Kalbim acıyor, jeongguk.
Senin yüzünden.
Doktorum dedi ki; eğer kalbim her geçen gün böyle devam edip daha da yavaşlarsa, önümüzdeki seneyi göremeyebilirmişim.
Ve bana 4 reçete daha göz damlası yazdı çünkü fazla ağladığım için gözlerimde kuruma var. Gerçi olmasaydı bile, normalde de bir şey göremiyorum.
Yine senin yüzünden.
Seninle sevgiliyken sürekli arkadaş ortamımızda beni ne kadar çok sevdiğini anlatırdın. Ama ben uzaklaştığım anda buna rağmen bana sarılmanın iyi hissettirmediğini, bir yağ tulumuna sarılıyormuş gibi hissettiğini söylemiştin.
Evet, seni duymuştum.
Kalbim de ilk o zaman ağrımaya başlamıştı. Senin için iki hafta gibi bir sürede İdeal kilomun on üç altına düşmüştüm.
Sürekli bayılıyordum gguk. Saçlarım dökülüyordu. Ve sen bana sarıldığında artık bir yağ tulumuna değil, tamamen çıkık kaburgalarıma sarıyordun kollarını.
Ve sen, buna rağmen arkamdan konuşmaya devam ettin.
Demiştin ki; "jimin'e aşığım. Ama fazla konuşuyor. Başım şişiyor bazen... keşke daha az geveze olsa."
Sustum. Senin sevdiğin gibi olgun davrandım, İçime attım sürekli. Ama zamanla boğazımda bir düğüm oluşmuştu. Çünkü ailevi sorunlarım vardı, sana anlatmak istiyordum.
Anlatamadım.
Yine "çok konuşuyorsun" demenden korktum. Beni bırakmandan.
İki senemiz böyle geçti. Koskoca iki sene gguk.
Sonunda; hiçbir şey yemiyordum, sürekli hastanelerdeydim. Konuşmuyordum, ve arkadaşlarım sıkıcı olduğumu söyleyip benimle görüşmeyi kesmişti. Senin sevdiğin kızlar gibi saçlarımı sarıya boyamıştım. Senin sevdiğin markalardan giyiniyordum.
Senin sevdiğin renkler.
Senin sevdiğin dövmeler.
Senin sevdiğin.
Sahi, sen her şeyi seviyorsun gguk.
Peki ya ben?
Dürüst ol. Beni hiç sevdin mi? Okul koridorunda açlıktan bayıldığımda yanıma koşmamanın sebebi "sevdiğin gibi" olmamam mıydı? Ya da bana hiç sevgi sözcükleri sıralamaman, " sevdiğin biri" olmamam mıydı?
Zamanla benden uzaklaştın. Çünkü sana yetemiyordum. Zayıf değildim, güzel değildim. Arkadaşım yoktu artık. Depresyondaydım. Yetersizlik duygusu kalbime saplanmış, takılmıştı. Çıkarmak için her uğraştığımda, daha da deşiyor gibiydim.
Bir gün hastane çıkışı kalbimde ağrı, gözlerimde yaşlarla her zaman takıldığın sahaya geldim. Elimde de hasta raporum vardı. Kırık kalp sendromuymuş hastalığımın adı.
Yanına koşarak geldim. üstü Kapalı Sahanın kapılarını ittim, koridoru geçtim. Sonunda seni soyunma odasında gördüm.
Arkadaşlarınla konuşuyordun.
Diyordun ki; "jimin'i artık sevmiyorum... ona katlanmak bile ölüm gibi. Neden bir anda değişti anlamadım. Ben eski tombul, kahverengi sağlıklı jimini istiyorum. Keşke biraz olsa eski haline benzeye bilse."
Şimdi okulun çatısındayım, bu mektubu sana yazıyorum.
Kalbim, zayıflıyor gguk.
Senin yüzünden.
Nefeslerim, artık ciğerlerimi yakıyor.
Senin yüzünden.
Ve sen, beni sevmiyorsun gguk.
Bu, canımı yakıyor.
Ama ben, seni seviyorum.
Ne de olsa, "sevdiğin biri olmasam da"
"Sevdiğin gibi biri olmak için çabaladım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you do not love me. //jikook + One Shots
Non-FictionKalp kırığı sendromu olan park jimin, hayatını sonlandırmadan önce mektup yazmaya ve eski sevgilisi jungkook'a yollamaya karar verir. Kalp kırıklığı sendromu; kişinin yaşadığı her hangi üzücü bir olay sonrası kalp atışlarının yavaşlaması ve vücudun...