Gecenin karanlığı içinde bir tek onun ayak sesleri,tek tük hıçkırık sesleri ve sağanak yağmur duyuluyordu. Göz damlaları afımlarının sarsıntılarıyla yere düşüyorlardı ancak yağmur yüzünden ıslanan parke taşlarından belli olmuyordu. Genç kızın telefonu çaldı
-Efendim baba
-Kızım beş dakika diye çıktın bir saattir geri gelmedin
Kız başından sağmak ve yalnız kalmak için bir yalan uydurdu.
-Geliyorum baba
Eve doğru yöneldi yaklaşık yarım saat sonra köşkün kapısının önündeydi. Kocaman demir kapıyı açmak için şifreyi girdi 64426. Bu hayatı o mu istemişti şatafatlı ve lüks olan bir hayat gerçekten onu mutlumu etmeliydi. Neden etmiyordu? Cevabı biliyor ama kabullenemiyordu. Kapıdan içeri girerken etrafa bakıyordu sağ taraftaki büyük elma ağacının en kalın dalına annesiyle birlikte yaptığı kamyon tekerleği salıncağa baktı. Annesi ile orada çok eğlenirdi. Sonra içeri girdi en üst kata odadına çıktı. Ama bir gariplik vardı odadı olması gerekenden soğuktu ve eşyalatın yeri değişmişti. Eşyalar aynı annesinin ölmeden önce yaptığı gibiydi birden oda iyice soğudu ve bir el Emma'nın omuzunu tuttu...