Suicide

134 11 13
                                    

🎼Ve sana tüm verdiğim gitti.
Sanki taşmış gibi yuvarlandı
Miaa- DYNASTY 🎼

"Herkes çok yoruldu de mi?" diye sordu liderimiz.

"Evet hyung. Bazen tüm bu işleri bırakıp gitmek istiyorum..." dedi Taehyung.

"Sen işi bırakırsında, adamlar seni bırakır mı? Yaptığın işin farkındasın de mi?" dedi huysuzca Yoongi hyung.

"Farkındayım hyung." diyerek göz devirdi Taehyung.

Onlar konuşmaya devam ederken gözlerim Jin hyunga kaydı. Bahçede kafasını eğmiş bir şeyler düşünüyor gibiydi. Yanı gitmek için ayaklandığım sırada Hoseok hyung seslendi.

"Nereye gidiyorsun Jungkook?"

"Jin hyungun yanına." dediğimde beni onayladı ve tekrar önüne döndü. Bende çok fazla takılmadan Jin hyungun yanına gittim. Karşısındaki oturağa oturdum. Geldiğimi fark etmemiş olacak ki hala pozisyonunu değiştirmemişti.

"Hyung?" seslenmemle irkilip bana baktı.

"Ah, Jungkook!" diyip yüzüne gülümseme yerleştirdi. "Bir sorun mu var?" kafamı iki yana salladım.

"Hayır hyung ama merak ediyorum. Seni bu kadar düşündüren ne? Heleki bu işe başladığımızdan beri." omuz silkti.

"Hayatı... Bize ne olduğunu. Normal yedi genç bir liseliyken bizi ne birleştirdi de bu lanet işlere giriştiğimizi." kafamla onaylayıp önüme döndüm.

"Nasıl dayanabiliyorsun hyung?" diye ağzımdan kaçtı günlerdir içimi kemiren soru. Bu soru, belki O'nu incitcek belki de gerçeklerle yüzleştircek bilmiyorum ama öğrenmek istiyordum.

"Neyi?" diye sordu. Devam ettirmeli miyim? Sırf merakım için birini incitmeli miydim? Yutkundum.

"Boşver hyung." diyip tam kalkacakken kolumu tuttu.

"Neyi Jungkook?" diye sorusunu tekrarladı kaşlarını satarak. Yutkundum.

"İnsanları öldürüp yaşamına hiç bir şey olmamış gibi devam ettirmeyi, nasıl dayanıyorsun hyung?" dedim gözlerimi kaçırarak. Gözlerine bakmaya cesaret edemiyordum.

"Dayanabildiğimi kim söyledi? Kimse dayanamaz buna Jungkook. Sadece dayanıyormuş gibi yaparlar. Bir güne kadar..." bir cesaretle gözlerine baktım.

"O gün ne zaman hyung? Ya da o günden sonra ne olacak?"

"Bunu kimse bilemez. Ama herkes şunu bilirki her şeyin sonu vardır. Her mutluluğun, her üzüntünün, her kızgınlığının, her sevginin, her yaşamın." dediklerine sadece kafa salladım. Ne söyleyebilirdim ki?

"Gençler hadi yatıyoruz!" bize seslenen Namjoon'u kafamla onaylayıp Jin hyungla içeri girdik....

Yorgunlukla yatağa yattım. Yorgunluktan bayılacak kadar olsamda uyuyamıyordum bir türlü. Saate baktım. İkiye on geçiyordu. Belki biraz daha temiz hava olsa iyi olabilirdi.

Biraz düşünüp artık dayanamayacağımı anlayıp odadan çıktım. Koridardan geçerken Jin hyungun odasına gördüm. Jin hyung sebebini bilmediğim bir şekilde kapısını hep kitlerdi ama bugün neden kitli değildi? Üstüne aralıktı! Kapıyı aralayıp içeri girdim. Odası boştu. Banyodaydı heralde. Banyoya doğru ilerlerken durdum. Ne yapıyordum ben? Nasıl insanların özelini karışma hakkını bulabilirim kendimden?

Kafamı iki yana sallayıp tam çıkacakken banyodan inleme sesi duydum. Ayaklarım yere çivilenmişti sanki. Arkama tekrar dönüp banyonun kapısına baktım. Yavaş yavaş oraya yürüdüm. Kapıyı hafifçe araladım. Gördüklerim karşısında gözlerim dışarı fırlayacak gibi oldu.

"J-Jin hyung!"

"Dayanbildiğimi kim söyledi? Kimse dayanamaz buna Jungkook. Sadece dayanıyormuş gibi yaparlar. Bir güne kadar..."

"Ama herkes şunu bilirki her şeyin sonu vardır.... Her yaşamın."

Neden hyung?

SUİCİDE / JİNKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin