmasını engelledi. Ben sadece ellere baktım ve kafamı tekrar telefona çevirdim, galiba yanımdaki de 14.kata çıkacaktı. Çünki düğmeye basma gereğinde bulunamamıştı.
Telefondan başımı kaldırmadan* siz de mi toplantıya geldiniz beyefendi. *dedim.
Ayakkabılarından adam olduğunu anlamıştım.* evet hanım efendi, ben de toplantıya geldim.*dedi.
Bu ses, bana bir yerden tanıdık gelmişti,. Kafamı kaldırmadan,*niçin geldiniz peki dedim.*
Adam*yeşil gözlerinizi kimden aldınız?*dedi.
Yine kafamı kaldırmadan* babam dan dedim.* bir yandan da telefondan babama asansörde olduğumu yazıyordum.
Adam*ben de memnun oldum,bu şirketin ortağıyım.*dedi.
Bir an gözlerimi karşıya dikip, aklıma düşen jetonla kendime geldim. Bu adam babamın en sevdiği ortağıydı çünkü aykara holdingin ortağını her fırsatta överdi, ve bu adam duyduğuma göre 24 yaşında acayip yakışıklıydı ve ben şu an onun yanında konuşurken suratına bakmıyorum.
Bir den soluma dönerek *pardon ben-..
Oha karşımdaki arabasına vurduğum zeytin gözlü adamdı.ben de diyorum bu ses nereden tanıdık geliyor
Bi an şaşkınlıkla minik bi çığlık attım, çünki bu adamın ruhsuz bakışları ve sert sesi beni korkutmuştu.
Aras* hey, sakin ol, ne o çok mu şaşırdın. *
Dedi aynı ruhsuzlukla ama bu sefer sesinde azcık alay da vardı.*II şey pardon ya babamla mesajlaşıyordum ayıp oldu, aman gerçi ne ayıp olacak ruhsuz, kalas. *dedim.
O an ki şokla ne dediğimi bilmezken adam bana yarı kızgın yarı şaşkın bir şekilde bakarken asansörün kapısı açıldı. Ben koşar adım toplantı odasına gittim kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde toplantı başlamıştı. Herkez'den Özür dileyerek içeri girip babamın sağındaki koltuğa oturdum. Ardından içeriye o adam geldi herkezi başıyla selamladıktan sonra babamın elini sıktı.
Babam
*hoş geldin aras oğlum.* dedi.Oğlumm! ıyy allah korusun. bu muşmula surata -yalan- bide oğlum diyor. Allahım sabır ver.
Aras*Hoş buldum Ahmet bey*
Tam benim karşımdaki sandalyeye oturdu. toplantı boyunca iki üç kez göz göze geldik. adam, gerçi pardon Aras bey, hiç pes etmeyince gözünü kaçıran mecbur ben oluyordum. Zaten o soğuk gözlerde kaybolmayı kim ister ki.
Toplantı bitmiş herkez dağılırken odada, babam, ben, Aras bey ve tam Aras bey in zıddı bir çocuk daha vardı. Çocuk çok sıcak kanlı esprili bir yapıya sahipti. babam'la Aras konuşurken bende o çocukla konuşuyordum
Burak*selam, ben Burak. Sen de Ahmet beyin güzel kızı güneş olmalısın* dedi.
Ben de elimi uzatarak*evet, memnun oldum Burak bey. *dedim
Burak' AA ne beyi canım. Kendimi yaşlı hissedeceğim vallahi. *dedi elimi nazikçe öperek.
Ben de gülümseyerek* peki Burak*dediğimde üzerimde bir çift soğuk göz hissettim.
Aras'a baktığımda aynı soğuk surat ifadesiyle bir bana, bir burağa bakıyordu.neden öyle baktığını anlayamamıştım. Babam ayağa kalkarak;
*peki o zaman Burak ve Aras akşam yemeğine sizi evime davet esiyorum yemeğe kesinlikle geliyorsunuz.*
Dediğinde şaşkınlıkla *ne, neden ki gerek yok bence.*deyivermiştim ardı ardına.
Babam şaşkınlıkla bana bakarken
*kızım ayıp oluyor ama.*dediğinde ikisinden de özür diledim. ama aslında o kelimeleri Aras'a söylemiştim. Aras'a baktığımda şaşırmıştım. Dudağının kenarı çok az kişinin fark edebileci kadar, minicik yukarı doğru kıvrılmış tı.Aras *tamam Ahmet bey. ama izninizle kızınız güneşi biraz almam gerek* dedi.
Ben şaşkınlıkla onu izlerken babamın dediği şey üzerine şaşkınlığım iyice büyümüştü.Babam*tabi oğlum akşam yemeğine de beraber gelirsiniz* dedikten sonra burakla odadan çıktı.
*hah ne güzel ya bana fikrimi soran bile yok.*
Aras *zaten san fikrini soran yok, arabama çarpmanın cezasını vermeden de sana kimse fikrini soramaz. 'dedi. Sesi yine soğuk ama ilki kadar dondurmuyordu.
*Off başıma bela oldun ya. *diyerek kapıya yönelmiştimki bir kol beni durdurdu.
Aras * bir daha benimle öyle konuşma *derken sesi yine içimi dondurmuştu.
Kendimi toparlayıp acıyan kolumu koca ellerinden kurtardım.*hah sen öyle san. *dedim. Kapıdan çıkıp asansöre ilerleyip aşağı tuşuna bastım. Ve yine asansör durdurulunca giren kişi, pardon kişilere baktım.
Burak ve Aras..
""arkadaşlar ilk romanlarımı yazıyorum lütfen beğenip diğer kitabıma da göz atar mısınız?" "
**mafyanın Masum aşkı**
Arkadaşlar ilk hafta olduğu için her gün bölüm yazacağım destekleriniz için teşekkürler*,*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arasın Güneşi
Teen FictionAile acısı onun gözünü döndürmüştü. normal bir insan gibi hayatını yaşayıp avukatlık okumak istiyordu babası gibi mafya olmayacaktı zira babası dünyaca ünlü bi mafyaydı. Ta ki..