elmalar ve turtalar

473 51 125
                                    


Odaya dolan güneş ışığı, göz kapaklarımı delmek istercesine gözlerime vuruyordu. Elimi yastığa koydum.

Boştu.

Gitmiş miydi?

Mutfaktan gelen şarkı sesi ile gülümsedim ve rahat bir nefes aldım. Yerdeki tişörte baktım. Dün Lisa'nın giydiği tişörttü.

Ben mutfağa doğru ilerlerken hem şarkı sesi yükseliyor hem de muhteşem bir koku burnumdan içeri kayıyordu.

Mutfak kapısına geldiğimde elinde tavayla bana dönen bir kas yığını beklemiyordum. (Yazar not: karın kası ve üstünde sütyen var😽)

"Günaydın!"

"Sana da günaydın."

"Taehyung, bugün gününü bana ayırır mısın?"

"Tabii ki!"

Masaya otururken tabağıma yumurta koyuyordu.

"Ama ben yumurta yemem ki."

Yüzüme baktı.

"Yiyeceksin."

"Yemeyeceğim."

"Taehyung, o yumurta bitecek."

Teslim olduğumu belirtmek için ellerimi havaya kaldırdım. Zafer edası ile gülümsüyordu. Karşıma oturduğunda bir yandan sohbet edip bir yandan kahvaltı yapmaya başladık.

"Ee Lisa, bugün ne yapacağız?"

"Sürpriz! Sadece bana güven olur mu?"

Peki dercesine kaldırdım omuzlarımı.

Bir süre sessizlik hakim oldu soframızda.

"Lisa, beyin mi kalp mi?"

"Beyin; çünkü kalp aldanır, aldatır.
Kalp vicdana bağlıdır, her zaman bir şeye, bir kişiye aittir. Ama beyin bağımsızdır, rasyoneldir."

Bana göz kırparken bir kez daha ne kadar güzel olduğunu düşündüm.

"Lisa, muhteşemsin."

Tabağıma bakarak söylediğim bu söz, kafamı kaldırdığımda gülerek bakan bir Lisa'yla karşılaşmama sebep olmuştu.

Kahvaltıyı toplamaya başladığımızda şarkı söylemeye başlamıştı. Ona eşlik ettim. Bir yandan eğleniyor bir yandan da mutfağa topluyorduk.

Lisa gözden kayboldu. Evin içinde onu ararken odamda yatağı toplarken buldum.

"Ee Lisa, ne yapacağımızı söylemeyecek misin?"

"Önce biraz en sevdiğin jöleli turtalardan yapalım hadi gel."

Şaşkınlıkla ağzımı araladım.

"Sen, sen nereden biliyorsun?"

Gülümsemekle yetindi.
---------------

"Lisa dikk-"

Cümleyi bitirmeme fırsat kalmadan Lisa tutmadan karıştırdığı kabı üstüne boşaltmıştı.

"Taehyung, yardım et!"

İnleyerek söylediği bu sözler daha da çok gülmeme sebep olmuştu. Artık gülmekten karnım ağrıyordu ve yere düşmüştüm.

"O güzel poponu kaldır ve bana yardım et!"

Yerden kalktım ve Lisa' ya doğru yürüdüm. Tişörtünü çıkarttım, omzuma attım.

Belinden kavrayıp tezgaha oturttum.

"Burayı temizlemeyi boşver de başka yerleri batırmaya ne dersin?"

Arsız bir sırıtışla söylediğim bu cümle ile omzuma vurdu.

Tezgahta indi, ben de Lisa'nın tişörtünü makineye attım.

"Bugün eve gitmelisin. Getirmen gereken kıyafetler ve kişisel eşyaların var. sonuçta bana taşıyacaksın değil mi?"

"Öyle mi?"

"evet, hadi bakalım."

Dolaptan bir tişört fırlattım.

"onları giyin ve biran önce gel."

Üstüne verdiğim tişörtü geçirirken ben de sadece onu izledim.

Fark ettiğinde gözlerimiz buluştu. Utangaç bir şekilde gözlerini kaçırdı.
"Lisa, o adamın ne söylediği önemli değil, senin yerin burada."

Kapıyı kapattıktan sonra bir şarkı açıp yarım kalan turtayı bitirdim. Ortalığı biraz toparladım. Sonra da favori mekanım olan pencerenin önüne yerleştim.

Bunlar gerçek miydi?

Daha dün yapayalnızdım. Evde ses yoktu. Ben duvarları,duvarlar beni dinliyordu. Ama şimdi onun tatlı sesinden çıkanlar şarkılar eve adeta ses katıyordu.

Saatler önce tanıştığım bir kadının evime taşınıyor olması beni hiç endişelendirmiyordu. Ama o sıradan bir kadın değildi. Çok, çok farklıydı.

Gözleri, saçları, dokunuşları...

Her şeyiyle çok farklı...

Onu o parkta ilk gördüğümde sanki daha önceden tanıyormuşum gibi hiç yabancılık çekmemiştim ve karşı koyamamıştım.

Derince bir nefes aldım.

Bu düşüncelerden sıyrılmak adına yerimden kalktım ve televizyonu açtım.
Hiçbir program ilgimi çekmiyordu, kanallarda gezindim. Çalan kapıyla yerimden kalktım. Erken gelmişti.

Kapıyı açtığımda elaları sisliydi.

Elindeki valizi bıraktı ve hiçbir şey söylemeden boynuma sarıldı. Onu içeri çekip kapıyı kapattım. Koltuğa oturduğumuzda onu omuzuma yasladım.

Dakikalarca ağladı ve ben sadece sustum.

"Hey, akşama enerji toplamak ister misin?"

Onaylarcasına mırıldanınca mutfağa gittim ve atom yapmaya başladım.

Ensemde hissettim sıcak nefesle gülümsedim.

"Atom gerçekten çok lezzetli olmuş. Seni alan yaşadı."

Kahkahalarımız evi doldururken atomlarımızı içip sohbet ettik.
-----------------------

"Bu senin resmi odan. Eşyalarını falan buraya koyarsın. Tabii istediğin zaman yanımda yatabilirsin."

Memnuniyetle gülümsedi.

"Hey Tae, öğle uykusuna ne dersin?

Lisa'nın yatağına uzandık ve birbirimize sokulduk.

"Akşam ne yapacağımızı söylemedin?"

"Evet, söylemedim."

Susunca cevap vermeyeceğini anladım. O hafif bir şarkı mırıldanırken bedenim kendini uykuya çoktan teslim etmişti.

-------------L------------&-------------V-----------------

Ghost DarlingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin