Korkuyordu, onu kaybetmekten çılgınca korkuyordu. Nabız ritmi bozulmuş ve her hücresine kadar korkuyu hissederek koşuyordu. İçinden Merlin'e dualar ediyordu, "Lütfen tahmin ettiğim şey olamsın, lütfen..."
Yıkık dökük Hagrid'in kulubesinin yanından geçerken beyninde şimşekler çakıyordu, buradaydılar...
Uzun zincirin içinde; sarı saçlı soluk benizli biri sırıtıyordu karşısında, dirseği ile hapsettiği kızın gözyaşları, giydiği takım elbiseyi ıslatıyordu.
"Sakın ona dokunma Malfoy yoksa bunu sana ödetirim, senin ölümün benim ellerimden olur, önümde yatan cesedine tükürürüm."
Elinde fark etmeksizin sıktığı asası eline batmaya başlamıştı, yardım istercesine etrafına bakmayı sürdürdü; sonuç değişmiyordu, sadece bir kaç tane Hogwarts cübbeli cesete rastladı gözleri.
" Ah, bizim küçük kızıl büyümüş ve beni tehdit ediyor! Ne oldu Weasly, ikinci sınıfta bana zarar vermeye çalıştığında beri başına gelenleri unuttun mu yoksa?"
"Burada bulunmak istediğinden emin misin Mafoy? Biliyorsun burası Yasak Orman, en son buraya geldiğinde bağırarak kaçmışmıydın yoksa?"
Gri-mavi gözleri ile arşısındakine tehdithar bakışlar atmayı sürdüren adam bu sözler üzerine harekete geçemeye başlamıştı.
Himayesi altına aldığı kızın boynunda yer alan kolyeyi hızlıca çevirmeye başaldı. Kendi etrafında onlarca kez dönmeye başlayan kolye onlarca tur atıyordu.
Kız bağırmak istedi o an, yardım için boğazını yırtmak istedi. Yapamadı, çünkü onu kurtarabilecek tek bir kişi vardı. Ron Weasley...
Gözlerine bakmak istemedi kız, kendi için oluşan tehlike umurunda değildi onun güvende ve mutlu olmasını istedi. Bir topaç kadar hızlı dönen kolye yavaşlamaya başlamıştı, işte bitiyordu. Son bir güç ile dolu gözlerini onunla buluşturdu, gözleri ile konuştular.
Genç adamın yüreği patlayacak gibiydi onu bu hiçliğin içine çekemezdi. Elinin arkasında kanatacak kadar sıkıca kavradığı asasını toprağa yöneltti, yüksek bir ses ile bağırdı.
"Reducto!"
Toprak büyük bir çalkantı ile sallandı, volkanik bir patlama olurcasına heryer toz dumana boğuldu
Ronald Weasley koşmaya başladı, son kez büyük bir istekle koşmaya başladı. Kalbi ağzında atıyordu, aklından yüzlerce geçen kelimeyi koşarken sessizce fısıldadı.
"Onu seviyorsun, onu korumalısın..."
Çok yaklaşmıştı, genç kız korkudan sıkıca yumduğu gözlerini şaşkınca açmış, boynuna yerleşen keskin demiri umursamayarak bunu yapmasını reddedercesine kafasını sağa sola salladı.
Ron gelmişti, kolye son turlarını attığının farkındaydı, es veremezdi. Son bir kaç adım kala karşısındaki bocalamış adama çevik bir hareket ile bağrdı.
"Stupefy!"
Geriye doğru takla atan adam çalıların içinde gözden kayboldu.
Ron hızlı bir refleks ile kızı itti, boynundaki kolyeye davrandı onu hızla çıkarttı ve kendi boynuna yerleştirdi.
Hermione yere düşmüştü bağırmaya mecali yoktu, gözleri boşluğa düşmüştü inatla kalkmaya çalıştı, başaramadı...
Kolyenin dönecek turu kalmamıştı. Son çare gözlerini onunla buluşturdu ve sessizce konuştu.
Son üç tur...
"Özür dilerim."
Son iki tur...
"Buradan uzaklaş ve Harry'i bul, asamı al ve arkana bakmadan koş."
Son bir tur...
"Seni seviyorum Ron Weasley..."
Ve her şey kayıp zamanda yok olmuştu...
°°°°
İlk kurgunun heyecanı var üzerimde, yeni ve bir o kadar heyecanlı bir seri ile geldim.
Kitabıma bir şans verdiğin için teşekkür ederim, umarım seni hayal kırıklığına uğratmam.
Yorumlarınızı çok merak ediyorum, benimle paylaşmayı unutmayın!
Son olarak buraya mükmemel bir gif bıraktım bakıp bakıp aşık olabilirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Zaman
FantasyKolyenin dönecek turu kalmamıştı. Son çare gözlerini onunla buluşturdu ve sessizce konuştu. Son üç tur... "Özür dilerim." Son iki tur... "Buradan uzaklaş ve Harry'i bul, asamı al ve arkana bakmadan koş! " Son bir tur... "Seni seviyorum Ron Weasl...