Attığı her adımdan ayaklarından vücuduna yükselen acınının tarifi yoktu. Gözlerinin önü kararıyor, patlayan kaşından akan kanlar yere damlıyordu.
Genç kız bir yandan kolunu tutmaya çalışıyordu. Bıçakla koluna kazılan yazı ile bir etiket gibi değeri belirtmişti. Kolunun ortasından, bileklerine kadar uzanan kan şelalesi, yazıyı görmeyi zorlaştırıyordu. Fakat Hermione Granger ne yazdığını adı gibi biliyordu. Bulanık...
Sağa sola savrularak zorlukla ilerlemeye çalışıyordu, Hagrid'in parçalanmış kulubesinin yanından geçerken binlerce anı düştü aklına.
"Sana sorduğumu hatırlamıyorum iğrenç küçük bulanık!"
"Bunun cezasını çekiceksin Malfoy, Sümüklüböcek ye!"
Genç kız belli belirsiz gülümsedi ağzından gelen kanlara rağmen, bedenine yediği onlarca Crico'dan sonra sümüklüböcek çok masum gelmişti ona. Kırık asası ile onu korumaya çalıştığını hatırladı, elinde tuttuğu asaya daha sıkı sarıldı.
Hermione zeki bir kızdı, çok fazla vaktinin olmadığını biliyordu. İnatla ilerlemeye devam etti, uzaklaşabileceği kadar uzaklaştı.
"Hermione! Ron! Neredesiniz? Hermione!"
Genç kız bunun bir rüya olmaması için içinden Merlin'e dualar etmeye başladı. Gözlerinin her çevirdiğinde binlerce ceset görüyordu, attığı her adımda topraktan sulu kanlar fışkırıyordu, midesinin bulandığını fark etti.
Harry'nin gözleri ayakta zorlukla duran ve zangır zangır titreyen birine takıldı. Yaklaştıkça tanıdık çehresini gördü, son hızı ile koşmaya başladı. Yaklaştıkça bastıran korkusu karşında gördüğü kızı kaybetme korkusu ile karışıyorıdu. Hermione'nin bu halini gördüğünde göğsünün sıkıştı. Hep güçlü bir kızdı o, bu uğradığı ilk işkence değildi fakat Harry onu hiç bu kadar savunmasız görmemişti. Kolunu sıkıca tuttuğu parmaklarının arasında kanlar kaçıyordu. Dizlerinin paramparça, bedeninin titrek olduğununun fark edilemesi zor değildi. Yüzünü görmek güçtü ağzından, burnundan, kaşından gelen kanlar yüzünü kaplamıştı. Harry metrelerce öteden son hızı ile koştu, ayaklarının tabanının yandığını hissetmiyordu bile.
"Hermione! Dayan, buradayım! Kapatma gözlerini yalvarırım!"
Kız bedenine açtığı savaşı yavaşça ve acıyla kaybediyor gözleri giderek kapanıyordu. Koşan sert adım sesini, yalvarışlarını hala duyabiliyordu, tek güvencesi buydu. Bedeninin hafiflediğini hissetti, dizleri sert bir şekilde toprağa çarptı. Kendini dik tutamıyordu, vücudu serbest kaldı ve sert zemine çarpmadan nefesini tuttu, işte bu acıtacaktı.
Harry yetişmişti kız yere düşmeden önce onu sıkıca kavramış ve kucağına yatırmıştı. Gözlerini ağır ağır kırpıyordu kendini kapatmak üzereydi. Elleri hızlı bir şekilde boynuna gitti, nabzını kontrol ediyordu.
"Şükürler olsun.." dedi sessizce, onu kaldırdı ve ilerlemeye başladılar.
Hermione Granger, son bir kez gözlerini kırptı ve kendini karanlığa teslim etti, rüyasında onu görmeyi dileyerek...
~
Regl acısından ağlayarak yazdım bu bölümü, başladığım işi bitirmek istedim.Umarım beğenirsiniz voteden çok yorumlarınızı merak ediyorum 🐥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Zaman
FantasyKolyenin dönecek turu kalmamıştı. Son çare gözlerini onunla buluşturdu ve sessizce konuştu. Son üç tur... "Özür dilerim." Son iki tur... "Buradan uzaklaş ve Harry'i bul, asamı al ve arkana bakmadan koş! " Son bir tur... "Seni seviyorum Ron Weasl...