four

153 19 4
                                    

Yaslandığım beton sütundan gözleri etrafa tarayan, siyah uzun saçlarını salmış ve hiddetle gelen Lisa'yı seyrediyordum. Kaşlarını çatmıştı ve buraya yaklaşıyordu, ciddi yüz ifadesine karşılık rahat yürümesiyle bahçeyi terk etmişti.

İkimizde siyah saçlarımızı olduğumuz gibi bırakmıştık, ne malum kaderin cilvesi karışacak saçların böyle olmasını istemişti. Aynı şekilde karışacak ve kavrulacak tenlerin de.

Kapı yine Lisa'nın olduğunu belli edercesine hiddetle açılarak, gözlerimizin buluşmasını sağlamıştı. Yaptığı koyu tonlu makyajı onu daha cazibeli kılmış o gelirken onu süzdüğümü belli etmekten asla çekinmemiştim çünkü dibime gelip boynumdan çekerek dudaklarıma yapışmıştı. Kafası dudaklarımızın ritmine göre yavaşça sol omzuna doğru kayarken, ellerim crop'unun açıkta bıraktığı belini kavramıştı. Onun elleri de boynumu sararken tırnakları ile boynuma küçük izler bırakıyordu.

Nefesimiz yetmezken birbirimizden zor da olsa da birbirimize yaklaşabildik. Uzun bacaklarını kalçama yerleştirirken ellerim dolgun kalçasına uzandı. Kadınlığı her erkekliğime çarptığında içimde fokur fokur kaynayan bir ateş, kokusuyla da bir barut misali sarmıştı beni.

Saçlarımız karışmış, büyü gerçekleşmişti. Yine aramızdaki mesafeyi açtık ve saniyeler içinde tişörtümü çıkardım. O uslanmaz bir kız olduğunu belli etmekten çekinmeyerek fiziğime arsızca bakarken, onu hızlıca yakaladım ve masaya oturttum.

Ellerimi zarif beline sardım, gözlerinin en içine bakarak. Siyah uzun saçlarının kokusu burnuma doluyordu, ondan deli gibi nefret ediyordum fakat içimde yanan kıvılcım ona hissettiğim bu güçlü kötü duygular yüzünden miydi bilmiyordum.

İnce ve şekilli vücudunu bana sürttü yavaşça. Siyah gözlerini asla çekmiyordu, bu delirtici hareketi yaparken. Sertliğim belirginleşmişken, güzel bedenini masaya serdim yavaşça.

"Sürtük olduğunu ne kadar güzel belli ediyorsun Lalisa." Sözcüklerime karşılık gülmüştü, gerçek bir sürtüktü. Dediklerim onu daha da kışkırtmıştı ve inlemişti.

"Sert ve damarlı erkekliğin bu sürtük için heyecanla kalkıyor Jeongguk, senin benden farkın ne?"

Demeye çalıştığını anladığımda hızla soymaya başlamıştım birbirimizi. Bütün kontrol bendeydi, bu şekilde olmaktan zevk alıyordu.

"Birazdan dar deliğine bu erkeklik girdiğinde konuşabilecek misin Lalisa?" Asla soğukkanlılığından vazgeçmiyordu, yine ve yine gülümsedi inlemelerinin arasında.

"Sen içimdeyken neler sayıklayacaklarını asla unutmayacağım Jeon." Şuan içim fitil fitil yanıyorken, içimden övgüler yağdırmaya başlamıştım bile.

Boynuma tutunarak tekrar birleştirdi dudaklarımızı,
dillerimiz birbirine dolanırken ağzımın içinde inledi sersemce. Ellerim şekilli kalçalarında dolanıyordu ve kafayı yemek üzereydim.

O sıra aklıma ne onu seven Taehyung geldi, ne yaptıklarımız.

Siyah kilodu onu delirtircesine çıkarırken sinirlendi ve ellerimi tutarak kendi çıkardı. Gözlerime cenneti sermişti, bacaklarını açtığında.

Yanık teni, derin derin aldığı nefesler, terden daha seksi gözüken bedeni ve araladığı bacaklarından gözüken gül misali kadınlığı.

Erkekliğim menisini yavaş yavaş sızdırdı bu görüntüyle. Ama hala kendimi tutuyordum.
Bel oyluklarına öpücük kondururken kendimizden geçmiştik sanki.

Terden ıslanmış saçlarımı tutarak kafamı daha aşağıya getirdi baskınlığı ile.
"Çok güzelsin Lalisa Manoban. Delirtiyorsun b-beni!" dedim boğukça.

Ben onun klitorisine ufak tepek öpücük kondururken zevkten çığlık atıyordu artık.

"Doldur içim Jungkook, sik artık beni. Bu arsız sürtük senin penisin için ölüyor."

Son sözleriyle bütün benliğimi prtaya koydum ve boxerımı sıyırdım. Beni görünce nefesi daha da kesildi fakat beni öpmekten kendini alı koyamadı.

Yavaşça ıslanan hazır deliğine erkekliğimin başını dayadığımda çığlık attı. Elim ağzına giderken ellerime ısırıklar bıraktı.

Tanrım.. bu kadının her hareketi mi seksi olur?

Deliğini tamamiyle dolduran erkekliğimle kendi aheste bir şekilde üzerimde dans etti. Beli yavaşça havada süzülüyordu ve tanrım.. sikeyim bu hayatımda gördüm en güzel görüntüydü.

Elim narin belini kapladı ve ikimizde hassas noktamızda deli gibi hızlanmaya başlamıştık.
"Ağh-m Jungkook daha hızlı, ah."
İnlemeleri kulağıma gelen en güzel sesti sanki. Deliriyordum ona. Boynuna öpücükleri sundum, sözcüklerimle şımarttım onu.

Son anlarımıza gelirken, deli gibi bağırdık artık. Ve yavaşça içine sıcak sıvımı bıraktım. Nefeslerimizi tekrar bulmuşçasına rahatlamıştık. Ve uzandığımız yerden birbirimize bakıp gülmeye güldük.

"Ben hala anlamadım gay olup olmadığını, bu yetmez Jeon."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

hater boy and infamous girl, liskook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin